Ali Babacan’ın katıldığı Bursa il kongresi, DEVA Partisi’nin geldiği noktayla ilgili önemli ipuçları verdi bize.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nin Orhangazi Salonu’nun tıklım tıklım dolması tek başına bir ölçü olamaz kuşkusuz.
Ancak partililerin coşkusu, katılımcıların önemli bölümünün gençlerden ve kadınlardan oluşması, iyi bir organizasyona imza atılması, DEVA’nın bir tabela partisi olmadığını gösterdi.
Yıllarca ekonomi bakanlığı yapan Babacan’ın tespit ve öngörüleri kamuoyunda ciddi bir karşılık bulsa da, tekdüze konuşması ve heyecansız hitabeti kitleleri coşturmaya yeter mi emin değilim.
Babacan’ın 2 adaylı olmasına rağmen Bursa kongresine katılması, daha önce 4 kez geldiği bu kenti çok önemsediğini gösterdi bize.
Bunda, Bursa’nın bir ekonomi kenti, bir sanayi başkenti ve bir işçi şehri olmasının da payı var elbette.
Zaten Babacan da enflasyon, faiz ve kur eksenli konuşmasının final bölümünde Bursa ile ilgili ayrı bir parantez açarak, bu kentle ilgili bilgisinin ve ilgisinin çok fazla olduğunu ortaya koydu.
Kongreye Genel Başkan’ın yanı sıra, genel başkan yardımcıları ve kurucular kurulu üyeleriyle adata çıkarma yapılması da dikkat çeken bir diğer detaydı.
Bu pozitif hava DEVA Partililerin yüzlerine de yansımıştı.
Bursa örgütü ise ilk ciddi sınavlarından başarıyla çıktı.
Babacan’ın Bursa bağlantısı ne?
Babacan’a ekonomi gündeminin yanı sıra, siyasi gelişmelerle ilgili de birçok soru yönelttik.
İlk yazıda belirttiğim gibi Babacan, Bursa’yı diğer liderlerden daha çok tanıyor.
Çünkü siyasete girdikten sonra ailesine devrettiği tekstil şirketi nedeniyle, geçmiş yıllarda Bursa’ya sık sık uğrayan Babacan’ın, bu kentte tekstil imalathanesi de vardı. (Belki de hâlâ faaliyette.)
Yani Babacan’ın Bursa ile ilgisinin bir nedeni de ticari bağlantılarından kaynaklanıyor.
Beklenen sonuç
Her ne kadar parti içinde kendisine yönelik eleştiriler olsa da kurucu il başkanı özelliği nedeniyle Özgöz, örgüte hâkim bir isim.
İlçeleri kendisi kurdu, üyeler onun döneminde yazıldı ve doğal olarak genel merkezle de yakın çalıştı.
Şaibesiz bir siyasetçi olması ve kamuoyuna güven veren imajı nedeniyle de sonuç kaçınılmaz oldu.
Ancak rakibi Erman Kızılyel ve ekibini de kutlamak gerekir.
Kızılyel’ın adaylığı demokratik bir ortamın önünü açtı, partiye dinamizm sağladı.
Yeri gelmişken, çift adaylı kongre yapan tek kentin Bursa olduğunu da hatırlatayım.
Tarafsızlığını yitiren divan başkanı
24. Dönem AK Parti Milletvekili olan Şahin, DEVA’ya iktidar partisinden transfer olan deneyimli bir siyasetçi.
Bu özelliğinden olsa gerek dakikalarca nutuk çekti.
Böylece hem kongrenin önüne geçti, hem zaten sarkan kongrenin uzamasına yol açtı, hem de genel başkanın konuşmasını gölgeledi.
Yetmedi, kürsüye davet ettiği Serkan Özgöz’ü överek, tarafsızlığını yitirdi, taraf olduğunu ilan etti.
Oysa seçimi açık ara kazanan Özgöz’ün böyle bir desteğe hiç ihtiyacı yoktu.
İdris Şahin, Atatürk’ten söz ederken Cumhuriyet’in kurucusu demek yerine ‘Cumhuriyet’in banisi’ diyerek sadece Özgöz’den değil Arapça’dan yana da safını belli etti.
Ve son olarak Türkiye’ye demokrasiyi Celal Bayar’ın getirdiğini iddia ederek tüm bu olumsuzluklarının üzerine tüy dikti.
Özetle, bir siyasi parti kongresi ancak bu kadar kötü yönetildiği için üniversitelerde tez konusu olabilir!
Kültürpark projesi çevreci bakış açısı ve ortak akılla şekilleniyor
“Kültürpark’ın düzenlenmesi 30 yıldır konuşuluyor ancak ilk kez biz adım atıyoruz. Kültürpark Master Planı ile tek amacımız yeşil bir çevre yaratmak. Bunun için Türkiye’nin en iyi mimarlarıyla çalışıyoruz, ortak aklı önceliyoruz. 4 atölye yapacağız. Sizlerden de bu projeye sahip çıkmanızı bekliyoruz” demişti Aktaş.
Dün elektronik postama gelen iletiye baktım, daha sonra gazetemi okudum.
Aktaş, ikinci atölyeyi Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nin; şehir plancısı, mimar, peyzaj mimarı ve sosyoloji öğrencileriyle yapmış.
Ve toplantıdan; yönlendirme, yaya yolu, otopark sıkıntısı, araçların park içinde gezmesi, güvenlik, havuzun parkla bütünleşleştirilmesi, parkla ilgisi olmayan derneklerin fazlalığı gibi sonuçlar çıkmış.
Dahası hiç kimsenin itiraz etmeyeceği, Bursalıların üzerinde uzlaşacağı, Kültürpark’ı betondan arındıracak, kent merkezine daha fazla yeşil alan kazandıracak çevreci bir proje.
Yerleşik düzene karşı olanlardan itiraz sesleri yükselebilir.
Ancak böylesine çevreci bir projeyi tüm kent destekler.
Aktaş, bu doğru projeden ufacık bir taviz bile vermemeli.
Daha yeşil bir Bursa ve kentin menfaatleri için!