Bilmem İspanya’nın özerk bölgesi Katalonya’da yaşananları takip ediyor musunuz?
Nitekim Türkiye için ibretlik hadiseler yaşanıyor bir Avrupa ülkesinde.
***
Zengin ekonomisi ve dünya markası Barcelona’sıyla tanınan Katalanlar, bağımsızlıklarını elde etmek için referandum yaptılar.
Ancak İspanya hükümeti, elindeki tüm polisiye imkanları devreye sokarak referandum sandıklarını yerle bir etti.
Copsa cop, biber gazıysa biber gazı, plastik mermiyse plastik mermi…
İnsan hakları, demokrasi, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı demeden, 10 binlerce insanın üzerine gaz sıktılar, oy verme işleminin yapıldığı yüzlerce salonu bastılar, direnen kim varsa gözaltına aldılar, tek bir Katalan’ın bile gözünün yaşına bakmadılar.
İspanyol polisinin müdahalesiyle bine yakın Katalan hastanelik oldu.
***
AB, tüm bu olaylardan sonra ne dedi:
“Referandum İspanya anayasasına aykırıdır. İspanya’nın yanındayız.”
Güvenlik güçlerinin şiddetine tek satır değinmeden, ‘İspanyol polisi orantısız güç kullanmıştır, yazıktır, günahtır’ demeden, sadece referandumun hukuksuzluğuna dikkat çeken destek açıklaması yaptılar.
***
Doğru, bağımsızlık talebi İspanya anayasasına aykırı.
Peki, HDP’nin özerklik talebi, ulus devlet modeliyle inşa edilmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına uygun mu?
Siz hiç bugüne kadar AB’nin Türkiye’nin üniter yapısına destek veren bir destek açıklamasını hatırlıyor musunuz?
Yapmazlar, çünkü Türkiye’nin birliği, AB’nin zerre umurunda değil.
Hatta ayrılıkçı hareketlerle meşgul olan, terörle mücadeleyle istikrarsızlaşan bir Türkiye, AB’nin çıkarlarıyla daha çok örtüşür.
Ancak bölünmüş bir İspanya, AB’nin geleceği için büyük bir tehdittir.
Çünkü, İspanya’nın bölünmesi domino etkisiyle diğer AB ülkelerini de tehdit eder.
Oysa Avrupa Birliği’nin kuruluş felsefesi, adı gibi birlik kavramı üzerine inşa edilmiştir, bölünme üzerine değil.
Ayrıca İspanya’nın bölünmesi zaten İngiltere’nin ayrılığıyla geleceği tartışılan AB’ye büyük bir darbe vurur.
***
İspanya’daki bağımsızlık hareketinin Türkiye için ibretlik olması sadece AB’nin ikircikli tavrından kaynaklanmıyor.
Katalanların bağımsızlık mücadelesi HDP’nin savunduğu politikanın ‘meşruiyetini’ de yerle bir etti.
Ne diyordu HDP’liler:
“Biz ayrı bir devlet istemiyoruz. Demokratik özerklikle Kürtler ve Türkler kardeşçe yaşayabilir. Özerklik, iki toplumu ayrıştırmaz aksine bir arada yaşamamızı garanti altına alır.”
Peki İspanya’daki özerklik, birliği mi sağladı?
Tam aksine, bölünmenin önünü açtı.
Sadece İspanya mı?
Kuzey Irak Kürt Özerk Yönetimi de bağımsızlık için mücadele etmiyor mu?
***
İşin esası şu:
Şartlar ne olursa olsun, etnik temele dayalı bir özerk yönetim, önünde sonunda bağımsızlık hareketine evrilir.
İşte Kuzey Irak’ta ve Katalonya’da yaşananlar bunun ispatı.
Tarih boyunca hiçbir özerk yönetim, kaderine razı olmamış ve bağımsızlık ateşiyle kavrulmuştur.
Ancak özerk yönetimlerin bağımsızlık talepleri nasıl bir haksa, bölünme hareketlerini engellemek de haktır.
———————————–
Bir okuyucu görüşü
Dün BUSKİ’nin yüksek fatura eleştirilerine yeni faturalarla yanıt verdiğini yazmıştım.
Zaman zaman köşemde okuyucuların iletilerini de paylaşıyorum.
Bir okuyucum, Bursa’da suyun pahalı olduğunu iddia eden bir görüşünü paylaşmış.
Okuyucu şunları savunuyor:
“Mustafa Bey, 3 Ekim’deki yazınızı okudum. Ancak faturaların yüksek oluşu bence 10 tondan sonraki tutardan kaynaklanıyor. Bir aile 10 ton suyla bir ay idare edebilir mi? 10 ton suyun üstü nerdeyse iki kat fiyat. Lütfen bu konuyu da dile getiriniz.”
————————
Uluyol’daki düzensizlik
Uluyol’dan aracımla her geçişimde aynı manzarayla karşılaşıyorum.
İki şeridi işgal eden park ihlali.
Caddenin bir şeridini Burbak işlettiği için yol daraldı zaten.
Bir şeridi de tramvay kapatıyor.
Tüm bunların üzerine kaçak parklanma tüy dikince, cadde kuşa döndü.
Yetkililerin bilgisine.