AK Parti’de referandum sonrası yaşanan değişimi tek bir nedene bağlayamayacağımız gibi, olanları 2-3 aylık bir sürecin iz düşümü gibi görmek de sağlıklı bir değerlendirme olmaz.
Değişim, bağıra, bağıra geliyordu ki referandum da tetikleyici oldu.
Referandumda Bursa’nın aldığı evet oyundan söz etmiyorum.
Nitekim genel olarak, AK Parti’nin başta İstanbul ve Ankara olmak üzere teşkilatların kahir ekseriyeti bekleneni veremediği gibi, milletvekillerinin performansı da yeterli görülmedi.
Kuşkusuz her değişimin kendi içinde kodları var.
Kabine revizyonuyla başlayıp, il başkanlığı ve emniyet müdürü değişikliğiyle süren Bursa’daki değişimi, Cumhurbaşkanı’nın yeni bir sayfa açmak isteği olarak özetleyebiliriz.
Nitekim Bursa’daki değişim sadece siyaseti şekillendirmekle kalmayacak, bürokrasi de köklü değişimden nasibini alacaktır.
Peki yeni sayfadan kasdettiğim nedir?
AK Parti Bursa, adeta kaynayan bir kazanı andırıyordu.
Hizipler, hemşehri grupları, ekipler, şu’cular, bu’cular derken, AK Parti Bursa’da kelimenin tam anlamıyla bölük pörçük bir görüntü sergiliyordu.
En azından algı buydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da her gün öngörülenden çok daha fazla Bursa ile ilgili bilgi gidiyordu.
Çok daha önceden değişimi kurgulayan Erdoğan, en uygun zamanı kollayarak referandum sonrası düğmeye bastı.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman ise, değişim sürecinin ete kemiğe bürünmüş haliydi.
Salman atandıktan sonra birçok kişi şu sorunun yanıtını arıyordu:
Ayhan Salman kimin adamı, kime yakın?
Yanıt şu:
Ayhan Salman kimsenin adamı değil, herkese de eşit mesafede.
Zaten bu özelliğinden dolayı Cumhurbaşkanı kendisini tercih etti.
AK Parti’de yıllar sonra genel merkezde önemli bir göreve getirilen Mehmet Tunçak’ın, “AK Parti’de abiler dönemi bitti” sözleri, boş sözler değil.
Aksine AK Parti’nin içinden geçtiği süreci en isabetli şekilde tahlil etmiş Tunçak.
Bu perspektiften Hakan Çavuşoğlu’nun başbakan yardımcılığına atanmasının da gerekçesini okuyabiliriz.
Nitekim Çavuşoğlu parti içi çekişmelerde taraf olmamış, hiziplere bulaşmamış bir siyasetçi olarak tanınıyor.
Buraya kadar AK Parti’de olanları yorumlamaya çalıştım.
Ancak asıl önemlisi bundan sonra ne olacağıdır?
AK Parti’de değişimin bunlarla sınırlı olacağını söylemek eşyanın tabiatına aykırı olur.
İlçe teşkilatlarıyla sürecek değişimin, yerel seçimlerde belediye başkanları ve genel seçimlerde de milletvekillerinin hatırı sayılır bölümüyle noktalanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.
———————
İl yönetimine yüzlerce başvuru
AK Parti Bursa’da il başkanı değişti sırada yönetim var.
Yönetim ve yürütme kurulu üyelerinin tamamının istifası alındı ve Ayhan Salman, yoğun bir şekilde liste hazırlıyor.
Yoğun ama ne yoğun.
Gelen taleplerden başını kaldıramıyormuş Salman.
Yüzlece talep varmış, her meslek grubundan, her çevreden.
Başvuruların bir kısmı referanslar aracılığıyla, bir bölümü cv’lerini ileterek, bazıları da sözlü bir şekilde yeni il yönetimine girmek istediklerini iletmişler.
Salman’ın işi kolay değil.
Gerçi Salman, “Herkesi kucaklayıp, kuşatıcı bir liste hazırlayacağız” diyor ancak bu kadar fazla başvuru arasında mutlaka kırılanlar, küsenler olacaktır.
2015 yılında il yönetimine 750 başvuru varken, bu sayının üzerine çıkılacağı sanılıyor.
Bu arada, son tüzük değişikliğiyle birlikte il yönetiminin 50 asil, 25 yedek üyeden oluşacağını belirtmiş olayım.
—————————
Efkan Ala hacca gitti
İçişleri eski Bakanı Efkan Ala, 23 Ağustos tarihinde kutsal topraklara uçarak hac ibadetini yerine getirmeye gitti.
Allah kabul etsin.
Ala kutsal topraklarda olacağı için partisinin Bursa’daki bayramlaşmasına katılamayacak.
Ancak Müezzinoğlu burada olacak.