Uzun zamandır konuşulan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bursa ziyareti kesinleşti.
Tarih ağustos başında planlanıyor.
Erdoğan, Bursa’ya iki nedenden dolayı geliyor.
Birincisi teşekkür etmek için.
Öyle ki İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya gibi önemli kentleri muhalefete kaptıran AK Parti, Bursa’da önemli bir seçim zaferi elde etti.
Ancak Bursa seçiminin önemi, sadece bu değil.
Çünkü Bursa, nüfus bakımından AK Parti’nin Türkiye’deki en büyük belediyesi.
Erdoğan, gelmişken bazı açılışları da yapacak.
Onlardan biri Bursa’nın son yıllardaki en büyük sağlık yatırımı olan Şehir Hastanesi.
Şehir Hastanesi pazartesi hizmete açılacak olsa da resmi açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacak.
Erdoğan, eğer yetişirse İstanbul-Bursa-İzmir Otobanı’nın açılışını da yapabilir.
Nitekim, yaklaşık yüzde 95’i tamamlanan otoban’ın, Kurban Bayramı’ndan önce tamamlanması için yoğun çaba sarf ediliyor.
426 km’lik otoban’ın 230 km’si açılmış, 46 viyadüğün 32’si tamamlanmış, İstanbul-Bursa ve Akhisar-İzmir arası da kullanılmaya başlanmıştı.
Erdoğan’ın otoban’ı Bursa’dan açacak olması bir olasılık.
Nitekim Erdoğan, Kurban Bayramı’ndan önce yetişse bile İstanbul-Bursa-İzmir Otobanı’nı Bursa’dan açmayabilir.
Ancak kesin olan bir şey var ki, Erdoğan teşekkür ve açılışlar için Bursa’ya geliyor.
Şehir Hastanesi’ne son inceleme
Eğer olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa Bakan Koca’nın onayıyla Şehir Hastanesi, pazartesi hizmete açılacak.
Bu arada Koca, Sağlık Bakanı sıfatıyla ilk kez Bursa’ya gelecek.
Boğazova Yaylası
Ben ilk kez gördüm.
Dar, virajlı ve bozuk sayılabilecek bir yolu katedip, sancılı bir yolculuktan sonra varıyorsunuz Boğazova’ya.
Domaniç ve Keles’e yakın, İnegöl’e yaklaşık 25 km uzaklıkta, havası mis, doğası cennet bölgede, çam, gürgen ve kayın ağaçlarının ihtişamıyla adeta büyüleniyorsunuz.
İnegöllü meslektaşım sevgili Hasan Özdemir‘in aracıyla gittik Boğazova’ya ve yolda Çayyaka Muhtarı Sami Çakmak‘ı da aldık.
Yeri gelmişken Çayyaka ve Boğazova’daki Mindos Kalesi ile bilgileri tarihçi Raif Kaplanoğlu‘dan alıntı yaparak paylaşayım.
“Efendim Çayyaka’yı kuran Bedre asıllı bir Rumdur. Bedre’nin kızını, Boğazköy’deki Rum Tekfuru istemiş. Bedre vermeyince, Boğazköy tekfuru suyu Deliktaş’ta kesmiş. Sonra da birden salınca İnegöl’ü sel basmış. Bunun üzerine Bedre Mindos’a çıkarak, orada bir kale yapmış. Kızını da oraya kapatmış. İşte Türk ve Bizans kaynaklarında sözü edilen Bedros Kalesi de budur. 1530 tarihli tahrir defterine göre 26 haneli bir köydür. Köylüler kesimci olduğuna göre kurucuları Hıristiyan olmalıdır. Anlamı ise Luwi dilinde ‘Ana Tanrıça’nın Erkeği’dir.”
Boğazova ile bilgili veren Sami Çakmak, İnegöl’ün zengin mobilyacılarının neredeyse tamamının bölgede villası olduğunu söyledi.
Hangi villa kime ait, hangi villa inşaatının mülkiyeti hangi mobilyacıya ait, tek tek biliyordu Çakmak.
Boğazova’yı Boğazova yapan biraz da göz alabildiğince ormanlık alan.
Başkan Aktaş, yaklaşık 100 dönümlük bir alanı ekoturizme açmak için, ilçe belediye başkanlığı döneminde çalışma yapmıştı.
O akşam Aktaş’a bölgeyle ilgili planlarını da sorduğumuzda İnegöl Belediyesi’ni işaret etti.
Ancak konuştuğum İnegöllü gazeteciler ve yöre halkı, Boğazova’nın turizme Büyükşehir Belediyesi’nin imkanları ve Aktaş’ın vizyonuyla kazandırılabileceğini söylediler.
Doğrusu Boğazova, Bursa’nın yeni kırsal turizm merkezlerinden biri olması için biçilmiş kaftan.
Doğayı tahrip etmeden ziyaretçilerin konaklayabileceği bungolav tipi evler, butik oteller ve kırsal turizme uygun aktivite alanları çok yakışır.
Ancak yol sorunu mutlaka halledilmeli.
AKKM’ye yeni yönetim modeli geliyor
Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nin yönetim biçiminin değişeceğine dair ilk işareti aylar önce vermişti Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş.
Peki nasıl olacaktı bu?
İki yol var…
Ya AKKM’nin işletmesini özel bir şirkete devredeceksiniz.
Ya da, yönetime profesyonelleri getirip, özel şirket mantığıyla işleteceksiniz bu dev mekanı.
Aktaş’a Boğazova’daki söyleşimizde, bu konuyu da sorduk.
Galiba ikinci yol benimsenmiş.
Yani AKKM’nin tamamen özelleştirilmesi yerine, yönetim felsefesi değiştirilip, en azından zarar etmemesini sağlamak…
Aslında AKKM mevcut durumda da zarar etmiyor.
Ancak Büyükşehir Belediyesi’nin desteği sayesinde.
Yani şöyle oluyormuş:
Kamu yararına çalışan filanca kuruluş, AKKM’nin bir salonunu kullanıyor, kira parasını Büyükşehir Belediyesi veriyormuş.
Bu şekilde, hatırı sayılır miktarda kaynak çıkıyormuş belediyenin kasasından.
Yeni dönemde, hem yönetim anlayışı değişecek, hem de Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından daha az kaynak çıkması hedeflenecek.
Aktaş’ın sözlerinden anladığım budur.