Olay Gazetesi Bursa

Çorba deyip geçme

“Her yardım, cennete doğru bir basamaktır” demiş ABD’li din adamı Ward Beecher… İskoç yazar Walter Scoot da, “İnsanlar birbirlerinden yardımlarını kestikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar yok olur” diyerek, yaklaşık 200 yıl önce insan olmanın tarifini yapmış ve toplumların dayanışma duygusunu yitirmesiyle ahlaki erozyona uğrayacağını savunmuş. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed de (SAV), “Komşusu […]

“Her yardım, cennete doğru bir basamaktır” demiş ABD’li din adamı Ward Beecher…

İskoç yazar Walter Scoot da, “İnsanlar birbirlerinden yardımlarını kestikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar yok olur” diyerek, yaklaşık 200 yıl önce insan olmanın tarifini yapmış ve toplumların dayanışma duygusunu yitirmesiyle ahlaki erozyona uğrayacağını savunmuş.

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed de (SAV), “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” sözleriyle, güzel İslam’ın   sosyal yönünü ortaya koymuş.

Gündelik hayatın telaşından, hayat mücadelesinin yoğun koşuşturmasından mı, yoksa piyasacı ekonominin ahlaki değerlerimizi yozlaştırmasından mı bilinmez, bırakın komşumuzun aç mı tok mu olduğundan, komşularımızın kim olduğundan bile haberimiz yok.

Oysa memlekette binlerce insan, yatağa aç giriyor, kimsenin haberi olmadan.

Ve bir tas çorbaya muhtaç olanların sayısını, kestiremezsiniz.

Çorbanın insanlar için ne denli değerli olduğunu bilmiyordum.

​Taa ki, her yaştan, her sosyal kesimden, her meslekten, bir grup gönüllünün el vermesiyle oluşturulan Bursa Çorba Gönüllülerini tanıyana kadar.

Bursa Çorba Gönüllüleri ile yaptığım söyleşi sırasında, önce bir Suriyeli kızcağız, ardından okul üniformalarıyla minik öğrenciler seyyar arabanın çevresinde bittiler.

Yaşlı bir teyze ve her hallerinden vaktini sokaklarda geçirdiği belli olanlar geldi sonra:

“Bize de çorba var mı?”

Yarım saat içinde, 60 kişilik özel termostaki çorbalar tükeniverdi.

İşte o vakit, çorbanın ne değerli bir nimet olduğunu anladım.

Kış gecelerinin ayazında, elleri soğuktan çatlamış kağıt toplayıcılarının, bıçak misali keskin rüzgarın etkisiyle yay gibi gerilmiş bedenlerine ilaç gibi geliyormuş, işte bu çorba.

Bursa Çorba Gönüllülerini yürekten alkışlıyorum.

Onlarla işbirliği yapan esnafı da kutluyorum.

Hem pişiriyorlar, hem dağıtıyorlar.

Sadece bir hayır duası almak, ihtiyaç sahiplerinin gönüllerinde taht kurmak için.

———————-

 

Cemaat’e dokundu ve yandı

 

Dün öğle saatlerinde, santraldeki görevli arkadaş, Gemlik eski Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler‘in geldiğini haber verince, şaşırmadım desem yalan olur.

Görevden el çektirildikten sonra, birkaç kez telefonda görüşmemiz dışında, hiçbir temasım olmamıştı Güler‘le.

Merakım birkaç dakika sürdü ve elindeki kitabı görünce, Güler‘in ziyaret nedenini de öğrenmiş oldum.

Evet Fatih Mehmet Güler, sağolsun, “Başkan Düşürüldü/FETÖ PDY’nin Belediye İşgali’ isimli kitabı hediye etmek için gelmiş.

Bir solukta okuyacağım kitabı.

Nitekim, o dönemin ve Güler’in yaşadıklarının hatırlanması gerektiğine inananlardanım.

Güler’e, “Cemaat’le neden ters düştünüz?” diye sordum.

Kitabın bir sayfasını işaret etti.

 Güler, başkan olduğu günlerde, Gemlik‘te Çağlayan Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş’nin bir yurdunu, çalışma ruhsatı olmadığı için kapatmaya çalışmış.

Ancak Güler, görevden uzaklaştırılınca bu işlem hayata geçmemiş.

Peki söz konusu yurt ne alemde bugün?

15 Temmuz’dan sonra kapatılmış.

Yani FETÖ’nün eğitim kurumlarından olduğu için kapısına kilit vurulmuş.

Güler, işte bu hamlesine karşılık Cemaat’in idaredeki ve yargıdaki uzantılarının hedefi olduğunu savunuyor.

Kim mi onlar?

Dönemin Gemlik Kaymakamı…

Davayla ilgili dönemin savcıları…

Dönemin Bursa Valisi Şahabettin Harput…

Bunların tümü, bugün FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklu bulunuyor.

Güler ise, 110 duruşmaya girmesine rağmen ceza almamış ve 9 davanın 8’inden beraat etmiş. (Süren bir davanın iddianamesini hazırlayan savcı tutuklu)

Parçaları birleştirdiğinizde anlamlı bir sonuç çıktığına inanıyorsanız, Fatih Mehmet Güler‘in de mağduriyetini de anlıyorsunuzdur.

Güler de, yazdığı kitapla kaybettirilmeye çalışılan itibarını kazanmaya çalışıyor.

————–

 

Yine korunaksız durak, yine kaza, yine ölüm!

 

Defalarca bu konuya değinip, duraklarda önlem alınması için yetkilileri uyardık.

Ancak yeterli önlemler alınmadı.

Alınmadığı için de geçen hafta 2 kaza meydana geldi.

Biri merkez Osmangazi‘de, diğeri de Mustafakemalpaşa‘da…

2 kazada da otomobil durağa daldı.

2 kazada da 2 kişi hayatını kaybetti.

İlk kazada bir çocuk can verirken, diğer kazada da yaşlı bir kadın hayatını kaybetti.

Tedbir alınması için daha kaç can gidecek?