Sabah saat 10,00 suları…
Aman Allah’ım o ne trafik, İzmir Yolu‘nda araçlar milim, milim ilerliyor.
Acemler‘i geçtikten sonra trafiğin rahatlayacağını düşünmeyin, Ankara Yolu’ndaki Yüksek İhtisas Kavşağı‘na kadar trafik çok sıkışık.
Dikkatinizi çekerim, sabah saat 10,00 suları…
Mesai çoktan başlamış, okullarda ders başı yapılalı saatler olmuş.
Kaza yok, yol çalışması yok, olağanüstü bir durum söz konusu bile değil.
Peki trafik neden bu halde?
Deneyimli gazeteci büyüğümüz Ahmet Ağabey de (Emin Yılmaz) değinmiş trafiğin haline dünkü yazısında.
Ahmet Ağabey’in yazdığı gibi, bazı köprülü kavşak inşaatlarında ciddi mühendislik hataları var.
Zaten dikkat edin, trafiğin şiştiği tüm bölgeler köprülü kavşakların yakını.
Yani trafiği rahatlatmak adına inşa edilen kavşaklar, ters etki yapmış durumda.
Tabii kabahatin tamamı sorumsuz ve iş bilmez mühendislerde değil.
Çünkü Bursa‘da kelimenin tam anlamıyla sürücü terörü yaşanıyor.
Hadisenin bu boyutunu, kalemimin mürekkebi tükenene kadar defalarca yazmama rağmen, bir kez daha bıkmadan yazacağım.
Başta Yüksek İhtisas Kavşağı olmak üzere, kavşağa girecek olan kendini uyanık zanneden ahlak yoksunu sürücü kılığına girmiş adamlar, orta şeridi işgal edip, hem kavşağa girmeyen sürücülerin haklarını gasp ediyorlar, hem de trafiği allak bullak ediyorlar.
Evet her ahlaksız sürücünün başına bir trafik polisi dikemezsiniz.
Ancak kavşaklara konulacak kameralarla, şerit ihlali yapan adamlar anında tespit edilip, ceza yağdırılabilir.
UKOME, mutlaka bu öneriyi değerlendirmeli.
Trafiğin akışını engelleyen bir diğer unsur da Ankara Yolu’ndaki Burbak otoparkı.
Bu otopark trafiğe Fatiha okutuyor.
Çünkü sağ şerit tamamen devre dışı kalıyor.
Zaten o bölgeye Tapu Müdürlüğü‘nün inşa edilmesi son derece yanlışken, bir de sağ şeridin tamamen devre dışı bırakılması, kilometrelerce mesafelik alanda trafiğin şişmesine neden oluyor.
Trafiği şişiren bir diğer faktör de minibüslerin varlığı.
Hem sağ şeridin kapanması hem de minibüslerin istedikleri yerde yolcu almaları sebebiyle, trafik kilitleniyor.
Evet yeni kavşaklar yapılıyor, alternatif yollar açılıyor.
Ancak bu önerilerimizin hayata geçmesinin çok büyük maliyeti yok.
Bir yandan yol ve kavşaklar yapılırken, diğer yandan denetim yapılmasınının kime ne zararı var?
Kutlanacak gün yok
Keşke bu satırları yazan kalem, 8 Mart’ı kutlayabilse.
Ancak tablo kadınlar için vahim.
Yani ortada kutlanacak bir gün filan yok.
Veriler Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği‘ne ait.
Derneğe başvuran kadınların yüzde 91’i, yakınındaki güvendiği erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını beyan etmiş.
Kadınların büyük çoğunluğu şiddet gördükleri için derneğe başvuru yapmışlar.
Ve yine şiddete başvuran kadınların çoğu ortaöğrenim mezunu, yani birçoğunun ekonomik özgürlüğü yok.
Türkiye genelinde her dört kadından biri şiddete maruz kalıyor.
Bianet’in verilerine göreyse, 2016 yılında 261 kadın cinayeti işlenmiş.
-Kadınlar şiddete maruz kalıyor.
-Kadınlar tacize uğruyor.
-Kadınlar öldürülüyor.
-Kadınlar siyasette yok denecek kadar az temsil ediliyor.
-Kadınlar, iktisadi hayattan dışlanıyor.
-Kadınlar kültürel ve sosyal hayattan izole ediliyor.
Hasılı, kadınlar sadece kadın oldukları için mücadele ediyorlar bu hayatta.
8 Mart‘ların kutlanacak günler olması dileğiyle, kadınlara selam olsun.
En acı 8 Mart…
Bu yıl 8 Mart‘a, sadece kadınların sorunlarının gölgesinde değil, 7 sendikacı kadının can verdiği feci kazanının acısıyla giriyoruz.
Türk Metal Sendikası‘nın yiğit kadınları, hemcinslerinin kurultayına katılmak için yola çıkmışlardı.
Talihsiz kadınlar geride, acı ve gözyaşı bırakarak sonsuzluğa gittiler.
Ölenlerin yakınlarına başsağlığı dileriz.
Türk Metal Sendikası camiasının da acısını paylaşıyoruz.