Son yazımda değindiğim gibi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçime mevcut listelerle girmek istediğini ilan etmiş ancak tüzüğün önseçimle ilgili maddesini aşmak için formül aranıyormuş.
YSK‘dan olumlu görüş gelirse, önseçimden çıkan listeler aynen geçerli olacak.
Dün, CHP’li bir haber kaynağımla konuşurken, söz bu konuya geldi.
CHP Genel Merkezi, YSK’dan bir yetkiliyle konuşmuş.
YSK yetkilisi, önseçim yapmak zorunda olduklarını bildirmiş CHP’lilere.
Bu bilgi, dün gün boyu CHP kulislerinde yankılandı.
Yani görünen o ki yeni bir önseçim yapılacak.
CHP’de konuşulan bir formül daha vardı.
O da, kurultayın toplanıp, önseçimle ilgili maddenin değiştirilmesi.
Ancak, sırf önseçim maddesini değiştirmek için kurultayın toplanmasının zorlama olacağı belirtiliyor.
Bir diğer formül de şu:
Önseçim yapılması, ancak kontenjan da kullanılması…
Kontenjanların da, mevcut milletvekillerinden yana kullanılması.
Ne var ki bu formülün de gerçekleşmesi bir hayli güç.
Mesela Bursa‘yı ele alalım.
Kontenjan, ülke genelinde yüzde 15′le sınırlı.
5 milletvekilini de kontenjan adayı olarak listeye yazmak oldukça zorlama olur.
Ayrıca, kontenjan adaylarını listenin hangi sırasına yazacaksınız?
Önseçimden çıkacak adaylar nedeniyle, bazı kontenjan adayları arka sıralarda olmak zorunda.
Yani tüm yöntemler, uygulamada bazı pürüzleri içinde barındırıyor.
Liste sorununun, önümüzdeki günlerde CHP‘nin baş gündem maddesi olacağına şüphe yok.
Önseçim kararını bekleyenler
CHP’de milletvekili adaylarının, yeni bir önseçimle belirlenme ihtimalinin doğması, büyük bir heyecan yarattı parti içinde.
Aslında potansiyel aday adaylarının hiçbiri heyecanını belli etmese de, şansını bir kez daha deneyecek çok sayıda isim olduğunu biliyoruz.
Üstelik deneyim kazandıkları için, bu kez daha çok umutlu olanlar var.
Bu nedenle, önseçim kararının kesinleşmesiyle, aday adayı sayısında artış olacağı belirtiliyor.
Muhaleftteyken aslan, iktidardayken süt dökmüş kedi
Syriza lideri Aleksis Çipras‘ın barutu 6 ayda tükendi.
Nitekim önceki gün, AB‘nin dayattığı kurtarma pakedini imzalayan solcu lider Çipras, vadettiklerinin çöpe atmış oldu.
Oysa, ne vaatler sunmuştu…
Emeklilere Noel parası vermekten, asgari ücretin arttırılmasına, düşük ücretlilere vergi muafiyeti uygulamaktan, konut kredisi borcu olanların borçlarının bir kısmının silinmesine, ücretsiz sağlık hizmetinden, bedava elektriğe varıncaya kadar…
Bunların hiçbirini hayata geçiremedi Çipras…
Vaatlerini yerine getirmediği gibi, Yunan halkının fakirleşmesine yol açacak acı reçeteyi de imzalıyıverdi.
Ek vergiler, bazı kalemlerde vergi oranlarının yükseltilmesi, vergi muafiyetlerinin kaldırılması gibi, kemer sıkma politikları içeriyor kurtarma pakedi.
Çipras’ın AB’ye boyun eğmesi, Syriza’dan kopmalara da neden oldu.
Yepyeni bir sosyalist parti yolda.
Çünkü özellikle dar gelirlilere acı reçeteyi uygulayacak olan Çipras‘ın solculuğu sorgulanıyor.
Çipras’ın geldiği nokta, meşhur bir sözü anımsatıyor:
Bekara, karı boşamak kolay.
Bir de Çipras’ın vaatlerinin yerine gelmemesi, son seçimlerde Türkiye‘deki muhalefet partilerinin seçim beyannameleriyle kıyaslanıyor.
Ancak aradaki fark şu:
Yunan halkı, Çipras‘a inanıp oy verirken, Türkiyeli seçmen, muhalefetin vaatlerine temkinli yaklaştı.