CHP İl Başkanı Şadi Özdemir, önemli bir rahatsızlık geçiriyor.
Bir kez daha acil şifalar dilerim.
Umarım bir an önce sağlığına kavuşur.
CHP‘de siyaset yapmak ateşten gömlek giymekle eş değer.
Bir yanda 15 yıllık siyasal iktidarın elindeki muazzam olanaklara karşı politika üreteceksiniz, diğer yanda cadı kazanını andıran parti içi hiziplerle mücadele edeceksiniz.
Şadi Özdemir herşeye rağmen iyi mücadele etti.
Özdemir, geçirdiği rahatsızlığa rağmen geçen hafta il yönetim kurulu toplantısına katıldı.
Toplantının bir bölümünde söz il kongresine geldi ve Özdemir, aday olacağını bir kez daha ilan etti.
Ancak konuştuğum CHP’liler, Özdemir’in sözlerinin, adaylık için çalışma yapanlara yönelik tepki olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Nitekim özel durumuna rağmen il başkan adaylığı çalışması yapanlara karşı Özdemir’in kırgın olduğunu söylüyor bazı CHP‘liler.
Gelelim il başkan adaylığına göz kırpanlara.
Listenin başında Deniz Baykal var.
Baykal, konuşulan isimler arasında en net tavrı gösteren adayların başında geliyor.
Nitekim Baykal, her yerde aday olduğunu söylüyor.
Eski il başkanlarından Zafer Yıldız’ın da adaylık yokladığı parti kulislerinde konuşuluyor.
Potansiyel adaylardan biri de eski milletvekili İlhan Demiröz.
Hüseyin Akkuş’un da Nilüfer’de çok yoğun bir saha çalışması yaptığını belirtmiş olayım.
Akkuş’un hedefinin önce Nilüfer’de destekleyeceği bir adayı ilçe başkanı yapmak, ardından da il kongresinde başkan seçilmek olduğu iddia ediliyor.
Bir iddiaya göre ise Akkuş, aday olmayacak ve Demiröz‘ü destekleyecek.
Peki İlhan Demiröz‘ün seçilme şansı var mı?
Aday olursa eğer, kuşkusuz buna delegeler karar verecek.
Ancak önseçimden 55. çıkan bir milletvekili aday adayının, tabanda pek karşılığı olmadığı sonucuna varabiliriz.
Yine de, etkin grupların desteğini alabilirse tablo farklı olabilir.
Nilüfer İlçe Başkanı Mehmet Turan Tansal da potansiyel il başkan adaylarından.
Hatta Tansal’ın, bazı CHP‘lilere “Adayım” dediği belirtiliyor.
Orhangazi İlçe eski Başkanı Mehmet Dalyan için ise bazı gruplar çalışma yürütüyor.
Güner Aklan‘ın Yıldırım’dan aday olmayacağı kesin.
Aklan, il başkan adaylığı için henüz kararını vermedi.
Bu arada Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve ekibinin kimi destekleyeceği konusunda rivayetler muhtelif olsa da, net bir ifade kullanmam için henüz erken.
Ancak Sarıbal’ın kongreye müdahil olacağına kesin gözle bakılıyor.
Yazdıklarım, bir kulis harmanından ibarettir.
Tablo netleştikçe yeni bilgileri paylaşmaya devam edeceğim.
Osmangazi kilit
Diğer ilçelerde parçalı bir yapı çıksa da Osmangazi delegeleri blok hareket ediyor il kongrelerinde.
Bu nedenle son kongrede Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca‘nın desteğini arkasına alan Şadi Özdemir, rahatlıkla il başkanı seçilmişti.
Peki bugün Osmangazi‘nin tutumu ne?
Karaca‘nın önünde iki olasılık var.
Ya ilçe başkanlığına devam edecek.
Ya da il başkanlığına aday olacak.
İki olasılık da Karaca’nın ajandasında var.
Ancak henüz karar vermiş değil.
Erdoğan’dan son uyarı mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında, parti içine dönük son derece önemli bir mesaj verdi:
“Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa, bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum, kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar”.
Erdoğan’ın bu mesajı yeni mi?
Yeni değil elbette.
Referandumdaki bıçak sırtı sonuçtan sonra, defalarca aynı uyarıyı yaptı.
Ancak bu kez, “Biz sizi görevden almadan, siz istifa edin” diyerek, kanımca son uyarıyı yaptı, gözden çıkardığı teşkilatlara ve belediye başkanlarına.
O halde, önümüzdeki günlerde kongreler beklenmeden bazı teşkilatların, seçimler beklenmeden de kimi belediye başkanlarının istifa haberlerini duyacağız.
Kuşkusuz değişimden, kimi bürokratlar da nasibini alacak, bu kesin.
Hocam yapmayın
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, dün Bursa‘daydı.
Ünlü bilim adamı Akpınar Kentsel Dönişüm Merkezi‘nde deprem ve kentsel dönüşüm konulu konferansa katıldı ve gündem yaratan şu sözleri sarf etti:
“Marmara şu anda gergin değil. Marmara depreminin oluşabilmesi için gerginliğin 6 milyar gigatona ulaşması gerekiyor. Şu anda Marmara’da böyle bir güç gelişmemiştir. Bu güç benim araştırmalarıma göre 2045 yılında oluşabilir. Bu deprem olasılığı 2033 yılından 2075 yılına kadar yayılabilir. Ancak en olası yıl 2045 dolayıdır.”
Bu açıklama normal şartlarda sevindirici.
Ancak Türkiye’de son derece tehlikeli!
Neden mi?
Zaten halkın büyük çoğunluğu deprem olmayacakmış gibi yaşayıp, tabutluğu andıran evlerinde oturmaya devam ediyor.
Şimdi 2045’e kadar deprem olmayacağını düşünen vatandaş, evini hiç yeniler mi?
Veya Ahmet Ercan’ın açıklamasını dikkate alan vatandaşın, faturasını son ödeme tarihinde ödediği, kredisini son güne bıraktığı gibi evini de 2044 yılında yenilemeyeceğini kim garanti edebilir?
Ne yaptınız Hocam?