Olay Gazetesi Bursa

Cemaat’in valisi Şahabettin Harput

​Bazı AK Partililerin, Şahabetttin Harput‘la ilgili sözleri dün gibi aklımda. İş adamlarıyla girdiği ilişkilerden, topladığı bağışlara, Bursa yatırımlarıyla ilgili açıklamalarından, Arap yatırımcılara olan ilgisine varıncaya kadar, Harput’un yaptığı işlerden rahatsızlardı. O dönemde Harput‘tan rahatsız olan bir başka isim de Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ydi… Altepe de Harput’un, devlet adamlığı dışına çıkan işlerinden dolayı çileden çıkmıştı. […]

​Bazı AK Partililerin, Şahabetttin Harput‘la ilgili sözleri dün gibi aklımda.

İş adamlarıyla girdiği ilişkilerden, topladığı bağışlara, Bursa yatırımlarıyla ilgili açıklamalarından, Arap yatırımcılara olan ilgisine varıncaya kadar, Harput’un yaptığı işlerden rahatsızlardı.

O dönemde Harput‘tan rahatsız olan bir başka isim de Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ydi…

Altepe de Harput’un, devlet adamlığı dışına çıkan işlerinden dolayı çileden çıkmıştı.

Daha sonra, Bursa’daki ortak görüş, Harput’un emekli edilmesini sağladı.

Ancak Harput, görev yaptığı yıllarda Bursa‘ya çok büyük tahribatlar bırakıp gitmişti.

Hani bugünlerde, ‘Cemaat’in başkenti Bursa’dır deniyor ya.

İşte Bursa’nın bu kötü ünvanla anılmasında Şahabettin Harput‘un büyük payı var.

Kendisiyle ilgili yazılarım nedeniyle Harput ile sürekli çatışmıştık.

Bu yüzden, bugün yazacaklarımı, “Düşene bir tekme de sen at” anlayışıyla değerlendirmeyin.

Ayrıca bu köşenin sıkı takipçileri, Harput‘un usulsüz işlemlerini, vakti zamanında epeyce yazdığımı da çok iyi biliyor.

Harput, dün gözaltına alındı.

Çünkü, bir valinin yapması gerekenler dışında herşeyi yapıyordu.

Mesela Dağyenice gibi hayal proje onun eseriydi.

Veya Cemaat adına iş adamlarından yüklü miktarda bağışları onun topladığı iddia ediliyordu. Şimdi o iş adamlarının da başını derde soktu.

Turizmi canlandırmak adına, Bursa’ Araplara pazarlamaya çalışan da kendisiydi.

Ankara Yolu‘na cephesi olan 170 dönümlük çok değerli araziyi Cemaat’e peşkeş çekenlerden biri de Harput’tan başkası değildi.

Cemaatçi Orhangazi Üniversitesi’nin ortak sınav adı altında 100 binden fazla öğrenciyi fişlediği skandal, onun valiliği döneminde Bursa‘da oldu.

Ayrıca BTSO seçimine müdahil olan yine Harput‘un ta kendisiydi. (Bir vali, neden görev yaptığı kentin sanayi odası seçimine müdahil olur?)

Devletin değil Cemaat‘in valisi gibi çalışıyordu Harput.

Emekli olduktan sonra da Cemaat onu, Orhangazi Üniversitesi’ne mütevelli heyeti başkanı yapmıştı.

17 ve 25 Aralık patladıktan sonra, Orhangazi Üniversitesi’ndeki görevinden ayrılmıştı

Ancak, bugün terör örgütü listesinde olan Cemaat‘e yaptığı kıyaklar karşısına çıktı.

Gözaltına alınmaması, eşyanın tabiatına aykırı olurdu.

Daha yazılacak çok şey var…

İlerleyen günlerde…

 

Cemaat’in adamları İl Genel Meclisi’ne kamp kurmuştu

 

Malum, Orhangazi Üniversitesi’ne önce kayyum atandı ardından kapandı.

Bursa, Bursa olalı böyle bir kıyak görmemiştir!

Değeri yüz milyonun üzerinde olan koca arazi, sembolik kira bedelleriyle Cemaat’e peşkeş çekilmişti.

17 ve 25 Aralık’tan sonra, arazinin 50 dönümlük kısmının Cemaatçi Uludağ Eğitim Vakfı’na verilmesinden vazgeçilmişti.

Ancak hatırlayın, İl Genel Meclisi‘nden 50 dönümlük arazinin Cemaat’e tahsis kararı, CHP ve MHP‘li üyelerin itirazlarına rağmen, oy çokluğuyla meclisten geçmişti.

O günlerde kamuoyuna yansımadı ama Cemaat’in karanlık adamları, İl Genel Meclisi‘nin ilgili komisyonlarını, encümen toplantılarını ve meclis oturumlarını abluka altına almıştı.

Komisyon toplantılarına elleri kollarını sallaya sallaya giriyorlar, encümen toplantılarında boy gösteriyorlar ve meclis oturumlarında bir köşeye geçip, oy veren üyeleri fişliyorlardı.

Ve o günlerde bir Allah’ın kulu da, demokratik bir ülkede olmayacak bu tür işlere ses çıkaramıyordu.

Cemaat, işte o günlerde böylesine faşizan rüzgarlar estiyordu ülkede.

 

Demokrasi Memur-Sen’e de lazım oldu

 

Dün Memur Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Temsilcisi Numan Şeker, geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi.

Şeker özetle demiş ki, “FETÖ’yle mücadeleye evet ama iş şirazesinden çıktı. Cemaat’le hiç ilgisi olmayan eğitimcilerin hayatı karartılıyor. FETÖ ile mücadele adı altında, hesaplaşma görülüyor.

Hay ağzına sağlık Numan Şeker…

Ama biraz geç kalmadın mı Sayın Şeker?

Mesela, Bursa‘da okul müdürlerinin, idarecilerin neredeyse tamamı Eğitim-Bir-Sen‘den seçilirken, Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Türk-Eğitim-Sen üyeleri, sırf sendika tercihleri nedeniyle ordan oraya sürülürken Numan Şeker ne diyordu:

Biz yetkili sendika değiliz ama etkili sendikayız.”

Ancak herşeye rağmen, Şeker‘in ve Memur-Sen’in geldiği nokta sevindirici.

Unutmayalım, demokrasi ve adalet bir gün herkese lazım olur.

Önemli olan muhalefetteyken değil, iktidardayken adil davranmak ve demokrat olmak.

Güç elindeyken adil olabilene bin selam…