15 Temmuz’dan bu yana, Fetullahçı Terör Örgütü’nün Bursa yapılanmasıyla ilgili çok sayıda telefon ve elektronik ileti alıyorum.
Aktarılanların bir kısmını süzgeçten geçirerek yazıyorum.
Bugünse, Fetullahçı çete için, son derece önemli bir konumda olan Türk Telekom’da yaşananlara dair aldığım bir mektubu aktaracağım.
Türk Telekom, FETÖ için stratejik bir kurumdu.
Stratejik konumdaydı, çünkü bu kurumu kullanarak, tehditler savuruyorlar, şantajlar uyguluyorlardı kurbanlarına.
Şantaj yapacakları kişilerin yatak odalarını, Türk Telekom‘a yerleştirdikleri örgüt üyeleri sayesinde dinliyorlardı.
Diğer kurumlarda yaptıkları gibi Türk Telekom‘da da kendilerinden olmayan yönetici ve çalışanlara mobbing uygulayarak, iftira atarak, kumpas kurarak, istifaya veya emekliliğe zorluyorlardı.
Bu yöntemle, binlerce insanın kul hakkına girdiler.
Hakkının yendiğini söyleyenlerden biri de Türk Telekom yöneticilerinden Gülsemin Ayyıldız.
Gülsemin Ayyıldız, Türk Telekom Bölge eski Müdürü İ. O ve ekibinin mobbinglerine dayanamıyarak, genç yaşta istifa etmek zorunda kalmış.
İ. O ismindeki Türk Telekom müdürü önce İnegöl’e atanmış, geçen yıl da emekli edilmişti.
15 Temmuz’dan sonra da gözaltına alındı.
Bakın İ. O ve arkadaşları neler yapmışlar:
“Merhaba Mustafa Bey. 30. 12. 2011’de, yaklaşık 21 yıl çalıştığım Gençosman Telekom Operasyon Müdürlüğü görevimden istifa etmek zorunda kaldım. Yıllarca elektronik mühendisi olarak, bilgi işlem, santral, şebeke mühendisi, daha sonra şef mühendis ve son 2 yılımda da teknik operasyon müdürü olarak, çok sevdiğim işimde başarılı, üretken, şirketine çok sadık bir şekilde devam ediyordum. Ancak itibarlı bir şekilde emekli olmam gerekiyordu. Teknik eleman olmama rağmen son derece siyasi kararlar vermem istenmeye başlanmıştı. Öte yandan hak, hukuk, verimlilik, şirket karı, gibi konularla da ilgilenmemem isteniyordu. Telekom Müdürü İ. O’ya teslim edilmiş bir eleman gibi çalışmaya, o ne derse ona biat etmeye zorlandım. Kendimi bu şekilde konumlandırmaya çalışırken, nerede işe yaramaz, işe uygun olmayan, sadece getir-götür işi yapabilecek elemanlarla işleri yürütmem, onlara son derece iyi davranmam, onlara da biat etmem ve bu bu yapıya dikkat etmem belirtiliyordu. Çalışkan ekiple işleri yürütmek istediğim zaman, ekiplerim İ O tarafından dağıtılıyor, pasif görevler veriliyor, haklarında dedikodular yayılıyor, altlarındaki araçlar alınıyor, malzeme verilmiyor, eğitimlere gönderilmiyor, dolayısıyla işten soğutularak şirket hedeflerini müdür olarak tutturmam engellenmeye çalışılıyordu. Yönetici müdürlerin (bir kısmı 31.12. 2015 itibariyle bir kısmı da 15.7.2016 sonrası emekliye ayrıldı) bilgisayar ekranlarında sıkça FETÖ ele başısının videolarını izlediklerini, müdür olmam sonucu daha sık odalarına gidince, tesadüfen görüyordum. Aslında, bir çeşit gözdağı verildiğini anlıyordum. Şirketin AKP’li olan genel müdürlük yapısına rağmen, bölgelerdeki bu farklı dini/siyasi lider tercihi de ilginçti. Hemen hemen her konuda başarıyla adını duyuran ben ve ekibim için yapılacak tek şey kalmıştı, müdürlerini itibarsızlaştırarak ekipleri dağıtmak ve gereksiz yere başarılarıyla ön plana çıkan bu gruptan kurtulmak. Hakkımda, İ. O’ya ‘abi’ diyen tepe yöneticilerle birlikte ortak kanaat oluşturup genel müdürlüğe sicil bozacak rapor yazdılar. Bu raporla, vekil müdür yardımcısının teknisyen olduğu İznik‘e uzman olarak tayin edildim. Bunlar yapılırken ifadem veya savunmam alınmadı. İnsan Kaynakları Müdürü ile durumumu konuşmak istediğimdeyse “biz istifa etmenizi istiyoruz” dedi ve o an nasıl vicdansız ve beyinsiz bir çete ile karşı karşıya olduğumu anladım. Tayini kabul edip, çok sevdiğim işimde her ünvanda devam etmek istediğimi belirttim. Ancak, bu defa, yolda bile selamı kestiler. Mobbingin başka türlülerini yaşayacağımı anladım. Bana yakın olanların bile markaja alındığını, korkutulduklarını görünce, bunlarla devam etmenin bana bir şey kazandırmayacağını anladım ve istifa dilekçemi verdim. Hep başkalarında gördüğüm istifa dilekçesini bekletme, ikna gibi yöntemleri benim için uygulamadılar ve aynı gün dilekçemi kabul edip işleme koydular. Ayrıldığım gün herkesle vedalaşınca İ O ve mahiyetindeki tepe yöneticilerinin de ellerini sıktım, istedikleri helallikleri verdim. Buna rağmen geçen 5 yıllık zaman içinde hakkımda hala kötü intibalarını sürdürdükleri de ayrıca üzücü oldu. Mustafa Bey, oğlumla bir konuşmamızda “annem İran’da olsa oranın Atatürk’ü olurdu” demişti. İstifamdan bir süre sonra oğlumun gözünde bile o kadar pasif olmuştum ki, çocuk 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra “annem haklıymış” derken, yavrumun ne kadar güvensiz 5 yıl geçirdiğini anladım. Gerek meslektaşlar, gerekse eş, dost, akraba gözünde bile zamansız istifa ile şüphe konusu olmuştum. Çünkü, örgüt gizlice herkesin en yakınındaydı ve onlar daha sevimli ve daha güvenilirdi. Şu anda Türk Telekom’dan 5 bin kişinin işten uzaklaştırılacağını duyuyoruz. Bunların çoğu mühendis kökenli ve yönetici konumundalar.
Araştırırsanız tıpkı askeriyede olduğu gibi burada da istihbarat açısından inanılmaz güvenlik açığı oluşmaktadır. Hala FETÖ mensupları var, çünkü hala bana gösterilmeyen merhamet, bazı müdürlere gösterilerek emeklilikleri bekleniyor. Yani bana yapıldığı gibi istifaya zorlanmıyorlar. Yukarıda belirttiğim konuların fazlası var tabii ki. 5 yıl sonra bile olsa işimden kopmadım, sektörümü izliyorum, Türk Telekom’dan edindiğim deneyimlerimle A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı yapıyorum.”
————–
FETÖ ile mücadelede ince çizgi
“Kurunun yanında yaş da yanmasın“, hiç bu kadar temenni edildi mi bilemiyorum.
Dile kolay açığa alınan kamu görevlilerinin sayısı 60 bini geçti.
Çarpın dörtle…
Çeyrek milyon mağdur insan.
Tabii, bugünkü tablo bu.
Bir dost sohbetinde duydum, “Karı-koca açığa alınmış. Ev kira. Ev sahibi de çıkmaları için baskı yapıyormuş.“
Korkarım ki böyle giderse, bu dramları daha çok duyacağız.
FETÖ ile mücadeleye sonuna kadar evet.
Ancak, 10 binlerce masum insanın hayatının karartılması da kabul edilemez.
————
Celile Özlem Tunçak’a Başbakanlık’ta görev
Bursa’nın yakından tandığı bir ismin Başbakanlığa ataması yapıldı.
23’üncü Dönem Bursa Milletvekili Mehmet Tunçak’ın eşi Av. Celile Özlem Tunçak, bir süre önce SGK Hukuk Baş Müşavirliği’ne atanmıştı.
Tunçak, bu görevin yanı sıra Başbakanlık Müşavirliği görevini de yürütecek.