Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, önceki akşam 17 ilçe belediye başkanını, deprem gündemli olağanüstü toplantıya davet etti.
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ve Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin’in yardımcılarını gönderdikleri toplantıda 15 belediye başkanı hazır bulundu.
Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, bazı kararlar alındı.
Toplantıdan çıkan sonucu tek cümleyle özetlemek gerekirse, süratle Bursa’daki yapıların röntgeni çekilecek diyebiliriz.
Yani tüm ilçe belediyelerinden binaların yaşı, kat yüksekliği, zemin durumu, hane sayısı, arazi ve bina değeri gibi veriler istendi.
Envanter ışığında acil eylem planı hazırlanıp, strateji geliştirilecek.
Ve her ilçeye özgü çözümler üretilip, kentsel dönüşüm modelleri oluşturulacak.
Ayrıca ilçe belediyelerinin de katılımlarıyla bir deprem komisyonu oluşturulmasına karar verildi.
Büyükşehir Belediyesi bürokratlarından Gülten Kapıcıoğlu, Murat Uçum ve Feridun Tarım’ın içinde olacağı komisyon, ilçelerden gelecek veriler ışığında rapor hazırlayıp, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a sunacak.
Ayrıca çalışmalar sürdükçe, ilçe belediye başkanlarıyla toplantılar devam edecek.
Peki toplantıda neler konuşuldu?
Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi’nin teknik sunumuyla başlayan toplantıda ilçe belediye başkanları görüşlerini paylaştı.
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan’ın sözleri dikkat çekici.
Nitekim Erdem ve Sertaslan, vatandaşa kentsel dönüşüm kredisi, imar yönetmeliği, kira yardımları, kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesi gibi konularda merkezi hükümetin öncü olması gerektiğini söylediler.
Yani iki isim, “Evet biz çalışmalara katkı koyalım, envanterlerimizi paylaşalım ama asıl iş hükümetin” dediler.
Bir dahaki toplantının tarihi belirlenmese de, ilçelerden gelecek verilerden sonra yeniden bir araya gelinmesi kararlaştırıldı.
Neden?
Felaketten günler sonra yıkıntıların ardından kurtarılan Ayda bebek adına dünyalar bizim oldu.
Evet, bir mucizeyle hayata yeniden merhaba diyen canlarımız için sevinelim, mutlu olalım, umudumuzu diri tutalım ama bu bizi şunları sorgulamaktan alıkoymasın:
O çocuklar neden enkazın altında kaldılar?
Neden Aydalar, Elifler, Japon çocukları gibi deprem sonrası betonun üstünde değil de altında kalırlar?
Karaca’nın iki eleştirisi
Karaca’nın diğer eleştirisi de yine Büyükşehir şirketlerinden Besaş ve Burulaş’ın zarar etmesi.
Karaca’nın ilk eleştirisi yerinde, ikinci eleştirisi ise eleştirilecek türden.
Her ne kadar AK Parti dönemiyle başlamasa da, belediye şirketlerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının iktidar partisi yöneticileri tarafından doldurulması maalesef Türk siyasetinin kronik hastalığı.
Dışarıda o kadar işsiz ve işinin ehli insan varken, ilçe başkanları ve parti yöneticileri hangi liyakatla, hangi kıstaslarla belediye ve kamu kurumlarının yönetim kadrolarına getirilir, anlaşılmaz bir durum.
Karaca’nın ikinci eleştirisine ise katılmak mümkün değil.
Besaş da Burulaş da kamusal hizmet üreten ve temel amacı kar olmayan, piyasayı regüle etmek için kurulmuş şirketler.
Besaş’ı ve Burulaş’ı kar ettirmek ancak bu şirketleri özel sektör gibi işletmekle mümkün olur.
Bunu yapmaya kalktığınızda da, toplu ulaşıma ve ekmeğe zam yapmanız, maliyetleri azaltmak için kaliteden ödün vermeniz ve en nihayetinde Besaş ve Burulaş işçilerinin maaşlarıyla oynamanız gerekir.
Sosyal belediyeciliğin en iyi örneklerinden Besaş ve Burulaş’ın bir miktar zarar etmesini, muhalefetin eleştirmesi değil desteklemesi gerekmez mi?
Trump’ın isyanı
Öyle anlaşılıyor ki kısa zamanda da netleşmeyecek.
Sadece Trump’ın ‘seçimi ben kazandım’ açıklamasıyla yetineceğiz.
Ancak Trump’ın bir başka açıklaması benim daha çok ilgimi çekti:
“Oylarımızı çalıyorlar, buna izin vermeyeceğiz.”
Trump’ın pozisyonu her ne kadar ‘başkan adayı’ olsa da, iktidarın başını, kudretli gücünü temsil ediyor.
İktidardaki kişi, oylarının çalındığını ilan edip, demokrasi istiyorsa, o ülkede olsa olsa seçim yolsuzluğundan söz edilir.
Bu da otoriter rejimden yeğdir.