Çalışmak zorunda olduğunuz için gündüz saatlerinde yanınında olamıyorsunuz.
“Evde yangın mı çıkaracak, düşüp bir yerini mi kıracak, sokağa çıkıp kaybolacak mı?” diye, kukumav kuşu gibi akşama kadar düşünen insanların sayısı o kadar arttı ki çevremde.
Bu durumda olanların önünde 2 yol var.
Ya bakıcı tutacaklar.
Ya da yaşlı bakım evine yerleştirecekler anne ve babalarını.
Birinci şıkkı tercih etseler, güvenilir bakıcı bulmaları çok zor.
İkinci şıkkı tercih etseler özel işletme statüsündeki yaşlı bakım evlerine küçük bir servet ödeyecekler.
Nitekim, yaşlı bakım evlerinin tek kişilik oda fiyatı 6 bin, 3 kişilik oda fiyatı kişi başı 4 bin 500 lira civarında.
“Huzurevleri ne güne duruyor?” dediğinizi duyar gibiyim.
Huzurevleri, ağırlıklı olarak eli ayağı tutan, bakıma muhtaç olmayan yaşlıları barındırıyor.
Bakıma muhtaç, yatalak hastalar da var elbette ama kapasiteleri sınırlı.
Büyükşehir Belediyesi’nin yaşlı bakım hizmeti de kuşkusuz önemli bir ihtiyacı gideriyor ama 7 gün 24 saat hizmet veren, doktorların çalıştığı, yaşlıların ilacının aksatılmadan verildiği bakım evlerinin yerini doldurması söz konusu değil.
Son nüfus sayımına göre Bursa’da 60 yaş üstü nüfus 442 bin 932.
Yani bu kentte, çalışan kesimin anne ve babasını gönül rahatlığıyla teslim edebileceği yaşlı bakım evlerine çok ama çok ihtiyaç var.
Kim verecek bu hizmeti?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve yerel yönetimler…
Sosyal devlet demek de bu değil midir?
Milli Eğitim Bakanı Özer ilk kez Bursa’ya geliyor
Dönemin Milli Eğitim Müdürü Sebahattin Dülger ile mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi adına yapılan ziyaretler, Özer’in bakan olmasıyla devam ediyor.
Nitekim Bakan Özer, ilk il ziyaretlerinden birini Bursa’ya yapacak.
Bakan Özer, cuma günü Bursa’ya geliyor.
Programı henüz tam olarak netleşmedi ancak Özer, yoğun bir Bursa mesaisi yapacak.
Balat’a yapılacak amfitiyatro için uyarı ve öneriler
İlk okuyucu şöyle diyor:
“2 bin 500 kişilik bir amfitiyatro yapılması güzel bir proje ancak Balat trafiği İstanbul’un köprü trafiğini aratmıyor. 2 kilometrelik yol yarım saatte zor geçiliyor. Balat aşırı yoğunlaştı. Bu ilave yükü kaldıramaz.
Özlüce, Görükle, Kayapa gibi alternatifler değerlendirilmeli.”
***
Merhaba Mustafa Bey ve başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim Zafer Bey. Balat için amfitiyatro güzel ama inanın ulaşımdaki tıkanıklıklar bizleri strese, trafik de hiç arzu etmediğimiz şekilde birbirimizi incitecek nahoş hallere sokuyor. Zafer Bey kardeşim, lütfen trafik için daha çok çözüm üretin. Mesela İzmir Yolu üzerinde az sayıda yaya için trafik lambaları ile geçiş olurken trafik aksıyor. Bu yerlerde üstgeçit yapılması gerekli. Sanırım bunun için de sponsor firmalar bulunabilir. (Firmanın ismi üstgeçide verilerek) Balat Mahallesi’nde ise yolların tek yön uygulamalarına, genişletilmesine ve yol kalitesinin sağlanmasına ihtiyaç var.
Hem yatırımı geciktiriyorlar hem hayırsevermiş gibi davranıyorlar
Dün meslektaşım İhsan Aydın yazmış, Acemler’e nefes aldıracak köprülü kavşak inşaatının bir türlü bitirilememesinin nedenini.
Aydın, Büyükşehir Belediyesi bürokratlarının yüklenici firma Alsa İnşaat’ın işini savsakladığı için köprülü kavşağın geciktiğini belirtmiş.
Adliye Kavşağı’nı da bu firma aldığına göre, aynı akıbet orada da bizi bekliyor olacak.
İhsan Aydın’ın yazısını okuyunca, yıllar önce Alsa İnşaat ile ilgili yazdıklarımı anımsadım.
Bu firma, Mudanya Köprülü Kavşak İnşaatı’nın üzerine kocaman harflerle ismini yazmıştı.
O günkü yazımın bir bölümünü hatırlatayım:
“Yeniden inşa edilen Mudanya Köprülü Kavşağı‘ndaki bir yazı, bilmem dikkatinizi çekti mi? Oradan geçen sürücülerin gözünün içine sokarcasına kocaman harflerle yazılmış şu ifadeye bakar mısınız: Al-Sa İnşaat…
Köprülü kavşak duvarında, inşaat firmasının ismi ve logosu var. Al-Sa İnşaat ne? Köprüyü yapan yüklenici firmanın ismi. Ne yapmış bu Yalova menşeli müteahhit firma? Bedava mı yapmış köprüyü? Hayır olsun diye inşa edip, devlete hediye mi etmiş? Bildiğimiz kadarıyla hayır.
Peki neden firmanın ismi ve logosu duruyor orada? Mudanya Köprülü Kavşağı’nı Karayolları Bölge Müdürlüğü üstlenmiş, ihaleyi de söz konusu firma kazanmıştı. Şimdi buradan Karayolları 14. Bölge Müdürü Mehmet Yazıcoğlu’na soruyorum, yüklenici firmayla imzalanan sözleşmede, firma isminin köprülü kavşağa yazılmasıyla ilgili bir madde mi var? Kuşkusuz yok. Zaten hiçbir izahı da yok. Çünkü firma, ihaleye girip para kazanıyor. Üzerine paha biçilmez bir reklam yaptırması, kamunun yararına değil. Öyleyse, firma isminin köprüye yazılması da neyin nesi oluyor?”