Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa, 2023’te büyük oranda tekli eğitime geçiyor

Köşe Yazısını Dinle

Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür, Bursa’nın okul yatırımlarının hızla sürdüğünü belirterek, “Çok iddialı olmak istemiyorum ama 2023’te derslik açığı konusunda çok mükemmel bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.  Yık, yap ve güçlendirmelerden 2022’nin sonuna kadar bin derslik kazanmış olacağız. Tekli eğitime geçmek için yaklaşık yüzde 30’luk bir derslik açığımız kalıyor” dedi. Gür, Bursa’da yepyeni bir mesleki ve teknik eğitim projesinin de müjdesini vererek, BTSO, BTB ve UİB ile birlikte Tarihi Tophane Protokolü’nü hayata geçireceklerini açıkladı.

Gür, 2023’te Bursa’da deprem riski olan hiçbir okulun kalmayacağını da belirterek, “63 okulumuzun güçlendirme çalışması tamamlandı. Yıkılan okullarımızdan da 10 okulumuzun yapımı tamamlandı. Şu anda hem yık-yap hem de güçlendirme anlamında faaliyette olduğumuz 30-40 tane okulumuz var. Bunlarla ilgili ihale süreçlerimizde bu ay sonunda yüzde 100’e yaklaşmış olacağız.  Bursa, güvenli okula yüzde 100 oranında geçiş sağlayan Türkiye’deki ilk il olacak” dedi.

——————

Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür, Bursa’daki ilk röportajında önemli açıklamalar yaptı.

Gür; kentteki derslik açığı, okulların depremsellik durumu, sınıf mevcudu, karantinadaki sınıf sayısı, öğretmenlerin aşılanması, okullarda sağlıklı gıda ve mesleki eğitim konusunda sorularımızı yanıtladı.

“BU ŞEHİRDE OLDUĞUM İÇİN ŞÜKREDİYORUM”

Öncelikle İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geliş sürecini anlatır mısınız?

Ben daha önce İstanbul İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordum. Yaklaşık 8 yıl boyunca İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. Orada mesleki teknik eğitimden sorumluydum. Marmara Üniversitesi’nde otomotiv ve teknoloji alanlarında yüksek lisans yaptım. Görev hayatım İstanbul’da başladı. Burada meslek lisesi öğretmeni, alan şefi, müdür yardımcısı, müdürlük, ilçe şube müdürü, ilçe millî eğitim müdürlüğü, il millî eğitim müdür yardımcılığı görevlerinde bulundum. Sayın Bakanımızın takdiri ile Ankara’ya mesleki eğitim daire başkanı olarak atandım. Orada çalışmalarımı sürdürürken yine Bakanımızın takdiri ile Bursa İl Millî Eğitim Müdürü olarak atandım. Aslında benim hikâyem bu kadar. Görevde ne kadar kaldığının bir önemi yok. Bu  bütün bürokratlar için geçerli. Bugün bir hocamız bir ortamda benimle karşılaştı. Öğretmen arkadaşım sokakta beni tanımış. “Memnun musunuz? Alıştınız mı?” dedi. “Memnunum, alıştım ve bu şehirde olduğumdan dolayı şükrediyorum” dedim.

Bursa’yı tanıyabildiniz mi? Kent ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Gerçekten çok kıymetli bir şehir Bursa. Anadolu Selçuklu’dan tutun da Osmanlı’dan, belki de antik çağdan bakmak gerekiyor. İnanılmaz bir yer burası, gerçek tanımlama ile muazzam bir şehir. Başlangıçların şehri diyorum ben. Tweet’lerimde de kullanıyorum. İlklerin şehri, ustaların şehri diyorum. Sanayi şehri, şehzadelerin şehri. O yüzden burada olmak benim için bir onur kaynağı gerçekten. Her şeyden önce bir Türk insanı olarak bunu çok önemsiyorum. İki buçuk aydır buradayım. Bu çok uzun bir süre ve buna şükretmek lazım. Burada 2 gün bile çok önemli. O yüzden bundan önce görev yapan bütün arkadaşlarıma bütün abilerime teşekkür ediyorum. Burada 2 saat bile kalmak çok önemli. Burası hem insan kaynağı olarak hem sanayi olarak Türkiye’nin lokomotif bir şehri.

 

“ORTAK AKLI ÖNE ÇIKARACAĞIM”

Bursa Millî Eğitimini nasıl yöneteceksiniz?

Sonuç olarak bir insan, bir yönetici ve bir lider,  ekibi kadar var olabiliyor bence. Ben, arkadaşlarımın yönetime katılmasını, yönetimde onlarla birlikte karar alarak ve onların her bir düşüncesini önemseyerek yönetme taraftarı oldum. Buna yönetişimde ortak akıl diyorlar. Milli Eğitim’i istişare kültürü ile yönetmek bence çok akıllıca. Liderlik anlayışım da aslında sevgi temeli üzerine kurulu. Belki literatürde bu zor bir başlık olabilir. Belki toplumların kültürlerinin buna alışık olup olmadığı ayrıca inceleme konusu olabilir ama uzun vadede kalıcı olan ve fayda sağlayan bir model olarak meslek hayatımda bunu tespit ettim.

Sizden önceki Millî Eğitim müdürlerini de takip ettik ve çalışma şekillerini biliyoruz.   Millî Eğitim müdürlerinin eğitim paydaşları ile işbirliği önemli bir konu. Özellikle sendika temsilcileriyle zaman zaman aralarında ihtilaf çıkabiliyor.  Az önce ortak aklı öne çıkaracağınızı söylediniz. Bursa eğitimini yönetirken eğitim paydaşlarıyla işbirliği yapacak mısınız? Özellikle sendikalarla bir işbirliği planlıyor musunuz?

Aslında devlette ve Millî Eğitim’de herkesin görevi tanımlanmıştır. Herkes görevi mukabilinde eğitim paydaşı olarak görev yapıyor. Buradan baktığımızda hepimiz kendi görevlerimizi yaparken birbirimizden de etkilendiğimiz zamanlar olacak. Elbette ki birlikte karar alacağız. Bu cümleyi çok kullanıyorum belki ama ben Bursa İl Millî Eğitim Müdürüyüm. Bursa’da 40 bin  meslektaşım var. 600 bin de ülkemizin geleceği olan öğrenci arkadaşım var. Bu konuya bir bütün olarak baktığımızda, ben bir kişi olarak bunların müdürüyüm ya da bunların müdürü değilim gibi bir anlayış benim devlet adamlığı anlayışımda yok. O yüzden eğitimin bütün paydaşların önemseyerek onlarla birlikte elimizden geleni yapacağız.

 

“2023’TE MÜKEMMEL NOKTAYA GELECEĞİZ”

Bursa’daki derslik açığı ile ilgili bilgi verir misiniz?

Ben bu tarz sorulara Türkiye göstergelerine göre cevap vermek istiyorum.  Derslik açığı konusunda mevcutta süren yatırımlarımız var. Sayın Bakanımızın son ziyaretinde 2021 yılı için Bursa’nın yatırım programına aldırdığı yatırımlar var. Yıkılıp yapılacak olan okullar var. Güçlendirme kapsamında bitecek olan okullar var. Çok iddialı olmak istemiyorum ama 2023’te derslik açığı konusunda çok mükemmel bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum. Bugün yatırıma da hafif girmiş olayım. Yıkılıp yapılıp, güçlendirme kapsamındaki okullarımız bittiğinde yaklaşık bin derslik elde edeceğiz. Yık, yap ve güçlendirmelerden 2022’nin sonuna kadar bin derslik kazanmış olacağız. Tekli eğitime geçmek için yaklaşık yüzde 30’luk bir derslik açığımız kalıyor.  Bu mükemmel bir performans.  Sayın Bakanımızın ifadesine göre de yine yıkılıp yapılan okullar ve güçlendirme yapılan okullarda performansı en yüksek olan il Bursa. Bursa’da 125’e yakın depremsellik analizi yapılan okulumuz var. 2022 sonunda yaklaşık olarak 105 tanesi bitecek. Burada artırım yaptığımız derslikleri saymadan söylüyorum.

 

“SINIF MEVCUDUNDA İYİ NOKTADAYIZ”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın ideal bir sınıf  mevcudu var. Yanılmıyorsam 26-30 arası öğrenci. Bursa’daki mevcut kaç?

Bursa genelini düşündüğümüzde aslında bizim derslik başına düşen öğrenci sayımız çok yüksek değil. İlkokul ve ortaokullarda öğrenci mevcutları 30’un üstünde. Liselerde bir tek Anadolu liselerinde 30-40 arasında. Mesleki eğitim, imam hatip, ilkokul, okul öncesinin hepsinde Türkiye normlarının çok altında. Bu şu demek oluyor. Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım’da sıkışıklıktan dolayı ortalamanın üstündeyiz. İşte yeni yatırım ve yık-yaplarla birlikte onu da 30’un altına çekmeyi planlıyoruz. Diğer taraftan da açıkçası Anadolu liseleri ile ilgili yeteri kadar kontenjan olması gerektiğine inanıyorum.

 

“DEPREM OKULLARINDA SONA GELİNDİ”

Bugüne kadar 125 depremsellik testi yaptığınız okul var. Bunların bir kısmı yıkıldı. Son durum nedir?

63 okulumuzun güçlendirme çalışması tamamlandı. Yıkılan okullarımızdan da 10 okulumuzun yapımı tamamlandı. Şu anda hem yık-yap hem de güçlendirme anlamında faaliyette olduğumuz 30-40 tane okulumuz var. Bunlarla ilgili ihale süreçlerimizde bu ay sonunda yüzde 100’e yaklaşmış olacağız. Takdir edersiniz ki bir inşaat süresi olacak. Dolayısıyla 2022 yılında öğrencilerimiz en yakın okullarda misafir olacaklar. 2022’den sonra da Bursa hayatına devam edecek ama şu tablo ile: Bursa, güvenli okula yüzde 100 oranında geçiş sağlayan Türkiye’deki ilk il olacak. Bursa 2023’te tabloya baktığımızda depremsellik çalışması bitecek olan bir kent.

Yeni eğitim yatırımları olacak mı?

2022’de de bu yatırımlara devam edebilirsek  ikili eğitimin yüzde 60’nı yüzde 70’ni Bursa’da bitirmiş olacağız. 2022’nin sonunda, 2023’ün başında küçük bir ikili eğitim hikâyemiz kalır diye düşünüyorum.

 

“KARANTİNADA OLAN SINIF NEREDEYSE YOK”

Bursa’daki öğretmenlerin aşılanma oranı nedir?

Yüzde 90 civarında. 75’lerden 80’lerden çıktık bu orana.  Bursa, Türkiye’nin aşı ortalamasının çok üstünde.

Karantina sınıflarının sayısı kaçtır?

Ara tatilden sonra karantina sınıfı kalmadı.

Karantinada sınıf yok muydu?

Vardı ama yüzde 0.20’lik düzeyde. Eğitime devam eden yüzde 99.80’lik sınıfımız vardı. Sayı ile bile ifade edilmeyecek kadar küçük rakamlar bunlar ve ilginç bir şey söyleyeyim. Karantina sınıf sayımız gün geçtikçe düştü. Pandeminin tersine işleyen bir durum var. Sayın Bakanımız mükemmel bir şey söyleyerek, okullarımızın aslında en güvenli ortalar olduğunu ifade etti.  Çocuk en azından maske takıyor, öğretmeni maske takıyor. Sınıflar bu anlamda güvenli ama dışarısı belki de biraz daha güvensiz. Okullar dışarıdan daha güvenli,  bunu bize istatistikler söylüyor.

Bursa’da devlet okullarındaki eğitimci kalitesinin tüm okullarda aynı olduğunu düşünüyor musunuz?

Bursa’da çok önemli ve usta eğitimcilerimiz var. Ben meslekçiyim. Pozitif yönde çok astronomik bir bilgi farkı var ama çok astronomik de bir hareket farkı var. O bilgiye biraz hareketlenme yani dinamizm katmak lazım. Devlet okullarındaki öğretmen kalitesini beğeniyorum. Ayrıca Bursa akademik olarak da sınav başarısı olarak da mesleki eğitim bilgisi olarak da zaten sıralamada çok üstte.

 

“İYİ OKUL, KÖTÜ OKUL AYRIMI BİR ALGIDIR”

Bursa’da bazı okullara velilerin büyük ilgisi var. Okulun dış cephesine ve yeni olmasına bakarak veliler bazı okullara kayıt yaptırmak için yoğun çaba sarf ediyor. Çocuklarını bu okullara başlatmak için yüksek kayıt ücretleri verdiklerini duyuyoruz. Bu konuda  velilere bir mesajınız var mı?

Bazen bana da şu okulu tavsiye eder misiniz diye soranlar oluyor. Bu bir algı. Bu konu ile ilgili bilimsel bir çalışma yok. Sayın Bakanımız “Eğitimde fırsat eşitliği” diye özel bir başlık açtı. Bu başlık üzerinde okullara bütünsel olarak baktığımızda özellikle öğrenme başarısı  ya da sınav başarısı, başarı ortalaması açısından birbirine eşit hale getirilmesi ile ilgili birçok çalışma var. Okul istemek bütün şehirlerde  var. İstanbul’da da var. Herkes aynı okulu istiyor ama sonuca bakıyorum bu okuldan mezun olan çocuğun başarı istatistikleri talep  edilen okuldan yüksek. Bursa’da da böyle bir şey var. Bağış konusuna gelince. Öyle bir uygulama yok. İnsanlar kendileri talep ederse gönüllerinden koparsa okul aile birliği sistemleri var. Ama hiç kimse A okulu şöyle, B okulu şöyle diye hiçbir şeye zorlanamaz. Böyle bir durumda da gereğini yaparım. Aslında kayıtlarımıza yansımış aşırı bir şikâyet de  yok.  30-40 tane şikâyet oldu ve o konuda da herhangi bir sıkıntı ya da yaptırım olmamış.

Üniversiteler,  öğrencilere sağlıklı gıdayı  hesaplı bir fiyatla ulaştırabiliyor. Ama okul kantinleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bazı okul kantinlerinde tabildot yemek sistemi var ancak tüm okullarda aynı uygulama yok. Pandeminin etkisinin sürdüğü  günlerde sağlıklı gıdaya erişimle ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Erken çocukluk ve çocukluk döneminde beslenme insan hayatı için çok önemli bir şey. Biliyorsunuz ki Tarım İl Müdürlüğümüz ile Millî Eğitim Bakanlığımızın okul sağlığı ile ilgili amblemli ürünlerin gündeme geldiği bir dönemden geçiyoruz. Hatta geçen dönemde Tarım İl Müdürlüğümüz ile birlikte birkaç okulumuzu ziyaret ettik. Obezite ile mücadele kapsamında ve diyabetik açıdan baktığımızda Sağlık Bakanlığımız ve Millî Eğitim Bakanlığımızın öngördüğü gıdaların okul kantinlerde satılması yönünde ciddi bir çalışma var. Gün geçtikçe de pozitife dönüyor ama yemekhane yemek aslında hemen hemen her okulumuzda yapılması gereken bir şey. Şartlar iyileştikçe ve düzeldikçe bu da inşallah olur diye düşünüyorum. Bizim için önemli bir konu.

Son olarak Bursa için çok büyük önem taşıyan mesleki eğitim hedeflerinizle söyleşiyi noktalayalım.

Türkiye’de hem Bakanlığımızın ana politikası hem de Bursa’da bizim ana politikalarımız sektörle entegre olacaksın ama aynı zamanda üreteceksin. Güçlü ülke olabilmek için üretmen lazım. Üretme refleksine en yakın yer mesleki ve teknik eğitim okuludur. Üreten çocuk o zaman sanayiye girdiğinde de üretme refleksiyle çalışıyor olacak. Güçlü Türkiye’nin yolculuğunda bizi daha da güçlü hale getirecek tabii. Buralar tercih edilen okullar olduğunda, fen liseleri, imam hatip okulları, Anadolu liselerimiz de akademik olarak çok daha iyi bir noktaya ulaşacaklar. O yüzden ben mesleki ve teknik eğitimin güçlenmesini Türkiye’nin güçlenmesi olarak tanımlıyorum. Yıllardır  “Güçlü Mesleki Eğitim Güçlü Türkiye” diyorum. Sanayi ve  Teknoloji Bakanlığı Türkiye’yi 26 bölgeye ayırarak değerlendiriyor. Bu bölgelerde Bursa gibi, İstanbul gibi seri başları var. Ben Ankara’da bulunduğum sürede 26 kalkınma bölgesini incelemiştim. Aslında Türkiye entegrasyon sistemi yazıyordum. Onun Bursa’da bir denemesini yapacağız. Sektörel ihtiyaçlar neler, bu ihtiyaçlara yönelik sanayi var mı? O sanayiye uygun okul var mı? Okulları sanayi ile entegre eden bir sistem yazmıştım. Çok büyük bir sistem. Kalkınma planlarını inceleyip hem orada açılması gereken alan dallar hem konuşlanması gereken sanayi, hem mevcut olanı eşleştirmek… Bir de olabilirliği yüksek olan, mesela bir bölgeye gidiyorsunuz sanayisi x alanda gelişmiş ama o bölgeye okul yatırımı yapılmamış ama aslında nitelikli işgücüne ihtiyaç var. Dolayısıyla orada okulu ve o alanı kurmaya yönelik bir çalışma. Bunun aynısı Bursa’da olacak. Türkiye’de bir ilk olacak bu proje.  Ben taraflarla anlaştım ve bu konuda Bakanımıza da bilgi verdim. Uludağ İhracatçılar Birliği, BTSO, Bursa  Ticaret Borsası. Bu üç STK’yı düşündüğümde çok kapsayıcı bir yapı olacak. Üstte de Teknoloji, Ticaret ve Millî Eğitim Bakanlığı. Hatta adını da tarihi Tophane Protokolü koyacağız. Bizim İstanbul’da tarihi Maçka Protokolünüz vardır. 104 Okulu kapsayan İSO ve İTO ile yaptık. 104 ayrı okulun hamiliklerini aldılar. Burada da 96 okullu kapsayacak Tarihi Tophane Protokolü imzalamak istiyoruz.

Maçka Protokolü dışında Türkiye’de başka illerde böyle bir protokol var mı?

Bu denli büyük bir protokol yapılmadı. Geçen hafta Bakan Bey OSB protokolü imzaladı. 81 vilayette 257 tane OSB’nin içinde 257 tane okulu kapsıyor. Burada da  çıraklıktan alıp çocuğu direkt işyerinde başlatma ile ilgili bi proje. Bu Türkiye’de bir ilkti. Bizim de 14 sanayi bölgemiz o protokolde yer alıyor. Bu gerçekten Almanların Dual sistemi dediği sisteme daha yakın. Diğer tarafta da meslek liseleri var. Meslek liseleri için de şimdi komite bazlı, meclis üyesi bazlı bir eşleştirme hazırlıyorum.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X