Kuruluşu dün gibi aklımızda.
İDO, İstanbul-Bursa arası yolculuk ücretlerini fahiş oranda arttırdığı için Bursalılar burnundan soluyordu.
İDO’ya yönelik tepkiler çığ gibi büyümüş ve alternatif ulaşım için kamuoyu oluşması zor olmamıştı.
Ve Recep Altepe döneminde BUDO kurulmuştu.
BUDO’nun ilk gemisi Hüdavendigar’dı.
312 koltuk kapasiteli 1998 CAT modeli gemi, 32 mil hız yapıyordu.
Dalgalardan en az etkilenen üst güvenlik sistemi MDS’ye sahip olan gemi Fjellstrand Tersanesi’nde imal edilmişti.
Hüdavendigar, 2012’de seferlere başlamış ve İDO’nun tekeli resmen kırılmıştı.
Son günlerde zarar ettiği için BUDO’nun satılacağı duyumunu alıyorum.
Yani tıpkı Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, bazı sosyal tesisleri satıp, bazı projeleri iptal ettiği gibi, BUDO’nun da ekonomik gerekçeler nedeniyle satılabileceği söyleniyor.
Geçen hafta Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la olay.com.tr’de yayınlanmak üzerine bir program yaptık.
Aktaş’a BUDO’nun satılacağı iddialarını sordum.
Aktaş’ın yanıtı:
“BESAŞ, ekmek ve unlu mamüller üretiyor. Keles’te de süt fabrikamız var. Ayrıca bir de su fabrikamız hizmet veriyor. Göreve geldikten sonra kendi aramızda süt ve su fabrikasını özelleştirebilirmiyiz diye
konuştuk, tartıştık. Bu fabrikaların şehre getirisi, götürüsü nedir, satarsak neleri kazanırız, neleri kaybederiz, ayrıca satmazsak daha ne kadar geliştirilebiliriz diye uzun uzun konuştuk. Ancak neticede satmama kararı aldık. Gelelim BUDO’ya. BUDO para kazanmıyor, hatta küçük bir miktar da zarar ediyor. Şimdi BUDO’nun hizmet kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz. BUDO, İDO’ya alternatif olarak, Bursalıların daha uygun fiyata İstanbul’a gitmeleri için kuruldu. Bu bizim için önemli. Ama Bursa’nın bu değerinin özelleştirilmesi bir gün Bursa’nın ve Büyükşehir Belediyesi’nin lehine olursa bundan geri durmayız. Ancak şu an için böyle bir şey söz konusu değil.”
Yani Aktaş diyor ki, eğer satılması Bursa’nın lehine olacaksa bugün değil ama gelecekte BUDO’yu satmaktan çekinmeyiz.
Tabii Büyükşehir Meclisi’nde tartışılması kaydıyla.
Yıl 2012, BUDO piyasada düzenleyici rol oynaması için kuruldu.
Yıl 2019, satışı tartışılıyor.
Koşullara göre değişen ekonomik iklim böyle bir şey.
Dün kuruluşu ihtiyaç olan varlıkların, bugün yük olduğu için satışı gündeme gelebiliyor.
Belki de 2020’de bu köşeden BUDO’nun satış kararını okuyacaksınız.
Çohan’dan yanıt var
Dün bu köşeden İsmet Karaca’nın desteklediği Mete Akyolcular’a seçim kazandırmakla suçlanan Recep Çohan ile ilgili parti kulislerinde konuşulan iddiaları okumuştunuz.
Çohan aradı ve yanıt hakkını kullanmak istedi.
Oldukça uzun bir yanıt verdiği için, söylediklerini özetleyerek paylaşıyorum:
“Verdiğim mücadele sayesinde birçok mahallede delege seçimini kazandık. Amacım, bir kin ve intikam duygusuyla hareket etmek değil, Osmangazi’deki yapıyı değiştirmekti. Ancak çok sayıda aday vardı ve arkadaşları birleştirmek kolay değildi. Böyle olunca tüm yük benim sırtıma bindi. Neticede son gün 2 aday kalmıştı. Biz son gece Cengiz Çelikten ile Zeynel Kirte’yi biraraya getirdik ve ikisinden birinin çekilmesini istedik. İki aday da kendi aramızda alacağımız karara uyacaklarını söyleyip toplantıdan ayrıldılar. Yaptığımız araştırmada Kirte’nin çekilmesi halinde O’na oy verecek delegelerin bir kısmının Kirte’ye bir kısmının da Akyolcular’a oy vereceğini gördük. Ancak Çelikten’in çekilmesi halinde, Çelikten destekçilerinin büyük kısmını Kirte’ye oy vereceğini tespit ettik. Yani Çelikten’in çekilmesi daha mantıklıydı. Ancak iki aday da çekilmeyi kabul etmedi. Aslında Kirte’nin oy potansiyeli Çelikten’den daha fazlaydı ancak kongre günü broşür ve pankart bastırmadığı için Kirte’nin çekildiği algısı oluştu. Böylece Kirte destekçilerinin bir bölümü Çelikten’e yöneldi son gün.”
Çohan, Kirte’nin son güne kadar ittifak olabileceğini düşündüğü için broşür ve pankart bastırmadığını da ekledi.
Gelelim eşi Nuray Çohan’ın il başkan adaylığı iddiasına.
Çohan, kesin bir dille reddetti bu iddiayı:
“Ne ben ilçe başkanlığına, ne de eşim il başkanlığına aday olacağız. Ben belki Osmangazi Belediye başkan adaylığına, eşim de önseçim olması halinde milletvekilliğine aday olabiliriz.”
Biraz da sanat
Tam 25 yıl Anadolu’da öğretmenlik yaptı.
Öğretmenlik yaparkan bir yandan da Altıparmak’ın Altıparmak olduğu yıllarda Burç Pasajı’nda mütevazı bir atölye açtı.
Avrupa’dan, Afrika’dan ve dünyanın dört bir köşesinden meraklısına heykeller, masklar ve çeşitli ilginç ürünler getirdi.
Yani nerede ilginç ürün arayan varsa Aydın’ın atölyesinde soluğu aldı.
Altıparmak cazibesini yitirip gelinlikçilerin merkezi olunca Aydın da atölyesini Pirinçhan’a taşıdı.
Ne ki Aydın, artık müşterilerinin ürünleri atölyeye gelip almaktan çok, internetten sipariş verdiklerini söylüyor.
Yani onlara dokunmadan, incelemeden sadece görerek.
Efendim, Kökler Sanat Atölyesi sahibi Şeref Ruhi Aydın Konak Kültürevi’nde resim/heykel sergisi açıyor.
Sergi 20 ile 26 Aralık tarihlerinde açık olacak.
Meraklısına duyurulur.