Olay Gazetesi Bursa

Bu ülkede yoksullar ölür…

Salih Hüseyin Parça… Henüz 26 günlük polisti… Şırnak Cizre’de eylemcilere müdahale etmek isterken kahpe pusuya, zırhlı aracında düştü. Zırhı delen roketatar, Gürsu’da baba ocağına düştü. Anasının, babasının, kardeşlerinin ve yakınlarının bağrını deldi geçti. Akademiden mezun olan arkadaşlarını yalnız bırakmamak için, Cizre’yi o seçmişti. Belki de şehit olacağını bile bile, gözünü kırpmadan ölüme yürüdü. Artvinli şehit […]

Salih Hüseyin Parça…

Henüz 26 günlük polisti…

Şırnak Cizre’de eylemcilere müdahale etmek isterken kahpe pusuya, zırhlı aracında düştü.

Zırhı delen roketatar, Gürsu’da baba ocağına düştü.

Anasının, babasının, kardeşlerinin ve yakınlarının bağrını deldi geçti.

Akademiden mezun olan arkadaşlarını yalnız bırakmamak için, Cizre’yi o seçmişti.

Belki de şehit olacağını bile bile, gözünü kırpmadan ölüme yürüdü.

Artvinli şehit polis, Gürsu Kurtuluş Mahallesi’nde yaşayan dar gelirli memur ailenin 4 çocuğundan biriydi.

 

***

Yıldırım Kuzucular…

Ölümün kol gezdiği, ağıtların yükseldiği, kan ve barut kokusunun ilçeyi kapladığı Şırnak’ta operasyona çıkmışlardı.

Azrail’in Kato Dağı’nda onu beklediğinden habersiz, araziyi tararken, ölüme yavaş yavaş yol alıyordu.

El yapımı patlayıcının infilak etmesiyle, param parça olan bedeni toprağa düştü.

Cenaze törenindeki bir görüntü, yürekleri dağladı.

Şehit babası Kazım Kuzucular’ın rengi solmuş, yırtık mekap’ları Ermenek’teki maden ocağında ölen işçi Tezcan Gökçe’nin yoksul babasının yırtık lastik ayakkabısını hatırlattı.

Yokluklar içinde yaşama tutunmaya çalışan köylü bir ailenin oğlu olan Yıldırım Kuzucular, Sivas Şarkışla Akkışla Beldesi’ndendi.

***

Barış Akkabak…

20 yaşındaydı, komandoydu…

Tarihiyle nam salmış, köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmış, farklı kültürlerin barış içinde yaşadığı Mardin’in Midyat ilçesinde bu kez terör mesai yapıyordu.

4 arkadaşıyla birlikte askeri araçta seyrederken, kulakları sağır eden patlamayla sarsıldılar.

Yola döşenen mayını patlatan terörist el, oracıkta Barış’ın canını almıştı.

Antalyalı Barış, öksüzdü…

Annesini kanserde kaybetmiş, babası terk ettiği için de aslında hem öksüz hem de yetimdi.

Barış’a, dedesi Ramazan Akkabak sahip çıkmıştı.

Barış’ın iki kardeşi daha vardı ama Ramazan Akkabak’ın da imkanları kısıtlıydı.

Ramazan Dede, sadece bir torununa bakabilecek güçte olduğu için diğer iki kardeş evlatlık gitmişti.

Taziyeleri kabul eden Ramazan Dede’nin yamalı pantolonu, haberlere konu oldu, şehit için akan gözyaşlarına gözyaşı kattı.

***

Binbaşı Arslan Kulaksız…

O gün, oruç tutan eşini iftara götürmek istedi.

Eşi ve 2 yavrusuyla aracıyla seyrederken, kurşun yağmuruna tutuldu.

8 kurşundan 2’si Arslan Kulaksız’a biri de eşi Sibel Kulaksız’a isabet etmişti.

Arslan Kulaksız, kurşunlardan birinin daha eşine isabet etmemesi için can yoldaşına siper olmuş, ölüme gitmeden saniyeler önce çocuklarını öksüz bırakmamıştı.

İsteseydi şehit düşmeyecekti.

Tayini çıkmasına rağmen 1 yıl daha Muş Malazgirt’te kalmak istedi.

Şehit binbaşı, Amasya Merzifon’un Ortaova Köyü’nde dünyaya gelmişti.

Ortaova’da yaşayan köylü ve yoksul bir ailenin çocuğuydu.

Şehit Kulaksız da yokluklar içinde, zor şartlar altında okumuştu.

Şehit binbaşının ağabeyi Dursun Kulaksız da madenciydi.

O da ilçedeki maden ocağında ekmek parasını çıkarırken, grizu patlamasında can vermişti.

***

Salih Hüseyin Parça, Yıldırım Kuzucular, Barış Akkabak, Arslan Kulaksız ve 10 günde toprağa verdiğimiz diğer şehitler.

Hepsinin mütevazi hayalleri vardı…

Kimi, tezkereyi aldı mı köyüne varıp, düğün yapacak…

Kimi, babasına aldığı otomobilin kredisini ödemek için hayata daha sıkı tutunacak…

Kimi, maaşı az da olsa bir iş bakacak, hayatına yön verecek…

Kimi de evlatlarının mürüvvetini görmek için nöbet tutmaya devam edecekti…

Ancak hayalleri farklı olsa da hepsi yoksuldu, yokluklar içinde yetişmişlerdi, yoksulluk kaderleri olmuştu.

Zaten hep, ölenler yoksul değil miydi?

Siz hiç, yalılardan ağıt sesleri yükseldiğini duydunuz mu?

Veya, hiçbir villada şehit evini simgeleyen büyük bir Türk bayrağının asıldığını gördünüz mü?

Sosyete evlerinde şehit taziyelerinin kabul edildiği haberlerine rastladınız mı?

Etiler’de, Bebek’te asker uğurlaması yapıldığını göreniniz var mı?

Bu ülkede, yoksulların çocukları şehit oluyor, madenlerde emekçiler can veriyor, iş kazalarına garibanlar kurban ediliyor.

Ve galiba bu ülkede, sadece yoksullar ölüyor.