Bursa İzmir Otoyolu’nun sonu, kuş uçmaz kervan geçmez denilen bir noktayı veya “Köpek bağlasan durmaz” diye tanımlanan, otobanın en uç noktasındaki bir yeri düşünün.
Onlarca köpek burada yaşıyor.
Kiminin bacağı sakat, kimi hastalıktan kırılıyor, kimi bakıma muhtaç.
Peki bu köpekler, aklını peynir ekmekle mi yedi, insanın olmadığı, yerleşimin bulunmadığı otoyolun bittiği noktaya göç ettiler?
Hayır bu yavrular kendi iradeleriyle gelmediler oraya.
Özellikle barınağı olmayan belediyelerin zabıta ekipleri, onlarca sahipsiz köpeği toplayıp, ilçelerinden kilometrelerce uzaktaki otoyola atmışlar.
Biz de dün Başköy’de Her Eve Pati Derneği’ne gittiğimizde bu drama tanık olduk.
Uyanık zabıta ekipleri, HEPAD’a ait Sevgi Evi’nin yakınına özellikle bırakmışlar sahipsiz köpekleri.
Dernek yetkilileri ve gönüllüleri köpekleri görüp, mamalarını versin, sahip çıksınlar diye…
Ancak HEPAD’ın da imkanları kısıtlı.
700 sokak hayvanını yediriyor, içiriyor, barındırıyor ve tedavisini yapıyorlar.
Bir de Bursa’nın dört bir yanından zabıta ekiplerinin araçlarına koyup otoyol çevresine bıraktıkları onlarca hayvana nasıl baksınlar?
Buna rağmen o köpeklere de HEPAD sahip çıkıyor, düzenli olarak mamalarını veriyor.
Hayvanları koruma dernekleri, belediyelerin sahipsiz köpekleri toplayıp kırsal bölgelere attıklarını iddia ederlerdi.
İşte ispatı!
BAL-GÖÇ’e üye olmak için göçmen olmak şart değil
“Veli Öztürk, usulsüz şekilde onlarca üye kaydı yapmıştır. Göçmen olmayan kişiler derneğe üye yapılmış. Mesela Tuncelili bir ismi üye kaydetmişler.”
Ben de Kader Özlem’in söylediklerini pazar günkü köşemde yazmıştım.
Ancak Kader Özlem’in söylediklerine güvenip, BAL-GÖÇ tüzüğünü okumamıştım.
Dün tüzüğün üye olma hakkı ve üyelik işlemleri başlıklı 4. maddesini okudum.
Aynen şöyle yazıyor:
“Fiil ehliyetine sahip bulunan ve derneğin amaç ve ilkelerini benimsemeyerek bu doğrultuda çalışmayı kabul eden ve mevzuatın öngördüğü koşulları taşıyan her gerçek ve tüzel kişi bu derneğe üye olma hakkına sahiptir. Ancak yabancı gerçek kişilerin üye olabilmesi için Türkiye’de yerleşme hakkına sahip olması da gerekir. Onursal üyelik için bu koşul aranmaz.”
Demek ki neymiş?
BAL-GÖÇ’e üye olmak için illa göçmen olmanız gerekmiyormuş.
Yani Tuncelili, Erzincanlı, Sivaslı veya Ankaralı biri de BAL-GÖÇ’e üye olabilirmiş.
Hatta yabancı bir kişi bile Türkiye’de ikamet etmesi koşuluyla derneğe üye olabilirmiş.
Kader Özlem’in bilgisine!
“Karaca’yı ziyaret etme”
Karaca, il kongresini kazanmış, BAL-GÖÇ yönetimi de Karaca ve ekibine hayırlı olsun ziyareti yapacaktır.
Ancak Karaca’nın rakibi olan CHP’li siyasetçi, BAL-GÖÇ Genel Başkanı Veli Öztürk’e, “İsmet Karaca’yı ziyaret etmeyin” telkininde bulunur.
Öztürk, polemik olmasın diye söz konusu siyasetçinin ismini yazmamamı rica etti.
Ben de o ismi yazmıyorum.
Ancak bir CHP’linin bir CHP’liye yaptığı işi eleştirmem gerekir.
Karaca’yı seversiniz veya sevmezsiniz ancak ona rakip partinin il başkanı muamelesi yapmak ne CHP’liliğe yakışır ne de ilkeli siyaset anlayışına sığar.
Okuyucu mektubu