Kim ne derse desin savaştan kaçıp ülkemize sığınan Suriyelilere kucak açmamızı doğru buluyorum.
Tarihsel bakımdan da sosyolojik nedenlerden de ekonomik gerekçelerden de Suriyelilere kapılarımızı kapatmamamız gerekirdi.
Bir kere yaşadığımız bu coğrafya dört başı mamur bir göç coğrafyasıdır ve Osmanlı’dan genç Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar, hep mazlum milletlerin sığındıkları güvenli bir liman olmuştur.
Bakın mesela yakın tarihimizde Saddam Hüseyin’in en kanlı saldırısı olarak tarihe geçen Halepçe katliamından canını kurtaran Kürt kardeşlerimiz, Güneydoğu’daki kamplarda hayata tutunmuşlardı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün elbette.
1878-1903 Rus-Osmanlı Harbi’nden sonra Anadolu‘ya göç…
1913 yılında başlayan 1. ve 2. Balkan Harbi’nden sonra Anadolu‘ya göç…
Kurtuluş Savaşı‘nın ardından mübadeleyle Anadolu‘ya göç..
1950’de Yugoslavya ile imzalanan Göç Anlaşması‘yla Türkiye‘ye göç…
Kıbrıs ile yaşanan gerginlik nedeniyle anavatana olan göç…
1989‘da Jivkov baskısıyla Türkiye’ye sığınan soydaşların göçü…
Bosna-Hersek iç savaşında Sırp zulmünden Türkiye‘ye sığınmak zorunda kalanların göçü…
Ve son olarak ülkelerindeki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin göçü…
İşte Anadolu, böylesine kadim, böylesine misafirperver bir coğrafyadır.
Diğer yanda ekonomisi güçlü olmayan Türkiye 3 milyondan fazla Suryeliye kucak açarken, dev ekonomilere sahip Avrupa ülkeleri 300 bin Suriyeliyi barındırmaktan aciz.
Bugüne kadar yazılarımda da Suriyeli misafirlerimize yönelik ırkçı ve şoven yaklaşımları hep eleştirdim hatta bu nedenle okuyuculardan tepki aldım, hakaretlere maruz kaldım.
Önemli değil, doğru bildiklerimi savunmaktan geri durmam.
Suriyeliler konusunda bugün de aynı noktadayım.
Ancak durduğum nokta, bazı Suriyelilerin hiçbir kural tanımamalarını, yaşadıkları kente entegre olmak için çaba sarf etmemelerini, içinde bulundukları ülkenin normlarına uymamak için ayak diremeyi görmezlikten gelmez.
Güzelim sahil bazı Suriyelilerin sorumsuz davranışlarıyla sahil olmaktan çıkmış, yürüyüş yolları işgal edilmiş, adeta bir çirkinlik abidesine dönüştürülmüş.
Zamanında yürüyüş yollarına estetik katsın diye inşa edilen tahtalar, çarşaf serilmek suretiyle ucubeye dönüştürülmüş, yol kenarlarına çadırlar kurularak tüm çirkinliklerin üzerine tüy dikilmiş.
Sahil kenarında yapılan mangallar, atılan çöplerle çevrenin kirletilmesi ve her adım başı nargile yakılması da işin cabası.
Kumsaz sakinleri, bu çirkin görüntülere isyan ediyor, dahası artık sahile gitmiyor ve denize girmek için daha bakir yerlere kaçıyorlar.
Defalarca yetkililere ulaşıp isyanlarını paylaşmışlar ancak sonuç alamamışlar.
Durum budur, maalesef.
Mudanya’da saç baş yolduran trafik
Bu durumun en iyi yanı trafiğin rahatlaması oldu.
Tabii yeni Büyükşehir Belediyesi yönetiminin aldığı tedbirler de trafiğin nefes almasına yol açtı.
Hafta sonu yaptığım Mudanya yolculuğu ise Bursa trafiğini test etmeme yaradı.
Kent merkezinden Mudanya’ya yaklaşık 20 dakikada ulaştım.
Ancak o Mudanya girişi yok mu, resmen işkence çektiriyor sürücülere.
Bursa’dan Mudanya’ya 20 dakikada, Mudanya girişinden sahile de 20 dakikada ulaşıyorsunuz, o derece!
Yani Bursa trafiğinin akıcılığından kaynaklı ferahlamanızı, Mudanya girişindeki işkence götürüyor.
İlçenin girişi ana baba günü resmen.
Araçlar milim, milim ilerliyor.
Bir de kazılmış ve adeta köstebek yuvasını andıran yollar dikkatimi çekti.
Şu gördüğünüz sokak, kentin en işlek noktalarından biri.
Aracınızın hasar görmemesi için olağanüstü çaba göstermeniz gerekiyor buradan geçmek için.
Bursa’nın incisi Mudanya’ya yakışmıyor.
Külliye yolcusu kalmasın
Ali Osman Sali dışındaki AK Parti’nin eski Bursa milletvekilleri dün sabahın erken saatlerinde biraraya geldiler Paçacı Hüsnü’de.
Bu isimlerin tümünü aynı mekanda gören kaynaklarım, telefondan arayıp haber verdiler.
Acaba yeni bir oluşum mu vardı?
Doğrusu hiç ihtimal vermedim.
Nitekim bu isimlerin alayı Tayyip Erdoğan’a gönülden bağlı.
Üstelik Erdoğan yeni bir zaferden çıkmışken hiç olacak mı şey midir bu?
Yine de ufak bir araştırma yaptım.
Ekip, yeni sisteminin ilk cumhurbaşkanın yemin törenine katılmak için Ankara’ya gidiyormuş.
Fotoğraf ise mola verdikleri Bilecik’ten.
Ergün Koç CHP yolunda
Karacabey eski Belediye Başkanı, eski AK Partili ve eski Demokrat Partili Ergün Koç, son partisi Demokrat Parti’den istifa etti.
Ergün Koç, bir süreden bu yana CHP ile flört ediyordu.
Bakalım CHP, Koç’u yerel seçimlerde belediye başkan adayı gösterecek mi?