CHP Genel Merkezi’nin Mustafa Bozbey‘e Büyükşehir adaylığı teklifi yapacağını, kabul etmemesi halinde ise Nilüfer’de de aday gösterilmeyeceği iddiasına değindiğim yazının ardından Mustafa Bozbey’i aradım ve söz konusu iddiayı hatırlattım.
Önce şu hatırlatmayı yaptı Bozbey:
“Ekim ayında Belediyeler Yasası’nın çıkmasını bekliyoruz. Bakalım o yasa ne getirecek yerel yönetimlere. Çünkü belediyeler çok ciddi bir darboğazın içinde. Gelirlerimiz müthiş azaldı. Gelirlerimiz azaldı ancak vatandaşın taleplerinin sınırı yok. Bizim önceliğimiz, yasa yapıcılara yerel yönetimleri darboğazdan çıkaracak, mali açıdan güçlendirecek düzenlemeleri yaptırmak olmalı. Yasa yapıcıların, düzenlemeleriyle kentleri yarışır hale getirmeleri gerekir. Tüm bunları yapmadan, şu seçilmiş, o buraya gelmiş gibi işlerin peşinde olamayız.”
“Büyükşehir teklifini kabul etmezsem Nilüfer’de de aday gösterilmeyeceğim iddiası birilerinin düşüncesi olabilir. Ancak Sayın Genel Başkan’ın değil. Böyle bir şeye de ihtimal vermiyorum. Sayın Genel Başkan, hem zeki, hem demokrat hem de dürüst bir insandır. Beni karşısına aldığında her 3 seçeneği de sorgular ve en doğru kararı verir. Veya daha önce yaptığı gibi benim isteğim doğrultusunda hareket eder. ”
Peki iddialar nerden çıkıyor?
Bozbey’in yorumu şöyle:
“Nilüfer sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin de marka kentlerinden biri oldu. Sadece diğer partilerden değil, CHP’den de çok sayıda kişi Nilüfer’e belediye başkanı olmak istiyor. İddiaları onlar çıkarıyor olabilir. Bunu da aslında çok anormal karşılamıyorum. Çünkü dediğim gibi Nilüfer çok güzel bir ilçe oldu.”
30 Ağustos Resepsiyonu’nda neler yaşandı?
Vali İzzettin Küçük yıllık izinde olduğu için Vali Vekili Abidin Ünal’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu yılkı 30 Ağustos resepsiyonunda da yine ilginç detaylar vardı.
Resepsiyona girmeden Vali Vekili Abidin Ünal, Gemlik Kaymakamı ve Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu lobide oturduklarını gördüm.
Onların davetiyle ben de masalarına konuk oldum.
Kısa süre sonra savcılar, hakimler ve kaymakamlar da gelince, birden masa devlet erkanı ve yargı makamına dönüştü adeta!
Vali vekili Ünal’la tanışmamıştık ancak son derece hoşsohbet ve sıcak kanlı bir insan izlenimi bıraktı bende.
Masadaki sohbetin ana konusuysa eli kulağında olan kaymakamlar kararnamesiydi.
Gelelim resepsiyondaki manzaraya…
Bu yıl nedense mütevazı bir katılım vardı.
Mesela CHP’yi temsilen tek bir yönetici katılmamıştı resepsiyona.
MHP’den ise İl Başkanı Kurtuluş Coşkun oradaydı.
AK Partili milletvekillerinden Başbakan eski Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Vildan Yılmaz Gürel, Zafer Işık ile belediye başkanlarından Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu dışında, orada olduğum ana kadar kimseyi göremedim.
Ve elbette AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman da protokoldeki yerini almıştı.
Resepsiyonda karşılaştığım renkli simalardan biri de İl Kültür Turizm Müdürü Ahmet Gedik‘di.
Artık sayısını bile unuttuğumuz görevden almalar ve yargı yoluyla geri dönmelerden sonra Ahmet Gedik yine Bursa’nın en uzun soluklu bürokratı olarak karşımızdaydı!
Vallahi helal olsun Gedik’e.
Hiç yılmadı, hiç pes etmedi.
Ne valiler, ne emniyet müdürleri, ne siyasetçiler, ne belediye başkanları geldi geçti bu kentten bir tek Ahmet Gedik nerdeyse çeyrek asırdır görevinin başında.
Son derece moralli gördüm Altepe’yi.
Ayak üstü sohbetimizde, etkinliklere katılıp katılmadığını sordum.
“Davet edildiğim yere gidiyorum” dedi.
Resepsiyonda çiçeği burnunda bir il başkanı da yerini almıştı.
Vatan Partisi İl Başkanı Bektaş Aykut.
35 yaşındaki Aykut, Mehmet Alanbel’den bayrağı devralmış.
Vatan Partisi’nde yeniden yapılanma, yönetim kadrolarına genç isimlerin getirilmesi politikasının bir yansımasıymış ki son derece isabetli bir tercih olmuş.
Mesela Ankara İl Başkanlığına TGB Genel Başkanı, İstanbul İl Başkanlığına da Öncü Gençlik Genel Başkanı atanmış.
Bursa Valiliği’nin 30 Ağustos Resepsiyonu’ndan BUMİAD’ın 30 Ağustos gecesine geçtik.
Ancak BUMİAD gecesine dair notlarımı, yerim kalmadığı için önümüzdeki günlere bırakıyorum.
Konut kampanyasına dair
Düşük faiz, hatırı sayılır oranda indirim ve uygun ödeme koşulları.
Faizlerin tavan yaptığı, döviz kuruna bağlı olarak inşaat maliyetlerinin yükseldiği bir dönemde ilaç gibi bir kampanya.
Konut kampanyası hem piyasasıyı canlandırabilir hem de ev hayali kuran milyonların talebini karşılayabilir.
Krizi fırsatı çevirmek diye buna derler.