31 Mart akşamı OLAY TV‘deki seçim yayını nedeniyle gece geç saatlere kadar AK Parti İl Başkanlığı‘ndaydım.
Seçim sonuçları şekillendikten sonra gece 01.00 sularında Bozbey’in Altıparmak’taki seçim ofisine geçtim.
Tabii orada bulunan herkesin morali bozuktu.
Bozbey ise kurmaylarıyla birlikte bir odada oturuyordu.
Odada CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık, Turgay Erdem ve Bozbey‘in ekibinden birkaç kişi vardı.
Daha sonra İl Seçim Kurulu’ndan dönen Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu geldi.
İl Başkanı Hüseyin Akkuş ise İl Başkanlığı’ndan seçimleri takip etmiş ve o gece hiç gelmemiş.
Ertesi gün Bozbey’in sabaha karşı seçim bürosunda yaptığı basın açıklamasını izledim.
Bozbey’in yanında Karabıyık, Kayışoğlu ve bir de İYİ Parti İl Başkanı Dr. Yahya Bahadır vardı.
O gece yaşananları Bozbey’le konuştuk.
“Ben İl Başkanı Akkuş’a, seçim büromuzda düzen kurduğumuzu, seçimi burada izlemesi gerektiğini söyledim. Ancak gelmedi. Nedenini bilmiyorum belki de gelmek istemedi. Ancak ben özellikle o gece yanımda olan Lale Karabıyık, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Yüksel Özkan ve Yahya Bahadır’a teşekkür ederim” diyen Bozbey’in sözlerinde sitem vardı.
Seçim sürecinde bazı partililerin kendisini yalnız bıraktığına dair iddiaları da hatırlattım.
Bozbey, “Bu konuyu kamuoyu biliyor. Ben bunu CHP’lilerin takdirine bırakıyorum” dedi ve ekledi:
“Sandıkları gönül rahatlığıyla bıraktığımızı söyleyemeyiz. Birçok yerde sandık başkanları tutanakları imzalayın gidin demişler, sandık görevlisi arkadaşlar da gitmiş, deneyimsizlikten ve konuya vakıf olamamaktan dolayı.”
Tabii Bozbey sadece sitem etmedi.
Seçim süreci boyunca kendisine destek verenlere, gece gündüz demeden kampanyaya katılanlara ve Bursa halkına yürekten teşekkür etti.
Peki Bozbey bundan sonra ne yapacak?
“Yapılacak çok işim var” diyerek, siyasete nokta koymayacağının işaretini verdi Bozbey.
Ancak önce seçimin analizini yapacak.
Tabii, itiraz sürecinin de sıkı takipçisi olacak.
Nitekim sandık sonuçlarına dönük ciddi itirazları var Bozbey’in.
AK Parti’nin Bursa’yı kazanması üzerine
Her birini alt alta sıraladığımızda sayfa yetmez.
Ancak birkaçını sayalım.
Elbette önce Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın karizması ve liderliği.
Son günlerde rakibini önde gösteren anketlere rağmen, motivasyonu bozulmayan Aktaş’ın inancı ve saha çalışmaları.
Yıllardır her sokağı karış karış gezen, binlerce esnafın işyerine giren, 10 binlerce ev ziyareti yapan Ayhan Salman önderliğindeki AK Parti teşkilatlarının çabası.
Başbakan eski Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala başta olmak üzere AK Parti milletvekillerinin performansı.
Muhalefetin güçlü adaylarına karşın Dağ ilçelerinden gelen yüksek oylar.
CHP’nin HDP ile örtülü ittifak yaptığı iddiasının en çok Bursa’da dillendirilmesinin, milliyetçi-muhafazakar seçmen üzerinde etkili olması.
Eski milletvekili, belediye başkanı, il ve ilçe başkanlarının son günlerde de olsa kampanyaya el vermesi.
Bursa’ya gelen bakanların, seçmen üzerinde etkisi.
Tüm bunlar, aslında seçim süreci boyunca gözümüzün önünde cereyan eden ve geçmiş seçimlerden farklı olmayan gelişmeler.
Ancak, bundan yaklaşık 2 ay önce gündeme gelen bir adaylık öyküsü gerçeğe dönüşse, seçimin seyri değişebilirdi.
Son gün aday listesinde Osmangazi adayı olarak genç siyasetçi Ahmet Yıldız‘ın isminin yazılı olmasından söz ediyorum.
Kulislere göre Cumhurbaşkanı son gün araya girmiş ve Mustafa Dündar‘ın aday olmasını istemişti.
Dündar aday oldu ve hem Osmangazi kazanıldı hem de Osmangazi oyları Büyükşehir yarışına katkı yaptı.
31 Mart seçiminin Bursa’da akıllarda kalacak en önemli ayrıntılarından biri budur kanımca.
Tunçak yine bildi
Konu elbette seçim, dahası Büyükşehir Belediye seçimiydi.
“Araştırmalarımız Alinur Aktaş’ın 2 puan önde olduğunu gösteriyor. Seçime kadar bu fark 3’e çıkar. Aktaş, 3 puan farkla alır” demişti Tunçak.
Pazar günü sandıklar açıldı ve Aktaş, 2,7 puan fark attı.
Yani 0,3 sapmayla Tunçak‘ın, bu öngörüsü de doğru çıktı.
Tabii, seçime birkaç gün kala yönlendirici olmamak için Tunçak’ın söylediklerini yazmadım.
Ancak artık yazabilirim.
Tunçak’ın tahmini bir kez daha çıktı.
Kazananlar ve kaybedenler
CHP’den aday olamayanların sığındığı liman olan DSP, kaybedenler listesinin en başında.
DSP’nin aldığı oy ile yarattığı gündem arasında gece ile gündüz kadar fark var.
Vatan Partisi, bu seçimde de kendisini iktidar partisine yedekleyerek, yine muhalefete muhalefet oldu.
Ve yıllardır girdikleri her seçimde yüzde sıfır küsuratlık oy oranlarını yine aşamadılar.
100 yıllık partinin Tunceli‘de kazanması başarı ama daha büyük başarı adayları Maçoğlu‘nun, PKK’nın aba altından sopa göstermesine, üstü örtülü tehditlerine aldırmadan yolundan dönmemesiydi.
TKP’li aday PKK’nın karşısına dikilerek, hem demokrasi dersi verdi hem de terör örgütünden çekinen kimi HDP’lilere de iyi bir örnek oldu.