Tesadüf bu ya, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un okulların 31 Ağustos’ta açılacağı açıklamasından sadece birkaç saat önce eğitimci Gıyasettin Bingöl ile olay.com.tr’de program yapıyoruz.
Bingöl’e, “bu yıl okullar açılır mı diye?” sordum.
“Kesinlikle açılacak, açılmak zorunda!” dedi.
Ve birkaç saat sonra Bakan Selçuk’tan malum açıklama geldi.
***
“Pandemi sürecinden en çok eğitim sektörü yara aldı. 6 ay dükkanı kapalı olan tek sektör eğitim oldu. Soruyorum, dükkanı 6 ay kapalı olan hangi işletme ayakta durabilir? Oğlu eğitim işiyle uğraşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da aynı görüşte. Sektör çok zor bir dönemden geçiyor. Sadece okul sahipleri değil, kantincisi, yemekçisi, servisçisi, öğretmen ve güvenlik görevlisi, yani herkes olumsuz etkilendi.”
***
Süreçten olumsuz etkilenen sektörler için kısa çalışma ödeneği can simidi oldu.
Ancak, uzaktan eğitim yaptıkları için özel okullar kısa çalışma ödeneğinden çok sınırlı şekilde yararlandılar.
Velilerin önemli bölümü uzaktan eğitimi, eğitim görmedikleri için ödeme yapmayınca özel okullar çıkmaza girdiler.
Öyle ki Bingöl, velilerin yüzde 50’sinin tam, yüzde 30’unun yarım ödeme yaptığını, yüzde 20’sinin ise hiç ödeme yapmadığını öne sürdü.
Yani okullar, gelirlerinden oldu ancak maaş ödemeye devam ettiler, kira, elektrik ve su faturası gibi maliyetlere katlanmak zorunda kaldılar.
***
Bingöl’e, “Ne yani, okullar hiç kapanmamalı mıydı?” diye sordum.
“Hayır, kapanmamalıydı” dedi ve Almanya, ABD, İtalya örneklerini verdi:
“Koca Almanya’da okullar 15 gün kapandı. Pandemiden en fazla etkilenen İspanya’da okullar açık. ABD’de kapatmaya çalıştılar baktılar olmuyor, tekrar açtılar. Bizde ise 6 ay kapalı olacak. Anaokullarını açtık, yaz okulları devam ediyor. Ne oldu, bir şey mi oldu? Evet salgın var, mutlaka tedbirleri almalıyız, ancak bu olayı paranoya derecesinde kıyamet kopuyor havasına sokmamak lazım.”
***
Bingöl’ün eleştirilerinden Bilim Kurulu üyeleri de nasibini aldı:
“Ben Bilim Kurulu üyelerini de anlamıyorum. Hiç mi aralarında psikolog yok, sosyolog yok? İnsanların moral motivasyonunu çökertiyorlar. Neymiş? 2022’ye kadar sürecekmiş salgın, ardından domuz gribi gelecekmiş. Yarın da eşek gribi gelebilir! Böyle bir şey olabilir mi?”
Bingöl’ün şu iddiası da çarpıcı:
“Okulların 6 ay kapatılması kararı nedeniyle özel okulların yüzde 50’si iflas etti! Köklü kurumlar da zor durumda.”
***
Evet bu sözler, yaklaşık 30 yıldır eğitimin içinde olan ve eğitim camiasında sözlerine itibar edilen bir ismin ağzından döküldü.
Doğrusu Bingöl söylediklerinde haksız değil.
Nitekim, mart ayından bu yana topluma umutsuzluk pompalanıyor, karamsarlık enjekte ediliyor.
Bu negatif politikanın sonucu da ortada.
İflas bayrağını çeken binlerce, on binlerce firma, yasaklar kalktıktan sonra işini kaybedecek yüz binlerce insan ve toplumun ruh sağlığını yitirmesi.
Sosyal medya düzenlemesi yolda
Sosyal medya düzenlemesinden söz ediyorum.
Öyle ki sosyal medya düzenlemesi AK Parti Genel Merkezi’nin mutfağında pişiyor.
Tıpkı Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklik gibi.
Çalışma olgunlaşınca ilgili komisyona gelecek ve muhafeletle uzlaşı aranacak.
Yani artık, sosyal medya bir küfür ve hakaret platformu olmaktan çıkacak.
İyi de olacak.
Erken seçim olur mu?
Hem de hiç beklenmeyen bir anda, kimsenin aklında olmadığı bir dönemde…
Ancak bu kez, en azından 1,5 yıl erken seçimin olmayacağı anlaşılıyor.
Nitekim AK Parti kurmayları Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik içeren çalışmayı hazırlıyorlar.
Çalışmanın bu yasama dönemine yetişmesi söz konusu değil.
En erken ekim ayı.
Anayasaya göre, Siyasi Partiler Kanunu Resmi Gazete’de yayımlandıktan en az 1 yıl sonra yürürlüğe girecek.
O halde en erken 2021’nin kasım aralık ayına kadar erken seçim söz konusu olmayacak.
Erken seçim olacak diyenler, bu ayrıntının farkındalar mı?