Vatandaşın FSM’de veya İhsaniye’de, Ataevler’de, yani Bursa’nın en değerli bölgelerinde 150 metrekare evi var.
Yaşadığı apartman eski deprem yönetmeliğine göre inşa edilmişse, çürük, çarık olduğuna bakılmaksızın kentsel dönüşüme girdi.
Kentsel dönüşüm sonrası hem yeni evde oturdu, hem deprem riskini tamamen kafasından silip attı, hem de evinin değeri, mesela 400 bin lira ise 700 bin lira oldu!
Ve tüm bunlar için tek kuruş cebinden çıkmadı.
Hatta, bazıları üzerine bir de müteahhitten para aldı.
Yani piyango gibi dönüşümle hem evi yenilendiği hem de dairesi değerlendiği için yüz binlerce liralık kazanç elde etti.
Yerel yönetimler ise kentsel dönüşümü koordine ettiği için siyasi açıdan kazandı.
Ancak sosyal donatı alanları olmayan, altyapısı yetersiz, doğu bloğu ülkelerindeki toplu konutları andıran yüksek katlı binalar ortaya çıktı güzelim Nilüfer’de.
Bilmem hiç aracınızla kentsel dönüşüme uğramış binaların çevresinden geçtiniz mi?
Nilüfer’i Nilüfer yapan geniş yollardan eser kalmamış, tıpkı Yıldırım ve Osmangazi’nin dar sokakları gibi.
Şimdi soruyorum, bunun adı kentsel dönüşüm mü, rantsal dönüşüm mü?
Eski imar yönetmeliğine göre işler böyle yürüyordu.
Ancak deniz bitti ve yeni imar yönetmeliği rantsal dönüşüme imkân vermiyor.
Diğer yanda İzmir depremiyle birlikte yeniden aklımıza düşen deprem gerçeği var.
Peki, rantsal dönüşüme alışmış, alıştırılmış vatandaş ve müteahhitlerle yüzlerce, binlerce binayı nasıl dönüştüreceksiniz?
İkinci yazımda.
Çare faizsiz kentsel dönüşüm kredisi
Ve Marmara’nın en riskli kenti İstabul değil Bursa’dır.
Çünkü Bursa, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın 3 kolundan da etkileniyor.
Kuzey kolu İstanbul’da kırılacak ve Bursa da etkilenecek.
Orta ve güney kolu, Bursa’nın yerleşim yerlerinden geçiyor ki, asıl felaketi işte o zaman yaşayacağız.
Fay hattının üzerine inşa edilmiş yüzlerce bina var bu kentte ve fay hattı üzerinde inşa edilen binalara hâlâ ruhsat verilmeye devam ediliyor!
Peki ne yapılabilir?
Yeni bir öneri değil ancak akla en yatkın çözüm şu:
TBMM vakit kaybetmeden yeni bir deprem yasası çıkaracak ve bu yasayla faizsiz ve uzun vadeli kentsel dönüşüm kredisi dağıtılacak vatandaşa.
Böylece yeni alanlara ihtiyaç duyulmayacak, yüksek kata gerek kalmayacak ve yerinde dönüşüm sağlanacak. (Faizsiz kredinin devlete maliyeti olacak ama yaklaşan büyük depremde yıkılacak binlerce binanın maliyeti çok daha büyük olacak.)
Yani vatandaş küçük bir miktar fark ödeyecek ama zaten evi değer kazanacağı için, telafisini yapacak.
Dönüşüm, rıza ile değil yasa gücüyle gerçekleştirilecek.
Çünkü anayasamıza göre devlet, vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak zorunda.
Bugün bizim can güvenliğimizi en çok tehdit eden, tabutluk gibi evlerimiz değil mi?
O halde ne bekleniyor?
Jet hızıyla göreve koştular
Gerçekten iyi iş çıkardılar.
Büyükşehir, Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer Belediyesi’in arama kurtarma ekipleri, jet hızıyla deprem bölgesine ulaştı.
Siyasi partiler de hemen organize oldu AK Parti’den CHP’ye kadar.
CHP Nilüfer örgütü, daha ilk dakikalarda depremzedeler için bir yardım kampanyası başlatıp, bir kamyon ve bir minibüs dolusu acil ihtiyaç malzemesini İzmir’e ulaştırdı.
Öyle ya, enkaz altında sadece insanlar yok.
Evcil hayvanlar da, büyük bir yaşam mücadelesi verdiler, moloz yığınlarının altında.
Ve yaşam hakkının tüm canlılar için kutsal olduğunu göstermesi adına çok değerli bir fotoğraf karesi çıktı ortaya.
Binalarının yüzde 73’ü güvensiz kent
Yani yapılarının yüzde 73’ünün güvensiz olduğu bir kentte 6,9 gibi büyük bir depremden bu kadar az hasarla kurtulmamız şans değil elbette ama çok büyük dersler çıkarmamız için bir fırsat.
Neden deprem çalıştayı yapılmıyor?
Maalesef deprem, çevre illerdeki sarsıntılarla gündemimize giriyor.
Yani 3 gün konuşuyor, sonra unutuyoruz.
Çağrım Bursa Kent Konseyi’ne…
Deprem konulu bir çalıştay yapıp, konunun tüm paydaşlarını bir araya toplamalı.
Geçmiş yıllarda Kent Konseyi Bursa’nın en yakıcı sorunlarına ışık tutardı.
Son dönemde ise bu özelliğinden çok uzak bir görüntü sergiliyorlar.