Olay Gazetesi Bursa

Ben de gönüllü oldum Çin aşısına güvenin

Çin aşısıyla ilgili tartışmalara değinen Prof. Dr. Halis Akalın, yüreğimize su serpen açıklamalar yaptı: “Hepimizde, ‘Çin malıysa çok iyi değildir’ algısı var. Ama Çin, son yıllarda bilimde çok büyük ataklar yaptı. Sinovac da yıllardır aşı sektöründe faaliyet gösteren deneyimli bir firma.  Ben de gönüllü oldum. Sorun olma ihtimali görmüyorum.” Faz3 çalışmaları süren aşıda, gönüllülere aşı […]

Çin aşısıyla ilgili tartışmalara değinen Prof. Dr. Halis Akalın, yüreğimize su serpen açıklamalar yaptı: “Hepimizde, ‘Çin malıysa çok iyi değildir’ algısı var. Ama Çin, son yıllarda bilimde çok büyük ataklar yaptı. Sinovac da yıllardır aşı sektöründe faaliyet gösteren deneyimli bir firma.  Ben de gönüllü oldum. Sorun olma ihtimali görmüyorum.”

Faz3 çalışmaları süren aşıda, gönüllülere aşı vurulmaya başlandı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdürülen çalışmalar hakkında bilgi veren Akalın, bugüne kadar 200’ü aşkın kişinin çalışmaya katıldığını belirtti. Akalın’a göre aşı ve tedbirler sayesinde salgın nisan veya mayıs ayında kontrol altına alınır.

——————

Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Uludağ Üniversitesi Enf. Hast ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın.

Akalın ile herkesin merak ettiği aşıyı konuştuk.

 

“İLK KULLANACAĞIMIZ AŞI GELENEKSEL AŞIDIR”

Aşı ile ilgili genel bilgiler verebilir misiniz? Kaç tür aşı var ve Çin’den gelecek aşı hangi gruba giriyor?

Aşıda Faz 3 aşaması, rutin kullanıma girmeden önceki dönemdir. Faz 4’te aşılar kullanıma girer. Çin’den gelecek aşı, geleneksel yöntemlerle üretildi. Bu aşı, virüsün verosel dediğimiz özel hücrelerde üretilerek daha sonra inaktif edilmesiyle elde edilir. Çocukluk dönemlerimizde  yapılan bu aşılar geleneksel  yöntemlerle üretiliyor. Bir de Faz 3 döneminde olan mRNA dediğimiz aşılar var. Bu yeni bir yöntem. Burada virüs vücuda girdikten sonra  ACE2 resaptörlere bağlanıyor. Felsefesi şu: Genetik materyal vücuda verildiği zaman mRNA, bu virüsün kendisi varmış gibi sadece spike proteinini sentez ettiriyor ve buna karşı vücudumuz antikor, yani bağışıklık kazanıyor. Böylece gerçek virüs vücudumuza girdiği zaman vücudumuzda antikor olduğu için bunu bloke ediyor. Bu genetik materyal, bir yağ kılıfı içinde vücuda veriliyor.  Bunlar dışında vektör tabanlı aşılar var. Bu aşılarlarda da  zararlı olmayan virüs vektör olarak kullanılıyor. Ancak şu an gündemde olan iki ana aşı var. İnaktif dediğimiz Çin aşısı ve mRNA aşısı.

 

“ÇİN AŞISINA GÜVENEBİLİRSİNİZ”

-Çin aşısı gelmeden, toplumda olumsuz düşünceler yayıldı ve aşı karşıtı bir kesim oluştu. Bu durum, aşının Çin’den gelmesinden kaynaklanıyor olabilir mi?

Çin malları, başlangıçta çok ucuz ve kaliteli olmayan ürünlerle pazara girdi. Hepimizde, ‘Çin malıysa çok iyi değildir’ algısı var. Ama Çin, son yıllarda bilimde çok büyük ataklar yaptı. Sinovac da yıllardır aşı sektöründe faaliyet gösteren deneyimli bir firma.  Bu aşının Faz 3 çalışmaları  sadece Türkiye’de yapılmıyor. Endonezya ve Brezilya’da da Faz 3 çalışmaları yapılıyor. Buralarda güvenlik ve etkinlik bakımından bir sıkıntı olmadığını görüyoruz. Türkiye’de 25 merkezde, 5 bin kişinin üzerindeki gönüllü bu çalışmaya katıldı ve ciddi bir yan etkisi olmadı.

 

-Türk hekimlerin ortak olduğu Alman BioNTech aşısında böyle bir ön yargı olmadığını görüyoruz

Aslında iki aşıda farklı yöntemler söz konusu. İki aşı da yüzde 95’lerin üzerinde bağışıklık kazandırıyor.  Her iki aşıda da hafif yan etkiler olduğunu görüyoruz. Tabi özellikel mRNA aşılarında birkaç kişide alerjik reaksiyonlar tanımlandı ama bu her aşıda beklenen bir durum. Aşı yerinde kızarıklık, baş ağrıları, kırgınlık gibi yan etkiler her aşıda olabilir.

 

Çin aşısını başka hangi ülkeler kullanacak?

Brezilya ve Endonezya Faz 3 çalışmalarını yürütüyor.  Çin’de de ücretini ödeyip aşılanabilirsiniz.

 

-Sağlık Bakanı, Çin aşısını beğenmezsek para vermeyiz demişti. Bu açıklamayı nasıl okumalıyız?

Bir aşı ülkeye girdiği zaman hemen kullanılmaya başlanmaz. Güvenlik açısından kontaminasyon var mı yok mu diye aşı doklarında laboratuvar  testlerine tabi tutulur. Bu 10-14 günlük bir süreçtir. Burada herhangi bir sıkıntı çıkarsa aşı topluma uygulanmaz. Ama bu istenmeyen etkiler ve antikor oluşturma meselesi değildir. Kontaminasyon var mı, buna bakılır. Tüm aşılarda yol haritası aynıdır.

 

Çin aşısında sorun olma ihtimali ne kadar görüyorsunuz?

Çok düşük ihtimal. Hatta ben ihtimal olmadığını düşünüyorum. Çünkü zaten Sinovac, çok deneyimli bir firma. Yıllardır başka aşılar da yapıyorlar. Güvenlik seviyesi bu tür aşı üreten yerlerde en üst düzeydedir. Ama sorun olmayacağı anlamına gelmez. Zaten bu ihtimal  nedeniyle testler yapılıyor. Sadece Çin’den gelen bir aşı için değil Avrupa ve ABD’den gelen aşı için de testler yapılır.

 

AŞI GÖNÜLLÜSÜ OLMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ? 

-Gönüllü olmak için ne yapılması gerekiyor. Aşı gönüllüsü kriterleri nelerdir?

18-59 yaş arası kişileri değerlendiriyoruz. Bizden randevu almaları gerekir. Tıp Fakültesi telefonundan randevu alabilirler. Ancak her başvurana aşı yapmıyoruz. İkiye bir plasebo sistemi söz konusu. Yani gönüllü olan her 3 kişiden 2’si aşı olur, birine de plasebo dediğimiz aşı ile aynı ambalajda olan ama içinde aşı olmayan tuzlu su enjekte edilir. Ancak kime aşı, kime plasebo vurulduğunu ne biz ne de gönüllü bilir.  Çünkü aşı olan ile plasebo olanın karşılaştırılması amaçlanır.

 

Bir de gönüllülere test yapılıyor ve sonu. negatif çıkarsa çalışmaya dahil ediyorsunuz değil mi?

Ciddi bir sorgulama formumuz var. Çünkü aşı çalışmalarına girmek için belli koşulları  yerine getirmelisiniz. Ayrıca hasta olmaması gerektiği için burun ve ağızdan sülüntü ile kan örneği  alıyoruz. Daha önce hastalığı geçirip geçirmediğini öğreniyoruz. Testi de negatif ise gönülllü çalışmasına dahil olabiliyor.

 

“BURSA’DA 200’ÜN ÜZERİNDE GÖNÜLLÜ”  

Bursa’da gönüllü talebi ne düzeyde?

Ben de bu çalışmaya katıldım. Gönüllü sayımız  200’ün biraz üzerinde. Gönüllü almaya devam ediyoruz. Ciddi bir yan etki sorunumuz yok.  Bazı gönüllülerde aşı yerinde kızarıklık, halsizlik  baş ve vücut ağırısı, hafif ateş gibi bir iki günde geçen belirtiler olabiliyor. Ama şu anda ciddi bir sıkıntımız yok.

 

“AŞIYA GÜVENELİM AMA KURALLARA DA UYALIM”

Aşılanan biri rahat bir nefes alabilir mi?Hastalığa yakalanmama beklentisine girmeli mi?

Öyle bir beklenti içine girilmesin. Bu aşılar yüzde 95’in üzerinde antikorlar oluşturuyorlar. Antikorlar da  3 aydan 6 aya kadar  mevcudiyetini sürdürüyor. Ama salgın sonlanıncaya kadar kurallara uymaya devam etmeliyiz. Çünkü aşıların yüzde yüz koruyuculuğu yok. Eğer kurallara  uymazsak başkaları için risk yaratabiliriz. Bu nedenle salgın tamamen bitinceye kadar mutlaka tüm kurallara uymamız gerekir.

 

-Aşı sayısı yeterli olacak mı?

Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre 50 milyon aşı alımı  yapıldı. Pandemi dönemini, savaş dönemiyle eş değer tutabiliriz.Aşıda  öncelikli gruplar vardır. Sağlık çalışanları ilk sıradadır. Onların ayakta kalması lazım ki hastalara baksınlar. İkinci olarak da yüksek riskli gruplar vardır. Örneğin 65 yaş üzerinde, şeker, kalp hastalığı, kronik akciğer ve karaciğer rahatsızlığı olanlar, kemoterapi tedavisi alan kanser hastaları öncelikli gruptur.  Aşı geldikçe de diğer gruplar aşılanır. Yerli aşının ilk faz çalışması başarıyla tamamlandı. Zaman içinde yerli aşıların devreye girmesi ve diğer aşıların temin edilmesiyle bu sorunu aşacağımıza inanıyorum.

 

COVİD-19 TESTLERİ  GÜVENİLİR Mİ?

Covid-19 testleri konusunda bir tartışma var. Aynı test bir laboratuvarda pozitif, diğer laboratuvarda negatif çıkabiliyor. Bu da testlerin güvenirliliğini tartışmaya açıyor. Testler güvenilir mi?

Bu testlerde teknik hatalar olabilir. Ama şunu unutmamak lazım ki, gerçekten  belirtisi ve bulguları olan kişide PCR testi, hastalığı yüzde 70 oranında yakalıyor. Ama testte  üst solunum yolundan örnekler alıyoruz. Çünkü virüs bir süre sonra üst solunum yollarından alt solunum yollarına iniyor. Eğer erken zamanda test yapmamışsanız, kişi hasta olsa bile üst solunum yollarından yapılan test negatif çıkar. İkincisi, yeterince kaliteli örnek alınmamış olabilir. Ama en önemli faktör virüsün üst solunum yollarından  alt solunum yollarına inmesidir. Bu nedenle  hastalığı olanların yüzde 70’inde PCR testleri doğru çıkıyor. Testlere güvenmek gerekir. Ayrıca biz hekimler sadece testlere bakarak karar vermiyoruz. Test negatif bile olsa belirti ve bulgular hastalığı destekliyorsa, biz bu durumu hastalık  olarak kabul edip tedaviye başlıyoruz. Laboratuvarlar arasında da  farklılıklar olabilir. Bir gün arayla testlerin birinin pozitif, diğerinin negatif çıkması vakalarıyla sıkça karşılaşıyoruz. Çünkü bir gün sonra virüs aşağı inmiş oluyor.  Zaten hekimler hastayı değerlendirirken klinik ve laboratuvar testlerini beraber yorumlar. Diğer yandan antikor testleri var. Burada şunu unutmamak lazım: antikor testleri  akut dönemi gösterir. Yani hastalık geçirildikten sonra 7 ile 10 gün içerisinde antikorlar pozitif hale gelebilir ve bu da testlerde görülebilir. Burada temel nokta şu: Bir vatandaşımız, ben hastalığı geçirdim ama 3 hafta sonra antikorlarıma baktım negatif çıktı diyebilir. Çünkü hastalığı hafif geçirenlerde antikor oluşmayabiliyor. Sadece test sonucuna bakarak  yorum yapmak çok doğru değil.

 

“VAKA SAYILARINDA AZALMA VAR”

-Covid-19 vakalarında durum nasıl? Vaka sayılarında düşüş söz konusu mu? 

Biliyorsunuz yaz aylarında vaka sayıları hayli düşmüştü. Yaz aylarında kurallara uymakta çok başarılı olamadık ve vaka sayısı yeniden yükselişe geçti.  Ama son tedbirlerin işe yaradığını rakamlara bakarak görüyoruz. Bizim hastanemizde de vakalarda azalış var. Bu tedbirlerin devam etmesi gerekir. Gece belli saatlerde sokağa çıkma yasağı belki esnafı olumsuz etkiledi ama kafe ve restoranlardaki kısıtlamaların sürmesi lazım. Özellikle toplu taşıma da riskli. Alınan önlemleri doğru buluyorum. Toplum olarak kurallara sıkı sıkıya uymak zorundayız.

 

Son mesajlarınızla söyleşiye nokta koyalım. Öngörünüzü alabilir miyiz? Sizce salgın ne zaman sonlanır?

Kişisel tahminimi söyleyebilirim. Aşının gelmesiyle birlikte eğer önlemlere uyulursa  nisan ve mayıs aylarında bu sorunun önemli ölçüde üstesinden geleceğimizi düşünüyorum.  Ama burada önemli olan herkesin kurallara sıkı sıkıya uymasıdır. Aşı olduktan sonra, ‘Ben aşılandım her şey yolunda’ demeden kurallara uymaya devam etmeliyiz.

 FOTOĞRAFLAR: BİRCAN ÖRSEL