Pazartesi günü AVM’lerin önünde uzun kuyruklar olması beni şaşırtmadı.
Tıpkı, her sokağa çıkma yasağının bittiği gece insanların tekel bayiye koşması ya da sokağa çıkma yasağından bir gün sonra trafiği sıkıştıracak kadar yollarda araçların bulunması gibi.
Hayatta kalma içgüdüsü, binlerce yıl öncesinden insanların genetiğine işlenmiş.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramitinin en altında, nefes alma, yemek, su, seks, uyuma ve boşaltım yer alıyor.
Ve bu fiziksel ihtiyaçlar giderilmeden, üst basamakta bulunan diğer sosyal ihtiyaçların hiçbir önemi yoktur insan için.
Sokağa çıkma yasağının çok geç haber verildiği gece, insanların marketlere koşup, raflarda bulabildiği ne varsa satın alması da aslında şaşırtıcı bir davranış değil, binlerce yıl önce genetiğimize işlenmiş hayatta kalma içgüdüsünün bir yansımasıdır.
Önceki gün AVM’lerin önünde kuyruklar oluşması, berberlerin bir haftalık randevularının dolması, dip boyası gelen kadınların kuaförlere akın etmesi de aslında bir sosyal ihtiyacın giderilmesi çabasıdır.
İnsanlar karınlarını doyurup hayatta kalmayı başardıktan sonra, özsaygı, özgüven, beğenilme gibi ihtiyaçlarını gidermek için AVM’lere, güzellik salonlarına, berberlere ve kuaförlere koşuyor.
Ne ki o gün Bursa’da AVM’lere koşanlar kötü bir sürprizle karşılaştılar.
Evet AVM’ler açıktı ama dükkanların birçoğu kapalıydı.
Mesela Bursa’nın en büyük AVM’lerinden birinde sadece bir kuaför ve telefoncu açıktı pazartesi sabahı.
Nilüfer’deki başka bir AVM’ye akşam saatlerinde ben uğradım.
Tablo aynıydı, bir kaçı dışında mağazalar kapalıydı.
Peki AVM’lerde faaliyet gösteren ve birçoğu dünyaca ünlü markaların şubesi olan iş yerleri neden kapalıydı?
Sebebi çok açık…
Mağaza sahipleri kira ödemek ve personel maaşı vermektense, birkaç ay daha idare edip, süreci en az zararla atlatmayı planlıyorlar.
Yani, o uzun kuyrukları gösteren fotoğraf kareleri sizi yanıltmasın.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Ligler başlamasın da ne yapılsın?
Liglerin kaldığı yerden başlamasına yönelik eleştirileri hayretle izliyorum.
Ne diyorlar?
Sağlık her şeyden önemlidir. Hiçbir şampiyonluk ve kupa insan sağlığından önemli değil.
Öyle ya, şu salgın günlerinde merkezine sağlığı koyduğunuz bir görüşe kim itiraz edebilir?
Ancak daha önce de yazdım, Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında milyarlarca insan ama esnek, ama tam zamanlı olarak çalışmaya devam ediyor.
Hatta, ligler bu yıl iptal edilsin diyenlerden bazıları bile her gün işe, gidip geliyorlar.
Ne yani futbolcuların canı, kasiyerlerin, kasapların, sağlık çalışanlarının canından daha mı değerli?
Hem liglerin iptal edilmesi normalleşme kararlarıyla çelişmez mi?
AVM’ler açılacak ama ligler başlamayacak.
Restoran, bar ve eğlence mekanları hizmet vermeye başlayacak ama maçlar oynanmayacak.
Fabrikalar üretimlerine devam edecek, sanayide çarklar dönecek ama biz ligleri iptal edeceğiz.
Olacak iş mi?
Ayrıca ağustos ayında İstanbul’da Şampiyonlar Ligi finali oynanacak.
Salgın nedeniyle ligler iptal edilecek ancak Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapılacak!
İşin bir de ekonomik boyutu var.
Ligler iptal edilirse yayıncı kuruluşun milyonlarca liralık ödeme yapmayacağı söyleniyor.
Bu, zaten iflasın eşiğine gelen kulüplerin idam fermanı anlamına gelir.
Hem lig iptal edilsin diyenlerin var mı çözüm önerisi, hiç duydunuz mu?
Kabus günlerinin habercisi mi bu fotoğraf?
Dün bizim gazetenin manşetinde de yer aldı o fotoğraf.
Gece 01,00’de Acemler’de trafik kilit.
Kaza yok, yol çalışması yok, uygulama yok ama yollar ana baba gününü andırıyor.
İnsanlar gecenin bir yarısı ya misafirlikten dönüyordu, ya da sıcak havanın da etkisiyle hava almaya çıkmışlardı.
Bu manzara gelecekteki kabus günlerinin habercisi gibi.
Salgın günlerinde bile, üstelik geceyarısında trafik kilitleniyorsa, normal şartlarda ne olur düşünemiyorum!
İletişim
Koçoğlu’nun çağrısına Aydın jet yanıt verdi, Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ve Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Atakan Çorbacı ile birlikte önce esnafı, ardından Koçoğlu ve yönetimini ziyaret etti.
Ziyarette Küçük Sanayi esnafının sorunları gündeme gelmiş.
Koçoğlu, içme suyu alt yapılarının sağlıksız olduğunu belirtmiş ve BUSKİ’nin alt yapıyı onarması gerektiğini belirtmiş.
Aydın da konuyla ilgileneceği sözünü vermiş.
Siyasette iletişimin önemini gösteren güzel bir örnek.