Kararnamenin altında imzası olan, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk…
Tarihse 20 Nisan 1935…
Kararnamede şu ifadeler yer alıyor:
“Alman Asarı Atika Enstitüsü’nün İznik Ayasofya Kapısı ve Lefke Kapısı çevresinde kazı yapmasına izin verilmesi, Büyük Erkanı Harbiye Reisliği’nin muvafakatına atfen Maarif Vekilliğinin 17/04/1935 tarih ve 90888 sayılı tezkeresiyle yapılan teklif üzerine İcra Vekilleri Heyetince 20/04/1935’te onanmıştır.“
Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü‘nün Başbakanlığındaki hükümetin teklifi üzerine, Almanların İznik Surlarında kazı yapmasına izin veriyor 1935 yılında.
Peki bu tarihi belge kimin elinde?
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın’ın elbette.
***
Şimdi gelişmeyi özetleyelim.
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, seçim öncesi İznik tarihini ayağa kaldırma taahhüdünde bulunmuştu.
Tarihi MÖ 2500 yıllarına kadar uzanan İznik, Bitinya, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış, Hristiyanlık için çok önemli olan 1’inci Konsül ve 7’inci Konsül’ün toplandığı Ayasofya gibi bir değere sahip, sadece bu coğrafyanın değil dünyanın da tarihi en zengin kentlerinden biridir.
Sargın, işe böylesine önemli bir tarih kentini ayağa kaldırmak için, işe arşivleri açmakla başlamış.
Ve bunun için Ankara‘nın yolunu tutarak Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nden İznik‘le ilgili tüm belgeleri toplayıp ilçesine getirmiş.
İşte girizgahta paylaştığım Atatürk’ün imzasının olduğu kararname de bu arşivden çıkmış.
Atatürk, 1935 yılında İznik Surlarının gün yüzüne çıkması için bir Alman enstitüsünün kazı yapmasına izin veriyor.
***
Son derece ilginç belgeleri de gösterdi bize Sargın.
Mesela, 28 Aralık 1913 tarihli bir belgede Osmanlı Padişahı Sultan Mehmet Reşad, İznik Gölü ile Gemlik arasında bir Kanal projesi yapılması talimatını vermiş.
***
Bir diğer belgede, İznik Kalesi duvarlarının sebepsiz tahrip edildiği belirtilerek, surların en iyi şekilde muhafaza edilmesi isteniyor.
***
“Hüdavendigar vilayeti dahilinde İznik nahiyesindeki çinko madeninin kararlaştırılan şartlar ve doksan dokuz sene müddetle Süleyman Saim, İbrahim Halil ve Mahmud Semsi Efendiler uhdelerine ihalesi.“
Bu belgeden de zamanında İznik‘te çinko madeni olduğunu öğreniyoruz.
Başkan Sargın‘a, “İznik’te maden var mı?” diye sordum.
“Hayır” dedi ancak bundan sonra araştıracaklarını ekledi.
***
İlginç bir belge de 28 Aralık 1913 tarihli…
Yine Sultan Mehmet Reşad dönemi…
Bu belgeden de İznik’te Hidroelektrik Santral projesinin varlığını öğreniyoruz.
***
Arşivdeki bir başka belgede de şöyle yazıyor:
“İznik’te çivit fabrikası inşası için talep edilen 60 bin kuruşun güçlü bir kefil gösterilmek şartıyla faizli olarak Nafia tertibinden Hazinece verilmesine dair Meclis’i Ahkam-ı Adliye mazbatası.“
Bu belgede iki dikkat çekici nokta var.
Birincisi faiz…
“Osmanlı döneminde faiz mi vardı?” diye sormayın artık.
Evet varmış, üstelik bizzat devletin kendisi faiz alıyormuş.
Bir de çivit fabrikası meselesi…
Çivit, çamaşırları beyazlatmak içn kullanılan toz halindeki bir boya maddesi.
İşte bu maddenin üretimi için bundan 100 yıl önce İznik’te padişah buyruğuyla bir fabrika kuruluyor.
***
Son derece ilginç detayları içinde barındıran onlarca tarihi belge Başkan Sargın’ın masasında duruyor.
Belgelerin tümü doğal olarak Osmanlıca…
Şimdi eski Türkçe ile yazılmış belgeler, Türkçe‘ye çevrilecek.
Ve bu önemli bilgilerin ışığında, İznik‘e yeni bir yol haritası çizilecek.
Son derece yerinde bir çalışma…
Ancak bugüne kadar neden arşivler açılmadı, İznik gibi her karışından tarih fışkıran bir kentin geçmişi araştırılmadı ve Başbakalıktan söz konusu belgeler edinilmedi?
Bu da ayrı bir tartışma konusu şüphesi.