Olay Gazetesi Bursa

“Asgari ücretten vergi alınmasın”

Yeni yılda asgari ücretin ne kadar artacağını henüz bilmiyoruz. Ancak son yılların en yüksek asgari ücret artışının yapılacağı konuşuluyor. Her ne kadar işçi ve işveren kesiminin görüşleri alınsa da asgari ücreti son tahlilde hükümet belirliyor. Asgari ücreti hükümet belirliyor ama ücret artışı devletin kasasından çıkmıyor. Bu nedenle aslında, asgari ücret işçi ve işvereni etkileyen bir […]

Yeni yılda asgari ücretin ne kadar artacağını henüz bilmiyoruz.

Ancak son yılların en yüksek asgari ücret artışının yapılacağı konuşuluyor.

Her ne kadar işçi ve işveren kesiminin görüşleri alınsa da asgari ücreti son tahlilde hükümet belirliyor.

Asgari ücreti hükümet belirliyor ama ücret artışı devletin kasasından çıkmıyor.

Bu nedenle aslında, asgari ücret işçi ve işvereni etkileyen bir konu.

Dün olay.com.tr’de Gündem Özel  programında gazeteci arkadaşım Yaman Kaya ile birlikte TÜGİAD ve  DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’i ağırladık.

İş insanı Çevikel’e sorularımız arasında asgari ücret artışı da vardı.

Çevikel, işçi ve işveren kesimini de memnun edecek bir artıştan yana olduklarını ancak bunun sağlanması için hükümetin atması gereken bir adım olduğunu söyledi.

Yani hükümete, ‘asgari ücretten vergi alınmasın’ çağrısı yaptı Çevikel.

Çevikel’in çağrısı üzerine, asgari ücretten ne kadar vergi kesildiğine baktım.

Ancak önce şunu hatırlatayım.

Asgari ücretlinin net maaşının 2 bin 825 lira olduğunu  söyleyemeyiz.

Çünkü bu miktarın içinde 268 liralık AGİ de dahil.

Yani asgari ücret ülkemizde 2 bin 825 lira değil 2 bin 557 liradır.

Asgari ücretlinin eline net olarak 2 bin 825 lira geçse de işverenin cebinden 3 bin 577 lira çıkıyor.

İşveren, asgari ücretliler için 456 lirası gelir, 27 lirası damga vergisi olmak üzere 483 lira vergi ödüyor.

Yani brüt asgari ücretin yaklaşık 5’te biri vergi  olarak devletin kasasına giriyor.

İşte Çevikel, “asgari ücret üzerinden kesilen vergi, işçinin cebine girsin” diyerek, asgari ücret artış formülünü ortaya koyuyor.

Aslında bunu sadece Nilüfer Çevikel söylemiyor.

Yıllardır, benzer çağrılar iş çevreleri tarafından yapılıyor.

Dün CHP İl Başkanı İsmet Karaca da Çevikel’in önerisini dile getirdiği saatlerde basın açıklaması yapıp, asgari ücret üzerinden vergi alınmaması çağrısı yaptı.

Hükümet bu çağrılara uyacak mı bilmiyoruz.

Ancak şunu tahmin edebiliyoruz:

Asgari ücrete yapılacak yüksek zam, işverenin maliyetlerini arttıracağı için rekabet gücünü zayıflatacak ve bu durum da istihdamı olumsuz etkileyecek.

İstihdam kaybı da, devletin ücretlilerden elde ettiği vergilerde kayıp yaşamasının yanında   işsizlik oranını arttırıp işsizlik fonunun erimesine de yol açacak.

Vatandaşın alım gücünün düştüğünü gösteren alışveriş verisi

Pandemi döneminde enerjiden, gıdaya, tekstilden, mobilyaya,  otomotivden, konuta her şeyin fiyatı arttı.

Ancak ücretler aynı oranda artmadığı için  vatandaşın alım gücü düştü.

Vatandaşın alım gücünün düştüğünü gösteren bir örnek vereyim.

Verileri, Özhan Zincir Marketler Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özhan’dan aldım.

Özhan marketlerinde 2020 ile 2021’deki alışveriş oranlarının kıyaslaması şöyle:

2021’de bakliyat grupları satışlarında yüzde 25  oranında bir düşüş olmuş.

Sıvı yağlardaki düşüş ise yüzde 18 civarında.

Listeyi uzatmak mümkün ancak genel ortalamayı vermek yeterli olacaktır.

Özhan marketlerinde geçen yıla göre tüm ürünlerin satış miktarında ortalama yüzde 15 oranında bir düşüş olmuş.

Yani vatandaş, yüzde 15 daha az yiyecek, yüzde 15 daha az temizlik malzemesi, yüzde 15 daha az içecek, yüzde 15 daha az çikolata, bisküvi almış.

Bir diğer ifadeyle sadece market alışverişinde vatandaşın ekonomisi yüzde 15 küçülmüş.

Bu şu açıdan da dikkat çekici bir durum:

Pandemi döneminde sokağa çıkma yasağı uygulandığı için, insanlar evlerinde daha çok vakit geçirdiler.

Evinde oturan vatandaşın ne yapması gerekir?

Bol bol, yiyecek ve içecek tüketmesi değil mi?

Bu da market alışverişinin artmasını kaçınılmaz kılması gerekirdi.

Ancak, vatandaşın evde daha çok kaldığı dönemde  bile yeterince alışveriş yapamadığı ortaya çıkıyor.

Bursa lobisine dair bir okuyucu mektubu

Değerli yazarım, 1970 yılından beri Bursa’da yaşıyorum. Yıl 2021, yani 51 yıl olmuş. Bursa’nın hiçbir zaman lobisi olmadı ki bundan sonra olsun. Bursa büyükşehir değil, kalabalık şehir oldu. En basit örneği, hızlı tren ve bitmeyen Dağ Yolu. Bursaspor’da da tablo aynı.

Tahsin Kesiciler.

Memleket Partisi’nde Nilüfer ataması

Muharrem İnce liderliğindeki Memleket Partisi’nde örgütlenme çalışmaları sürüyor.

Dün Nilüfer ilçe başkanlığı ataması yapıldı.

İl yönetimi kararıyla, il yönetim  kurulu üyesi Ümit Akkuş, Nilüfer ilçe örgütünü kurmakla görevlendirildi.

Genç siyasetçi Akkuş’un özellikle Görükle’de geniş bir çevresi var.

CHP’nin eski il başkanı Hüseyin Akkuş’un amcasının oğlu olan Ümit Akkuş, Memleket Partisi’nin kuruluş çalışmalarında da yer alan bir isim.

Akkuş ayrıca Türkiye Futbol Adamları Derneği Bursa Şube başkanlığı görevini yürüten eski bir hakem.

Akkuş, yönetim kurulu listesini oluşturduktan sonra Nilüfer ilçe başkanı olarak göreve başlayacak.