Artvin, suç oranının en düşük olduğu, eğitim seviyesinin en yüksek olduğu kentlerimizden biridir.
Terörün, vandallığın yanından geçemeyeceği şehirlerdendir, ayrıca.
Malum Artvin, son aylarda çevreci eylemlere sahne oldu.
Artvinliler, Cerattepe‘de altın ve bakır madeni işletilmesi girişimine karşı adeta etten duvar ördüler maden sahasının önünde.
Mücadeleyi sadece Artvin‘de yaşayan Artvinliler yürütmüyordu.
Bursa‘dan da hatırı sayılır bir destek vardı.
Bunlardan biri de Bursa Baro Başkanı Av. Ekrem Demiröz.
Önceki gün Cumhuriyet Savcısı Özgür Katipkaya‘nın çayını içmek için uğradığım adliyede, Demiröz‘ü de ziyaret ettim.
Yeri gelmişken, 2008 yılında hakkında bir yazı yazdığım Katipkaya ile olan buluşmamızı, önümüzdeki günlerde paylaşacağımı belirteyim.
Bursa Baro Başkanı Demiröz, Artvinli bir hukukçu.
O da 10 binlerce hemşehrisi gibi yıllar önce Bursa‘ya yerleşerek, yaşamını bu kentte sürdürmeye başlamış.
Son buluşmamızda, HSYK üyeleri, hakim, savcı ve avukatların katıldığı Artvin‘de düzenlenen Cerattepe konulu konferansa davet etmişti beni ancak çok istememe rağmen iş yoğunluğundan dolayı gidememiştim.
Demiröz‘le hem o organizasyonu hem de projeyle ilgili son gelişmeleri konuştuk.
Kuşkusuz iktidar partisinin attığı adımlar ve güvenceler sayesinde, eylemler sonlandırılmış ve gerginlik daha fazla büyümeden önlenmişti.
Yani, yargı nihai kararı verene kadar, maden şirketinin faaliyetleri durdurulmuştu.
Ancak Demiröz, konuyu gündemde tutmaya devam edeceklerini söyledi.
Demiröz’ün sözünü ettiği eylem değil, örgütlülük…
Ve, sadece Artvinli kadınların içinde olduğu bir platformun kurulmasına öncülük etmiş Demiröz…
Bu kapsamda, cumartesi günü BAOB‘ta Artvinli kadınlar toplanacak ve ilk buluşmalarını gerçekleştirecek.
Demiröz, “Kadınlar mücadelecidir, kadınlar inançlıdır. Kadının olduğu yerde mücadele vardır. Sadece kadınların oluşturduğu bir platformla Artvin’e sahip çıkacağız” dedi ve şunları da ekledi:
“Artvinliler, doğasına düşkün, çevreye duyarlıdır. Ancak mesele kamu çıkarıysa, fedakarlık da yapmasını bilir. Mesela, Artvin’in doğasını tahrip edecek baraj projesine karşı çıkılmadı. Ne tek bir eylem yapıldı, ne de açılan bir dava var. Bölge halkı, enerjiye de ihtiyaç olduğunu düşünerek, baraj yapımına karşı çıkmamıştı.“
PKK’nın çözülmesi ve bir teröristin vasiyeti
“Size iyi bir evlat olamadım, size kızdık dağa çıktık, ne kadar acı çekiyorum ne kadar yanıyor yüreğim, yaralandım ama kimse benimle ilgilenmedi, bir insan için sizi arkamda bırakıp terk ettim. Keşke size layık bir evlat olsaydım, keşke bu hataya düşmeseydik. Keşke dağ illetine çıkmasaydık. Herşeyi yıkıp geçen de bunca ölümün sebebi de örgüttür. Bu gereksiz ve boş bir davadır. Hepimiz de bir piyonuz. Bu notlar, kimin eline geçerse, lütfen aileme yetiştirsin. Bu istek vasiyetimdir.”
Zehra K isimli teröristin vasiyetinde acı var, isyan var, öfke var ama en önemlisi pişmanlık var.
Kadın teröristin son pişmanlığı fayda etti bu kez.
Mardin Nusaybin’de güvenlik güçlerine önce o teslim oldu.
Güvence alınca da 24 arkadaşını yanına alarak topluca teslim oldular.
Dün de 42 PKK‘lı beyaz bayrak çekti.
Geçmiş yıllarda terör örgütünün toplu şekilde teslim olduklarını hatırlamıyoruz.
Ancak daha önemlisi, kadın teröristin vasiyetindeki ifadeleridir.
“Yaralandım ama kimse benimle ilgilenmedi” diyerek isyan etmiş, “Herşeyi yıkıp geçen de bunca ölümün sebebi de örgüttür” diyerek öfkesini haykırmış, “Bu gereksiz be boş bir davadır. Hepimiz de bir piyonuz” diyerek dağa çıkmayı düşünenleri uyarmış, “Bir insan için sizi arkamda bırakıp terk ettim. Keşke size layık bir evlat olsaydım, keşke bu hataya düşmeseydik. Keşke dağ illetine çıkmasaydık” sözleriyle de pişmanlığını ortaya koymuş.
Ve bu vasiyet, binlerce teröristin hislerine de tercüman olmuş.
İki günde onlarca teröristin teslim olması, bunun en güçlü işareti değil mi?
Başkanlık sistemine fiilen geçildi
AK Parti’den kiminle konuştuysak, başkanlık sistemine fiilen geçildi diyor, bu bir.
Başbakan Binali Yıldırım, “Cumhurbaşkanı liderimizdir, biz onun ekibiyiz” diyerek, başkanlık sistemine göz kırptı, bu iki.
Dün ilk Bakanlar Kurulu, Beştepe’de toplandı ve öyle görülüyor ki bu son toplantı olmayacak, bu da üç.
Beğensek de beğenmesek de Rusya’daki Putin-Medvedev modeli bize de geldi.