Anlatacağım olay, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Hikmet Selami Şahin’in başına gelmiş.
Vatandaşın yaşadığı ya da her zaman yaşayabileceği sıkıntı, mağduriyet ve haksızlıklara örnek olacağı için sizlerle paylaşmak istedim.
Selami Şahin, bayram öncesi Arçelik’ten bir klima alır.
Klimanın dış ünitesi salon camının önüne, yere konulur.
Burada durum uygun olduğu için montaj da gerekmez.
Efendim buraya kadar her şey normal.
Ardından evin hanımı dış ünite ve boruların, camın bir bölümünü kapatmasından rahatsız olur ve ‘Biz bunu duvara monte ettirelim’ der.
Bunun üzerine Selami Şahin yetkili servisi arar, durumu anlatır.
Aldığı cevap, “Tabii ki yaparız. Yalnız montaj aparatları dahil bu iş için sizden şu kadar para alırız’ olur.
Şahin hemen itiraz eder: “İşçilik için bir ücret talep etmenizi anlıyorum. Ama montaj aparatlarına neden para alıyorsunuz? Sonuçta bu cihaz 3 gün önce geldi ve yere kurulduğu için o aparatlar kullanılmadı. Onlar benim hakkım. Yaptığınız yanlış.” (Burada kendi payınıza siz de ders çıkarın. Artık Arçelik’ten aldığınız ürünlerin bütün aparatlarını isteyin!)
Neyse iş uzamasın der Selami Şahin kendi kendine…
“Elemanları gönderin, yapsınlar. Yalnız sizden ricam ilk montaja gelen arkadaşlar olsun. Yaptıkları işten memnun kaldım” der.
Telefondaki çalışan, müşterinin memnuniyete teşekkür eder ve “tamam” der.
Sabah parayı eşine bırakıp gazeteye gelir bizim Selami Şahin.
Ardından ‘Teknisyenimiz şu saatte gelecektir’ mesajı ulaşır.
Ve yetkili servis yeni bir ekip yollar.
Bu ekip montajı yapar.
Aparatı birer yerinden duvara sabitler, dış üniteyi takar ve “İşimiz tamam” der.
Selami Şahin’in eşi parayı verir.
Ancak arkadaşlar ne bir makbuz, ne fatura ne de bir belge vermeden gider.
İki saat sonra yeni bir mesaj gelir yetkili servisten:
“Değerli müşterimiz geri bildiriminiz üstüne talebiniz Yetkili Servis tarafından iptal edilmiştir.”
Hemen eşi’ni arar Şahin “Sen mi istemedin montajın yapılmamasını” der.
Eşi şaşırır “Montaj yapıldı” der.
Olay kısaca böyle…
Şahin, başından geçenleri anlatınca ben de çok şaşırdım.
Parası alınıp bir iş yapılıyor ama ‘yapılmadı’ deniyor ve herhangi bir belge de verilmiyor.
Yani Tüketici Hakem Heyeti’ne gitseniz elinizde belge yok.
Servis kendisi açısından sıkıntıyı böyle çözmüş anlaşılan!
Vatandaş hakkını nasıl ararsa arasın…
Benim kafam çok karıştı.
Yıllardır Türkiye’nin en büyük 500 şirketi sıralamasında ilk 10’da olan güzide firmamız Arçelik’in değerli yetkilileri belki beni aydınlatır.
Yanlışları, doğruları ya da bu durumlarda izlenmesi gereken yolları açıklarlar.
Ben de halkımıza iletirim.
Bu arada benim de Arçelik ile ilgili bir hikayem var.
Evdeki mini fırınımın saat düğmesi bozuldu.
Yetkili servisi aradım ancak bozulan parçanın elllerinde olmadığını ve bulmalarının da imkansız olduğunu söylediler.
Yani kısaca, “O fırını çöpe at, yenisini de gel bizden al” demeye getirdiler.
Katillere karşı cezalar arttırılmalı
Eli silahlı 2 grup kavgaya tutuşuyor ve araya giren polis memuru Erman Özcan, alçaklar tarafından olay yerinde şehit ediliyor.
Nerden bakarsanız bakın yürek yakan bir haber.
Geride gözü yaşlı bir anne ve baba, yüreği dağlanan bir eş ve dünyalar tatlısı yetim bir çocuk kaldı.
Ben bu olaydan iki sonuç çıkardım.
O her zaman yerden yere vurulan polisin kelle koltukta görev yaptığı gerçeği bir kez daha anlaşıldı.
Derhal bireysel silahlanmaya hayır kampanyası başlatılmalı ve gerekirse yasal düzenleme yapılıp hem silah ruhsatı kriterleri ağırlaştırılmalı hem de yasa dışı silah bulundurma ve taşımanın cezası arttırılmalı.
Merhaba normalleşme
Kuşkusuz yeni bir dalgaya karşı temkinli olmakta fayda var.
Elbette başta Sağlık Bakanı olmak üzere, sağlıkçıların hijyen konusunda uyarılarına harfiyen uymalıyız.
Ancak 2. dalga vehmiyle normalleşme adımlarına dudak bükmek, tedbirlerin esnetilmesi kararına muhalefet etmek, ekonominin daha çok kötüleşmesini sağlar, üretimi baltalar, esnafın çanına ot tıkar, işsizliği daha da azdırır.
O yüzden evden çıkmayalım, sokağa çıkma yasağı sürsün, iş yerleri açılmasın, mekanlar kapalı olmaya devam etsin diyenleri pek dikkate almayın.
HKP ilk kez kutlamamış
Dikkatli bir okuyucum elektronik ileti yollayarak, Halkın Kurtuluş Partisi’nin geçmiş yıllarda da İstanbul’un fethini kutladığını hatırlatmış.
Okuyucuma teşekkür ediyor ve paylaştığı bilgiyi de aktarıyorum.