Pilsiz çalışan kalp cihazı ne demek? Cilt kanserini teşhis eden cihazın insanlığa faydası nedir?
Canan Dağdeviren: Pilsiz çalışan cihaz, çocukluk hayalimdi. 5 yaşındayken, dedemin 28 yaşında kalp yetmezliğiyle hayata veda ettiğini öğrendim ve kendisiyle tanışamadım. Ancak hayal yaşımı 28 olarak belirledim ve kalp hastaları için bir şey yapmaya karar verdim. Hayalim gerçekleşti ve pilsiz çalışan kalp cihazı geliştirdim. Eğer kalp ritminiz bozuksa, kalp pili takmak zorundasınız. Ama her 6-7 yılda bir değiştirmelisiniz. Benim yaptığım pil sayesinde, nefes aldığınız sürece, kalbinizin atış enerjisi elektrik enerjisine dönüşüyor ve bitmeyen entegre çip oluşuyor. Cihaz, kalple uyumlu, akciger ve diyaframınıza da yapıştırılabilir. Nefes alıp verdikçe vücudunuz iç organların mekanik enerjisini elektrik enerjisine dönüştürebiliyor.
Cihazın kullanımı ne durumda?
Canan Dağdeviren: Araştırma safhasında. Hayvan deneylerini yeni bitirdik. Bundan sonraki aşama da cihazı yine hayvanın kalbinin üzerine yapıştırıp aletin uzun vadedeki işlevine bakacağız ve gerekli izinler alındıktan sonra insan araştırması boyutuyla devam edecek.
Bir de cilt kanserini erken teşhis eden bir cihaz geliştirdiniz. Bundan da söz eder misiniz?
Canan Dağdeviren: Bu aslında benim annemin fikriydi. ABD’den her gelişimde yüz kremleri alıyordum ona. Biz bu kremleri alıyoruz ama işe yarıyor mu diye soruyordu annem. Ben de sadece anneme değil herkesi tatmin edecek dövme şeklinde bir cihaz geliştirdim. Bu cihaz vücuda dövme şeklinde yapıştırılıyor ve derinizin üzerinde bulunan sertlikleri, tümörleri dedekte edip renkli bir harita sunuyor. Bu harita sayesinde biyopsiye gerek kalmadan 10 saniyeden daha az bir sürede vücudunuzun haritası çıkıyor. Biz bu deneyleri Arizona Üniversitesi’nden dermotologlarla 30 hasta üzerinde denedik. Özellikle deri kanserine sahip olan hastalar üzerinde denendi ve biyopsiyle bire bir örtüşen sonuçlar elde edildi.
Bu cihazın yaygınlığı ne durumda?
Canan Dağdeviren: İnsanlar üzerindeki çalışmaları tamamladık. Bunun bir sonraki adımı, kablosuz çalışan sistemi hayata geçirmek. Daha sonra da şirket kurup daha uzun vadede insanlara ulaşmasını sağlamak. Kalp pilinden daha kısa sürede insanlara ulaşabilecek.
Sayın Durmuş, siz de kanser üzerine çalışıyorsunuz? Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Gözde Durmuş: Çalışmaları Stanford Üniversitesi’nde yapıyorum. Kanser hücrelerini araştırırken, uzaydan esinlenmiştik. Kurbağayı yerçekimsiz ortamda kaldırıp havada asılır bir şekilde durmasını sağlayan bir deney yaptık. Bunu çok yüksek manyetik ortamlarda yapabilirsiniz. Ve bu aletler, Çin ile ABD’de çok az sayıda araştırma merkezlerinde bulunuyor. Biz bunu laboratuvar ortamına taşımak için lego gibi bir alet geliştirdik. Literatürde 10 mikronun altındaki hiçbir canlı organizmanın yerden kaldırılamayacağı iddia edilir. Ama biz bir bakteri hücresini bile yerçekimsiz bir ortamda uzayı taklit ederek havaya kaldırabildik. Bunun kansere olan uygulamasına gelince… Her hücrenin kendine özgü manyetik ve yoğunluk imzası var. Ve kan hücrelerine göre, kanser hücreleri çok daha hafif. Bu aletle, parmak ucundaki bir damla kandan bile kanser hücrelerini rahat bir şekilde görüntüleyebildik. Bunu cep telefonlarıyla uyumlu hale getirdik. Bir sonraki aşamada, kanser hastalarından alınan kanlar üzerinde deniyoruz. Bunu farede gösterdik. Bir kan örneği geldiği zaman kanda dolaşan kanser hücresi varsa sayabiliyoruz.
Gözde Durmuş: Kanser tedavi edilebilir bir hastalık aslında. Ancak erken teşhis edilirse. Ama kanserin erken teşhis edilmesinin önündeki engellerden biri, bu hastalığın çok heterojen bir hastalık olması. Kanser hücresi insandan insana değişebiliyor. Hatta aynı insanda bile farklı hücreler olabiliyor. Bu nedenle, geliştirdiğiniz teknoloji her kanser hücresini yakalamayabilir. Biz hiç küçük molekül kullanmadığımız için bu zorluğun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz.
Canan Dağdeviren: Tıbbın kişiselleşmesi gerekir. Kanser her insana göre değişebilen hatta aynı insan üzerinde zamanla değişen bir hastalık. Günümüzdeki tıp, pijama tarzı bir tıp. Annenizin, babanızın pijaması size bol gelebilir ama sizi sarıp, sarmalamasa da uyuyabilirsiniz. Bizim hedeflediğimiz tıp, kişinin üzerine oturan, kişiselleşmiş ve vücudunuzdaki bilgileri sürekli aktarabilen bir teknoloji oluşturmak. O yüzden vücuda yapışabilen aletler sayesinde vücudunuzdaki değişiklikleri saniye saniye size aktarabilen bir ara yüz oluşurmak ve sadece kanserin değil diğer hastalalıkların da hangi safhada olduğunu gösteren bir teknoloji amaçlıyoruz.
Canan Dağdeviren: ABD’liler, ismimi zor telaffuz ediyorlardı. Ben de sürekli düzeltmek zorunda kalıyordum. Sonra bana Crazy Turkish Lady demeye başladılar. Yani ‘Çılgın Türk Kızı’. Bugünse, ‘Bilimin Mevlanası’ diyorlar. Umarım ülkemi de temsil edebilecek şekilde iyi taşıyablirim bu unvanı. Bunu 2 nedenden dolayı söylüyorlar. Birincisi, ben tüm bilimleri kapsayan, sınırı olmayan bir iş yapıyorum. Biyoloji, tıp, fizik, mekanik, hepsini birleştirip bir konsept oluşturdum. Diğer neden de, dünya görüşü, tarzı, tipi ne olursa olsun herkese kapımı açıyorum. Pazar günleri 2 saat az uyur ve ABD’deki akademik hayattan, eğitim sistemine varıncaya kadar tüm konularda, 20’şer dakika, öğrencilere danışmanlık yaparım. İşin güzel tarafı, hukuk, işletme gibi bölümlerde okuyan öğrenciler de gelir bana. Ben de onlara yardımcı olabilecek başka eğitmenlere yönlendiririm. Bu tamamen, gönüllü yapılabilen bir iş. Çünkü biliyorum ki tek bir Canan yok ve bizim bu işleri yapabilmemiz için daha çok Canan’lara ihtiyacımız var.
Bilim insanı deyince akla, yaşını başını almış insanlar gelir. Genç yaşta, nasıl buralara geldiniz?
Gözde Durmuş: Bilim adamı olmak, çocukluk hayalimdi. Ama ailemin de teşviki oldu. Lisedeyken genetik okumak istediğimde aslında öğretmenlerimden tepki görmüştüm. Çünkü Türkiye’de genetik seçmek büyük riskti. Ama benim hayalimdi. Hayalinizin ne olduğunu bilirseniz, akıl hocalarınız da iyiyse, hedefinize ulaşıyorsunuz.
Canan Dağdeviren: Günümüz, milenyum çağı ve devir internet devri. Bilgiye hemen ulaşabiliyorsunuz. Bu nedenle yaşın önemi kalmadı. Az zamanda çok iş başarmaktı hedefimiz. Çünkü ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz. Geride iz bırakmak, insanlara yardımcı olmak ve hayata dokunabilmektir önemli olan. Benim hayalim, sadece insan kalabilmek. İnsan kalabilmeyi hayal eden bir bilim emekçisiyim. Adil olan emeğimi, insanlığın hizmetine sunmak gibi bir hedefim var.
Günde kaç saat çalışırsınız? Bilim adamı olmak, dışarıdan göründüğü gibi kafanızı laboratuvarlara gömmek mi?
Gözde Durmuş: Aslında günün her dakikasında kafamda işim var. Genellikle erken kalkmaya ve en geç sabah 9’da laboratuvarda olmaya çalışırım. Ondan önce 1 saat yürümek isterim. Genelde 12 saat laboratuvarda çalışırım. Onun dışında aktif bir sosyal hayatım var. Kafanızın bir şekilde boşalması lazım. O yüzden bir bilim adamı olmak sosyal hayatı besleyen bir şey.
Canan Dağdeviren: Dengeli bir hayatın sadece bilim dünyasında değil her iş sektöründe olması gerektiğine inanıyorum. Beyin bir kapasitör gibidir. Çok elektrik ve çok bilgi katarsanız, bir zaman sonra patlar. Benim yaptığım ekstra şey, her sabah 06.00-06.30 arası güne koşarak başlamak. En çılgın fikirlerim de koşarken çıkıyor. Ve sevgileri yarına bırakmadığım bir hayatım var. He sabah ve her akşam 15’er dakika, annem, babam ve kardeşlerimle skype’den görüşüyorum. Bunun dışında, ülkemde ne olup bittiğini haberlerden takip ediyorum. Müzeleri geziyorum, iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum.
Her kadının hayalinde, evlenmek ve çocuk sahibi olmak varken, siz kariyerinize ağırlık vermişsiniz? Bu tercihinizi neye bağlıyorsunuz?
Gözde Durmuş: Kariyerimizin daha başındayız. Ama kız çocuklarına, eğitimlerine önem vermelerini tavsiye ediyorum. Kadının, özgürlüğünü eline alması lazım. Bu da eğitimden geçiyor. Çocuk mu, kariyer mi? Her ikisi de birlikte olabilir. Çevremdeki insanlar bunu başarmışlar. Her şey planlamadan geçiyor.
Canan Dağdeviren: Kadınlar çok fonksiyonellerdir. İyi bir anne, iyi bir bilim kadını da olabilirler. Anne olmak demek iyi bir bilim kadını olmaya engel değil. Çocuk yapmak, benim en büyük projem olur. Kadınların eğitimi çok önemli. Bir anneye iyi bir eğitim verirseniz yeni nesli eğitmiş olursunuz. Obama “Bir kadını kurtarmak tek bir ülkeyi kurtarmak değil bir ülkenin çevresindeki ülkeleri de kurtarmak demektir” demişti. Ben de böyle düşünüyorum. Benim ilk öğretmenin annemdi. Eğitimli bir anneye sahip olmak, hayata 3 adım önde başlamak demek.
Para kazanabiliyor musunuz?
Gözde Durmuş: Maddi zorluk çekmiyorum, iyi bir maaş alıyorum. Bilim dünyasında yaptığınız iş, ne kadar iyiyse maddi olanağınız o kadar yüksek olur. Ama benim motivasyonum iyi para kazanmak değil, insanlığa hizmet etmek.
Canan Dağdeviren: Gözde’nin dediği gibi, bu bir tercih. Ben parayla ölçülemeyecek kadar iyi bir eğitim aldım. Bana sorarsanız ben çok zenginim. Yaptığım işin tatminini ve huzurunu tarif edecek paralar yok.
Neden ABD’de yaşıyorsunuz? Türkiye’de bilime yeteri kadar önem verildiğini düşünüyor musunuz?
Canan Dağdeviren: Yaptığım işi herhangi bir yerde de yapabilirm. ABD’de kullandığım malzemeler Türkiye’de de var. Türkiye’de olmayan tek şey ekosistem ve kafa yapısı. Türkiye’de 10 yılda yapacağım işi, ABD’de 1 ayda yapabiliyorum. ABD’de kendimi insanlara ikna etmek mecburiyetinde değilim. Benim ABD’de olmam, insanlığa daha faydalı olmak demek. Nerede olduğunuz değil, ne yapmak istediğiniz daha önemli.
Gözde Durmuş: ABD’ye gitmem biraz daha globalleşmek içindi. ABD’de son teknolojilere daha yakınsınız. Ama Türkiye’den de kopuk yaşamıyoruz. Türkiye’de işlerin yavaş olmasının sebebi, ekosistem. Ben deney yaparken, sipariş ettiğim cihazı 3 ay beklemiyorum ABD’de.
Son olarak hedefleriniz nedir?
Canan Dağdeviren: Kısa vadedeki hedefim, parkinson, alzheimer ve beyin tümörü hastaları için beyin iğnesi cihazı geliştirmek. Bu cihazı maymunlarda deniyoruz. Onun dışında yaptığım cihazın bir hastanın üzerinde denendiğini görmeyi hedefliyorum.
Gözde Durmuş: Geliştirdiğimiz cihazları kanser hastalarının üzerinde denemeye devam edeceğiz.
Ayrıca antibiyotik direnci üzerinde de cihazımı uyguluyorum. Bu 2 teknolojiyi şirketleştirmeyi amaçlıyoruz. Uzun vadede, geliştirdiğimiz cihazların hastaların tedavisinde uygulandığını görürsem çok mutlu olacağım.