AK Parti’de bazı belediye başkanları istifa etti, çok sayıda başkanın da istifası gündemde.
Herkes, belediye başkanlarının neden istifa ettiğine/ettireleceğine dair öngörülerde bulunuyor.
Kuşkusuz tek bir nedenden söz edemeyiz.
Ancak temel neden, belediye başkanlarının performansı.
Kamuoyuna yansıtmasalar da AK Parti Genel Merkezi, referandumdan sonra tüm illerde anket yaptı.
Amaç, anketlerle belediye başkanlarının performansını ölçmekti.
Çıkan sonuçlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çekmecesinde duruyor.
Ancak sonuçlar, birkaç kişi dışında kimseyle paylaşılmadı.
Hatta il başkanlarına bile sonuçlarla ilgili bilgi verilmedi.
Erdoğan, anket sonuçlarını da dikkate alarak bazı belediye başkanlarının istifa ettirilmesine karar verdi.
Nitekim anketlerde memnuniyet oranı düşük çıkan belediye başkanlarıyla devam edilmesi halinde 2019 yerel seçimlerinde özellikle büyük illerin kaybedilme olasığı göz önüne alındı.
Mesela 2 büyük kentin belediye başkanlarından biri istifa etti, diğerinin eli kulağında.
Neden?
Referandumda İstanbul’da ve Ankara’da hayır oyları önde çıktı.
AK Parti kurulduğundan bu yana ilk kez İstanbul ve Ankara’daki seçimlerden mağlup çıktı.
Hatırlayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul ve Ankara’daki sonuçlardan duyduğu rahatsızlığı kamuoyuyla paylaşmış ve ilk kez bu iki kentten mağlup ayrıldıklarını hatırlatmıştı.
Çünkü İstanbul ve Ankara’yı kaybetmek demek Türkiye’yi kaybetmekle eş değerdi.
İstanbul ve Ankara’daki istifa ve istifa olasılıklarının başka nedenleri de olabilir ancak temel nedenin, Topbaş ve Gökçek’in referandumdan mağlup çıkmaları gösteriliyor.
Belediyeler, halkla direkt temas kuran, parti hizmetlerinin seçmene aktarılmasında en önemli birimlerdir.
AK Parti Genel Merkezi, referandum sonrası tüm sonuçları tek tek masaya yatırarak, analizlerini yaptı.
Yani teşkilatlarla başlayıp Kabine’ye uzanan ve son tahlilde yerel yönetimlerle süren değişimin temel gerekçesi 2019 seçimleri.
Özetle, Cumhurbaşkanı Erdoğan gereğini yapıyor/yapacak.
Adaletin bu mu dünya!
Önceki gün Somali’de gerçekleştirilen terör saldırısında 300’ü aşkın insan hayatını kaybetti.
300 can, 300 hayat, 300 dünya gitti!
Yani son yılların en büyük, en kanlı, en vahşi terör eylemi gerçekleşti Somali’de.
Ancak bu terör saldırısı, yaygın basının gündeminde önemsiz bir habermiş gibi yer buldu.
Oysa bu kanlı saldırı, Avrupa ülkelerinin başkentinde veya ABD’de meydana gelse, tüm dünya bu saldırıyı konuşuyor olacak, haber kanalları normal akışını durdurup günlerce haber yapacaktı.
Ve belki de, mesela terör saldırı ABD’de olsaydı, Trump saldırıyı bahane ederek bir ülkeye savaş ilan edecekti.
Ancak terör saldırı Doğu Afrika’nın bir ülkesinde meydana gelince, tüm dünya bu vahşete kayıtsız kaldı!
Osmangazi’de 3. aday
CHP’de delege seçimleri sona erdi.
Seçim sonuçlarıyla ilgili çeşitli bilgiler gelse de, delegeyi yönlendirmemek adına yorum yapmaktan sakınıyorum.
Yine çeşitli iddiaların gölgesinde gerçekleşti seçimler.
Özellikle Osmangazi ve Nilüfer seçimleriyle ilgili, muhalefet cephesinden çok sayıda telefon aldım.
Delege seçimleri tamamlandığı için adaylar da netleşiyor.
Osmangazi’de yarışın İsmet Karaca ile Recep Çohan arasında geçeceği sanılıyordu.
Ancak üçüncü bir isim aday olmaya hazırlanıyor.
Osmangazi Gençlik Kolları eski Başkanı Umut Mısır.
Osmangazi’deki bir grup gencin desteğiyle yola çıkan Mısır’ın önümüzdeki günlerde adaylığını ilan edeceği konuşuluyor parti kulislerinde.
Böylece Osmangazi, 3 adaylı bir kongreye sahne olacak.