Olay Gazetesi Bursa

AK Parti’de sessiz sedasız delege ‘seçimi’

Yıl 2010… AK Parti İl eski Başkanı Sedat Yalçın’ın mahallelere sandık koyacaklarını ve delegeyi seçimle belirleyeceklerini açıklaması, Bursa siyaset camiasına bomba gibi düşüyor. Yalçın, dediğini yapıyor ve bazı mahallelerde çift, hatta 3 adaylı yarışlar kıran kırana geçiyor. Neticede delegeler seçimle belirleniyor. Yıl 2017… AK Parti’de yaklaşan kongreler öncesi, sessiz sedasız yapılan delege yazımı/seçimi bitmek üzere. […]

Yıl 2010…

AK Parti İl eski Başkanı Sedat Yalçın’ın mahallelere sandık koyacaklarını ve delegeyi seçimle belirleyeceklerini açıklaması, Bursa siyaset camiasına bomba gibi düşüyor.

Yalçın, dediğini yapıyor ve bazı mahallelerde çift, hatta 3 adaylı yarışlar kıran kırana geçiyor.

Neticede delegeler seçimle belirleniyor.

Yıl 2017…

AK Parti’de yaklaşan kongreler öncesi, sessiz sedasız yapılan delege yazımı/seçimi bitmek üzere.

2010’dan sonra ilk kez delege yazımı/seçimi, mahallelerde değil, ilçe başkanlıklarında gerçekleşti.

Peki biz buna delege yazımımı yoksa delege seçim mi demeliyiz?

Nilüfer, Yıldırım ve Osmangazi‘nin ilçe başkanlarıyla konuştum.

Hiçbir mahallede çift aday çıkmamış.

Çıkan olsa da uzlaşıyla teke indirilmiş.

Dolayısıyla bir seçimden söz edemeyiz.

Ancak yine de ilçe başkanlıklarına sandık kurulmuş.

Tüm ilçelerde, eski yeni milletvekilleri, eski yeni belediye başkanları, eski, yeni belediye meclis üyeleri, gençlik ve kadın kolları başkanları, sivil toplum kuruşlarının temsilcileriyle kanaat önderleri kafadan delege yazılmışlar.

Ne dedik?

7 yıl sonra delege belirleme farklı bir yöntemle belirlendi.

Demek ki, önseçim, delege seçimi, çarşaf liste gibi demokratik çağrışım yapan yöntemler tabandan gelen taleplerle değil, tavanın vereceği kararlarla hayata geçiyor.

Bunun en taze, en ibretlik örneği AK Parti Bursa‘dır.

 

Kabine revizyonunda dikkat çeken ayrıntı

 

Malum geçen hafta Kabine‘de önemli değişiklikler yapıldı.

Kabine dışı kalan bakanların sayısından çok, etkin isimlerin yeni Bakanlar Kurulu‘nda yer bulamaması konuşuldu, konuşulmaya devam ediliyor.

Ancak revizyonla ilgili bir detay daha var ki, siyaset kulisleri bu hadiseyi de konuşuyor.

O da Kabine dışı kalanların da, yeri değişen isimlerin de, ilk kez Kabine’ye girecek milletvekillerinin de kendileriyle ilgili kararları televizyondan öğrendiklerinin iddia edilmesi.

Bu hadise, normal şartlarda bir siyasi partide kriz nedenidir.

Ancak AK Parti’de tek bir çatlak ses yok.

Lider partisi olmak böyle bir şey olsa gerek.

 

Ruslar bitti demeden bitmiyormuş

 

Geçen hafta sonu kendime bir iyilik yaptım ve 3. TEB Bursa Cup Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvası finalini izledim.

Bir yanda Türk tenisinin parlayan yıldızı İpek Soylu, diğer yanda Rus tenisinin önemli raketlerinden Sofya Zhuk…

Adına yarışır bir final oldu gerçekten.

Tam 2 saat 28 dakikalık heyecan fırtınası, son dakikaya kadar süren kora kor, dişe diş  mücadele, seyir zevki yüksek bir maç!

Müthiş bir tekniğe sahip olan İpek tam maçı kopardı derken, güçlü fiziği ve disipliniyle öne çıkan Zhuk bir anda atağa kalktı.

Setlerde eşitlik var ve son sette İpek, 4-1 önde.

Ancak o da ne, Zhuk  önce eşitliği sağlıyor ardından maçı ‘tie-break‘e uzatıyor.

Kalbi olanın izlememesi gereken dakikalar ise o zaman başlıyor.

Sarışın, uzun boylu Rus raket, İpek‘i nakavt ediyor.

Zhuk, geriden gelip maçı almasıyla nam salmış bir tenişçi.

Yine yaptı yapacağını ve İpek’in elinden kapıverdi madalyayı.

İki tenisçiyi de helal olsun.

Müthiş bir final izlettirdiler.

Bursalılar ise yetersiz kalan portatif tribünü  tıklım tıklım doldurmuştu.

Böylesine önemli bir final maçına  iki hatta üç kat kapasiteli tribün konulmalıydı!

Artık seneye…

 

Brimstone

 

Sapık bir ruhun, dini kullanarak çevresine ne kadar zararlı olabileceği ancak bu kadar iyi işlenebilir.

Yakın tarihten günümüze ensestin ne kadar yaygın olduğu, kuzu postuna bürünmüş ‘sahte rahiplerin’ sapıklıklarını nasıl kitabına uydurmaya çalıştığı ancak bu kadar iyi kurgulanabilir.

Kadının ezilmişliğinin, kadının bedeninin cinsel meta olarak hoyratça kullanıldığının ve kadına şiddetin ABD‘den Ortadoğu‘ya kadar dünyanın her yerinde var olduğu ancak bu kadar iyi anlatılabilir.

Bazı sahneler biraz sert, süre uzun.

Ancak, gittiğinize pişman olmazsınız.

Pazılın parçaları misali, 4 bölüme ayrılmış filmde dakikalar su gibi akıyor.

Filmin kötü adamı Guy Pearce döktürmüş.

İzlemezseniz çok şey kaçırısınız.