Olay Gazetesi Bursa

AK Parti seçim beyannamesi ve işbirliği çağrısı

AK Parti, belki de kurulduğu günden bu yana, en zor seçime gidiyor. İlk kez, meydanlara Tayyip Erdoğan olmaksızın çıkacaklar. Partinin kuruluşundan bu yana görev yapan kurmay kadronun neredeyse tamamı, 3 dönem kuralı gereği ara veriyor. Küresel kaynaklı ekonomik krizin yaşandığı 2009 yerel seçimlerini saymazsak, 2002’den bu yana ilk kez, olumsuz ekonomik tablonun gölgesinde sandığa gidiliyor. […]

AK Parti, belki de kurulduğu günden bu yana, en zor seçime gidiyor.

İlk kez, meydanlara Tayyip Erdoğan olmaksızın çıkacaklar.

Partinin kuruluşundan bu yana görev yapan kurmay kadronun neredeyse tamamı, 3 dönem kuralı gereği ara veriyor.

Küresel kaynaklı ekonomik krizin yaşandığı 2009 yerel seçimlerini saymazsak, 2002’den bu yana ilk kez, olumsuz ekonomik tablonun gölgesinde sandığa gidiliyor.

Bugüne kadar, ötekileştirilmiş ve kendisini mağdur hisseden muhafazakar seçmenin oylarıyla iktidarını perçinleyen AK Parti‘nin, bu kez yeni söylemlere, yeni sloganlara ve yeni bir vizyona ihtiyacı var.

İşte bu tablonun gölgesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin seçim beyannamesini ve ‘Yeni Türkiye‘ adını verdiği sözleşmenin maddelerini açıkladı.

Sözleşmede, toplumun kahir ekseriyetinin itiraz etmeyeceği, adalet, eşitlik, demokratikleşme, yargı bağımsızlığı, insan odaklı ekonomik kalkınma ve insanı gözeten devlet kavramı gibi hedefler açıklandı.

MHP, CHP, HDP ve diğer partilerin de pekala savunabileceği hedefler bunlar.

Yani, ‘bıçak sırtı olarak bakılan seçimi kotaracak vaatler bunlar mı?’, diye sormaktan alamıyoruz kendimizi.

Paralel yapıyla mücadelede kararlılık ve başkanlık sistemi hedefi de, yeni söylemler değil.

Peki yeni olan ne?

Belki de yeni olan, Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun, muhalefet partilerini ve sivil tolpum örgütlerini, yeni Türkiye’nin inşasında işbirliğine çağırmasıydı

Son yıllarda gerginlikler ve kutuplaşmalar üzerinden şekillenen siyasetin de ihtiyacı olan bu değil mi?

Kuşkusuz bu çağrının içinin doldurulması gerekir.

Yani işbirliği çağrısının, bir seçim taktiğinden öte, samimi bir toplumsal mutabakat olarak algılanması gerekir.

Bunu sağlayacak tek güç de iktidardan başkası değil.

 

Temkinli vaatler

 

Başbakan Davutoğlu’nun, 2011 seçimlerindeki gibi, çılgın projelerle kamuoyunun karşısına çıkması beklenmiyordu.

Ancak en azından, yorgun ekonominin ayağa kaldırılması ve ana muhalefetle aşık atacak bir konuma gelmesi adına, birkaç somut vaat beklenmiyor değildi.

Dün bu beklentiler boşa çıktı.

Ancak, seçimlere 2 ay gibi uzun bir zaman var.

İktidar, muhalefet partilerinin vaatlerine göre pozisyon alabilir.

Tıpkı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun emeklilere 2 maaş vaadinin ardından, bir miktar iyileştirme zammı yapması hamlesi gibi.

Bekleyip, göreceğiz.

Ancak öyle görünüyor ki, bu seçimlere, ekonomik koşullar damgasını vuracak.

 

Merkez Sağ Hareketi’nden sağlık turizmine destek

 

Sağlık turizmine değindiğim yazım üzerine, Merkez Sağ Hareketi Temsilcisi Uğur Şahan görüşlerini açıklamış.

Sağlık turizminin, kent gündeminde kalması adına, Şahan’ın açıklamasını bir bölümünü paylaşıyorum:

“Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlık yatırımları ve sağlık turizminin hayata geçmesi adına, şehrimiz için fırsattır. Bursa, sağlık ve termal kür merkezi olma yolundaki hedefine Bakanımız Müezzinoğlu döneminde ulaşmalıdır. Sağlık turizmi, Bursa için çok büyük şanstır. Sağlık turizminin önemi, gelen turistin hem daha fazla konaklaması hem de daha fazla para harcamasıdır. Normal bir turist 2014 yılı verilerine göre 826 dolar harcarken, sağlık turizmine gelen turist 8 bin 500 dolar harcamaktadır. 2014 yılı verilerine göre şehrimize gelen turistlerin konaklama süresi 1,75 gündür. Bu oran Uludağ’da 2, 35 gündür. Bursa olarak, termal turizmi Afyon ve Kütahya’ya kaptırdık. Bursa, bu alanda dünyanın termal merkezleri gibi büyük tesis yatırımları yapmalıdır. Almanya’nın 23 bin yatak kapasiteli Bad Füssing termal bölgesinde, yılda 6 milyon turist konaklamaktadır. Sağlık turizmi yapmak istiyorsanız, bunu geniş yelpazede düşünmek zorundasınız. Sağlık turizminin yapılacağı tesisler, kür merkezleri, içinde hastaların tedavi olacağı hastaneler, kongre ve toplantı salonlarıyla devasa tesislerdir. Bu tesisleri Bursa’mıza kazandırırsak Bursa’yı kongre merkezi haline de getirebiliriz. Termal turizmle anılan yerler konaklama tesislerini bitirerek şimdi bu sulardan vitamin ve mineral çıkararak başta hap halinde ve çeşitli ürünler halinde satmaktadırlar. Biz daha konaklama boyutundayız. Bursa termal tesis konusunda hayal ettiğimiz noktalara ulaşırsa başta Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin termal merkezi olabilir.