AK Partililer, 1 Kasım seçimlerine hayat memat meselesi olarak bakıyor.
Ya tek başına iktidar olup yollarına devam edecekler, ya da koalisyona razı olacakar.
Türkiye’yi yeni bir erken seçime götürmeleri ihtimali, uzak olasılık görünüyor.
Hal böyle olunca, geçmiş seçimlere kıyasla son derece ciddi bir yol haritası belirlendi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala öncülüğünde, toplantı üstüne toplantı yapılıyor…
Buna göre, bugüne kadar AK Parti‘ye emek vermiş, eski milletvekilleri, il, ilçe başkanları, yöneticiler, belediye ve eski il genel meclis üyeleri tek tek aranarak, seçim çalışmasına davet edildi.
Devlet memuru olduğu için görev alamayan Mehmet Tunçak dışında, eski il başkanlarından Nagip Vardar Nilüfer’deki, Hayrettin Çakmak Yıldırım’daki, Şevket Orhan ise Osmangazi‘deki sandıkların koordinasyonunu üstlendi.
Geriye kalan tüm ilçelerin koordinasyonu Sedat Yalçın‘a verildi.
Eski il başkanları Bursa‘daki 6 bin sandıktan sorumlu olacak.
Amaç, sandıkları abluka altına almak…
Diğer yandan, sandıklar bin 200 partiliye adeta zimmetlendi.
Bakan Müezzinoğlu, Efkan Ala, Bursa milletvekilleri, İl Başkanı Cemalattin Torun ve parti yöneticilerinin de aralarında olduğu bin 200 kişinin 5’er sandıktan sorumlu olduğu çalışmanın yol haritası şu:
Herkes sorumlu olduğu sandığa bağlı seçmenin evini, parti üyeleriyle birlikte tek tek ziyaret edecek.
Seçmenle sıcak temas sağlanacak.
Ev ziyaretlerinde seçmene verilecek, içinde kahve, çocuklara oyuncak, AK Parti bayrağı ve havlunun olduğu hediye paketleri bile hazırlandı.
Amaç, seçmeni yakın markaja almak.
Yani 2 milyon seçmenin tek tek evi ziyaret edilecek ve sorunları dinlenecek.
Propaganda çalışmalarında milletvekillerinin yanı sıra belediye başkanları da sahaya sürülecek.
Milletvekilleri, sabah namazının ardından öğlene kadar sürecek çalışmada, esnafa çat kapı ziyaret yapacak.
Bunun dışında, nokta mitingleri yapılacak, kahve toplantıları düzenlenecek.
Tüm bu çalışmalar 1 ay gibi kısa bir zamana yayılacak.
Herkes için CHP
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin seçim bildirgesini ilan etti.
Aslında, revize edilmiş bildirge diyebiliriz buna.
CHP’nin vaatlerini yine ekonomi oluşturuyor.
Özellikle taşeron işçilerin kadroya alınması ve asgari ücretin net bin 1500 lira olmasıyla ilgili vaatlerin altını çizelim.
Modern çağda, taşeron sistemin yeri yok ve Kılıçdaroğlu da iki seçimdir, taşeron işçilerin kadroya alınacağını taahhüt ediyor.
Yine sefalet ücreti anlamına gelen asgari ücretin bin 500 liraya çıkarılması taahhütü de, geniş kitlellere nefes aldıracak bir madde…
Kılıçdaroğlu, bu kez gaziler ile şehit yakınlarını unutmadı ve CHP iktidarında onların da milletvekilleri gibi sağlık haklarından yararlanacağına söz verdi.
Geçen seçim bildirgesinde yer alan emekli ikramiyesi de zaten hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Türkiye’de muhalafet sorunu olduğunu iddia edenler, CHP‘nin seçim bildirgesini okuyabilirler.
Sosyal demokrat bir partinin lideri, daha ne yapsın, daha ne söylesin?
Bildirgede yeni olarak, 2 başlıktan söz edebiriliz.
Kılıçdaroğlu’nun gençlere yaptığı, “CHP’de siyaset yapın, dinazorları temizleyin” çağrısı, partisi açısından çok değerli.
CHP‘de zıpkın gibi bir gençlik var ama karar alma mekanizmalarında olmadıkları için, kısa zamanda küstürülüyorlar.
Bizzat partinin liderinden çağrı almaları, anlamlı.
Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceğine dönük sözleri de kayda değer.
Aynı zamanda, milliyetçi dalganın yükseldiği şu günlerde cesurca…
Hantal örgüt yapısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve geldiği ilk günden bu yana, olağanüstü çalıştığını, kamuoyu biliyor.
CHP‘nin dilini ve politik kulvarını, kısa zamanda değiştirdi Kılıçdaroğlu.
Ancak galiba, başaramadığı tek bir şey var o da hantal örgüt yapısı.
Geçmişe nazaran iyileşmeler var ancak eski alışkanlıklarını tam olarak terk edemeyen örgütler, Kılıçdarğlu‘nun hızına yetişemiyorlar.
AK Parti, sandıkları abluka altına alıp, seçmenle bire bir temas ederken, CHP örgütlerindeki durağanlık dikkat çekici.