Dün Kurban Bayramı‘nın 2’inci günüydü.
Yani, siyasi partilerin bayramlaşma törenlerinin olduğu gün.
Önce AK Parti’deki gözlem ve notlarım.
Geçmiş yıllara göre mütevazi bir kalabalık vardı.
Ancak diri ve coşkulu bir katılımdan söz edebilirim.
Özellikle, Efkan Ala‘nın, çoğunluğunu Erzurumluların oluşturduğu ciddi bir tabanı olduğuna törende tanık olduk.
İsmi anons edildiğinde yoğun alkış alan Ala, kısa bir konuşma yaptı.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise, yaygın bir gazetede çıkan haberle ilgili sert göndermeler yaptı.
Söz konusu gazete, Müezzinoğlu ve bazı AK Partili bakanların, doğum yerlerine atıfta bulunarak, “Bunlar mı milli” manşetini atmıştı.
Müezzinoğlu, Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, tanınmış çok sayıda ismi sayarak, “Onlar ne kadar milliyse, ben de o kadar milliyim” dedi ve hakkında çıkan habere seçim bölgesi Bursa’dan yanıt verdi.
AK Parti törenini 2 kelimeyle özetlemek gerekirse, birlik ve beraberlik vurgusunun öne çıktığını söyleyebilirim.
Nitekim, hem kürsü konuşmalarının tümünde hem de eski sıfatıyla anılanların oturma düzenine varıncaya kadar, birlik ve beraberliğin sağlanmasına yönelik özel bir çabanın izlerini gördük.
İşin esası şu:
AK Parti, 1 Kasım‘da tek başına iktidar olmak için kuşatıcı bir politika izlemeye çalışıyor.
Bunun da yolu 2002 ruhunu yakalamaktan geçiyor.
2002 ruhunu yakalamak için de bugüne kadar, partiye emek vermiş tüm partililer seçim kampanyasına dahil edilmeye çalışılıyor, adeta tek bir oyun hesabı yapılıyor.
AK Parti bayramlaşmasının yapıldığı Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde işte bu politikanın izleri vardı.
AK Parti‘nin seçim stratejilerinden biri de bu olsa gerek.
Matlı ve Su’dan siyasi olgunluk
AK Parti bayramlaşmasında dikkat çeken bir diğer detay da aday olmayan milletvekili Önder Matlı ile aday gösterilmeyen İsmet Su‘nun teşekkür ve helallik konuşmaları yapması oldu.
Su, görev yaptığı dönem boyunca herkesin telefonuna baktığını söyleyerek, 4 yılın özetini yaptı.
Matlı da, 4 yıl milletvekiliği yapma fırsatı bulduğu için şükranlarını sundu.
2 konuşma da hem bayramın hem de AK Parti iç siyasetinin ruhuna uygundu.
CHP, kendini aştı
CHP’nin bayramlaşma töreni, son yılların en büyük kalabalığına sahne oldu.
Törenin yapıldığı çay bahçesi doldu, taştı.
Hem müthiş bir kalabalık hem de hat safhaya varan coşku, çay bahçesinden taşıyordu.
Anlamsız oturma düzeni dışında, hiçbir olumsuzluk göremedim.
Milletvekilleri, adaylar, örgüt, belediye başkanları bütünleşmişti adeta.
En fazla ilgi, bu bayramlaşmada da CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ve Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’a gösterildi.
Türkyılmaz ateşli bir konuşma yaparak, partilileri coşturmasını bildi.
İl Başkanı Zafer Yıldız, Hayri Türkyılmaz, milletvekilleri ve adaylar, 1 Kasım seçimine
demokrasi ve otokrasinin oylanması gözüyle baktıklarını ilan ettiler.
Ziyarete geldiler, tacize uğradılar
Yaklaşık 10 yıldır siyasi partilerin bayramlaşmalarını takip ederim.
Son birkaç yıldır Bursa‘da, siyasi parti temsilcileri birbirlerinin bayramlaşmalarına nadiren gidiyordu.
Sanıyorum siyasi iklimin sertliğinden dolayı…
Ancak dün AK Parti, bir bakan düzeyinde CHP’nin bayramlaşmasına katıldı.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İl Başkanı Cemalettin Torun ve bazı milletvekilleri, CHP‘nin bayramlaşması başladıktan birkaç dakika sonra törenin yapıldığı Özgen Çay Bahçesi‘ne girdiler.
Herhalde, geldiklerine bin pişman olmuşlardır.
Nitekim tören alanında sloganlarla taciz edildiler, partileri yuhlandı, çıkarken de aynı muameleyle uğurlandılar.
Sonuç: Kutuplaşmanın kol gezdiği şu günlerde, siyasi iklimi yumuşatmaya yarayacak ziyaretler gerçekleştiren rakip partinin temsilcilerine yapılan muamele, CHP‘lilere yakışmadı.