Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.
İhbarlar, yaftalamalar, ithamlar, şikayetler havada uçuşuyor.
Dün de yazdım, AK Parti’de olağanüstü bir ihbar mekanizması çalışıyor bugünlerde.
Ancak ihbarlar kamu kurumlarına da sıçramış durumda.
Paylaşacağım son hadise, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde oluyor.
İddianın sahibi Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Mustafa Cantürk.
Suçladığı kişiyse Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yunus Kaldırım.
Yani bir kurumun yöneticisi, çalıştığı kurumun amirini şikâyet ediyor!
Mustafa Cantürk, İl Müdürlüğü’ndeki bazı çalışanların bazı devlet büyüklerine hakaret ettiğini iddia ediyor.
İddia etmekle kalmıyor, bu konu hakkında tutanak düzenliyor.
Cantürk’ün şikâyeti üzerine müfettişler inceleme yapıyor ancak söz konusu çalışanların hakaret etmediğine hükmediyorlar.
Ne var ki bundan sonra da sular durulmuyor.
Nitekim Cantürk iddiasının arkasında.
Ayrıca iddialar 24’üncü Dönem Bursa Milletvekili Bedrettin Yıldırım’a da iletiliyor.
Ve Yıldırım, işin takipçisi oluyor.
Bedrettin Yıldırım, dün Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’la görüşüp, konunun yeniden incelenmesini talep edeceğini söylüyordu.
Yıldırım ayrıca, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım yaptı:
“Bursa da bir il müdürlüğünde devlet büyüklerine FETÖ’cülerin hakaret ettiği, kendileriyle ilgili soruşturmaya gelen müfettişlerin tutulan tutanakları gizlediği, olayı kapatmaya çalıştığı, o kurumun il müdürünün de olayı örtbas ettiğini biliyoruz. İlgili Bakanlıktan bine yakın FETÖ’cü kovuldu ey müdür akıllı ol.”
Yıldırım isim vermiyor ancak sözünü ettiği İl Müdürü, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü Yunus Kaldırım’dan başkası değil!
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yunus Kaldırım’la da görüştüm. İddiaları reddetti.
Kaldırım şöyle devam etti:
“Mustafa Cantürk, sadece beni değil tartıştığı herkesi şikayet eden bir yardımcımızdır. Bir süre önce, hizmet alımlarıyla ilgili imza yetkisini elinden aldım. Çünkü taşeron firmalar aracılığıyla yerleştirdiği kişileri, ajan olarak kullanıyordu. Buna daha fazla izin veremezdim. Bu olaydan sonra izne çıktı. Ancak Başbakanlık Genelgesine rağmen dün izinden döndü. İzinden neden hemen dönmediğini sorduğumda, bir tartışma daha çıktı aramızda. Benimle ilgili iddialar tamamen asılsızdır. Öğrenciliğimden bu yana paralel yapıyla mücadele ediyorum.”
Bu karışık konuyla ilgili açıklamalar böyle.
Bu arada, Vali İzzettin Küçük, duruma el koymuş durumda.
Nitekim Vali Küçük, dün Mustafa Cantürk’le görüştü.
Bataklığı kurutmak
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, Bursa’da kapatılan okullarla ilgili yazımın altına yerinde bir yorum yapmış.
Rona‘nın yorumununun sosyal medyada sınırlı kalmasına gönlüm razı olmadı.
Bu köşeden de paylaşmış olayım:
“Terör örgütleriyle mücadele etmenin yolu beslendikleri kaynağı kurutmaktan geçer. Gencecik zihinleri bu türlü yapılanmaların ağına iten boşlukları kapatmak ülkeyi yönetenlerin sorumluluğunda olan konulardır. Devlet öğrenci yurdu yapmazsa, yoksul Anadolu çocuklarının fakirlikleri bu şekilde sömürülür ve zihinleri teslim alınır. En çok da insanların yoksulluğunu fırsata çevirdiler. Dershanelere, etüt merkezlerine, özel okullara ihtiyaç duymadan bilimsel eğitim sistemini kurmadan, eğitime ulaşmada fırsat eşitliği yaratmadan, eğitimi vakıf ve cemaatlere terk etmek yerine devlet görevi olarak görmeden, aklı özgürleştirmeden bugün bir takım önlemler almak tehdidi azaltır ve günü kurtarır ama geleceği kurtaramaz.”
Numan Şeker açıklama yapacak mı?
Bursa Milli Eğitimi, son yılların en sessiz dönemini yaşıyor.
Dahası, son yıllarda Bursa’da Milli Eğitim Müdürü var mı yok mu belli değil.
Bursa’da onlarca okul kapatıldı, yüzlerce öğretmen açığa alındı.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu konularla ilgili kamuoyunu bilgilendirmesi için İl Milli Eğitim Müdürlerini yetkili kıldı.
Ancak Bursa Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya’nın ağzını bıçak açmıyor.
Diğer eğitim sendikalarının başkanları, Bursa eğitimini Veli Sarıkaya değil, Eğitim-Bir-Sen Başkanı Numan Şeker yönetiyor demişti vakti zamanında.
Numan Şeker de “Eğitimde yetkili sendika değiliz ama etkiliyiz” diyerek, resmen Bursa eğitimini kendilerinin yönettiğini söylemiş, Veli Sarıkaya da buna itiraz etmeyerek, Şeker’i doğrulamıştı.
Sarıkaya, son gelişmelerle ilgili sessizliğini koruyor.
Bari Numan Şeker açıklama yapsa da, kamuoyu aydınlansa.
Fetullah Gülen’den inciler
FETÖ lideri Fethullah Gülen, ABD yönetimine yazdığı açık mektupta, “Beni iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım, Batı’nın hizmetindeyiz” demiş.
İnsanın, “Bugüne kadar kimin hizmetindeydiniz ki?” diye sorası geliyor!