Alın teri demek, emek demek…
Spor, yarışma demek, centilmenlik demek…
Ama en önemlisi spor, adalet demek…
Kim iyiyse, kim en fazla emek vermişse, hangi takımın azmi yüksek, hangi ekibin mücadelesi daha sağlamsa, kupa onun olur, madalyayı o hak eder, sampiyonluğu o göğüsler.
Spor ve hukuk yan yana gelir mi?
Belki, en çok ihtiyacımız duyduğumuz da budur.
Sporun adaletiyle, hukukun adaletinin harmanlanması…
Niye mi?
Hukuk camiasına, hukuk insanlarına, hukuk kararlarına güven yerlerde sürünüyor da ondan.
Bunu ben değil, anketler söylüyor.
Türkiye’de hukuk camiasına olan güven yüzde 20’lere kadar düşmüş.
Tıpkı gazetecilerin itibarının yerle bir olduğu, tıpkı siyasetçiye olan güvenin dip yaptığı gibi…
Hasılı, hukukçusunun verdiği kararlara güvenilmeyen, gazetecisinin yazdığı şeylere itibar edilmeyen, siyasetçisinin söylediklerine şüpheyle bakılan bir toplum olduk.
Güvensizliğin kol gezdiği, adaletin mumla arandığı, vicdanların sarsıldığı şu günlerde, Bursa Barosu öncülüğündeki Adalet Koşusu‘nun önemi katbekat artıyor.
Sadece hukukta değil, güvenin zedelendiği her alanda adaletin yeniden tesisi için, bu koşu milat olsun.
Park ihlallerine af yok
Birkaç saniye sonra sıkışıklığın nedeni anlaşıldı.
Bursa Emniyet Müdürlüğü‘nün trafik ekipleri, bir otomobili çekiyordu.
Ne yalan söyleyeyim, içimden, “Polisin ellerine sağlık” dedim.
Sen kalk, Kent Meydanı gibi Bursa trafiğinin en sıkışık olduğu caddenin orta yerine park et.
Üstelik 10 metre yakınında koca bir kapalı otopark olmasına rağmen.
Hadi onu görmedin, çevrende Burbak‘ın yüzlerce araçlık açık otoparkı var, onu da mı fark etmedin mübarek insan?
Kalemimizde mürekkep tükendi, trafik sıkışıklığının başat faktörünün sorumsuz sürücüler olduğunu yazmaktan.
Eskiden, bu sorumsuz sürücüleri denetleyen de olmayınca, trafikte istedikleri gibi at koşturuyorlardı.
Neyse ki Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Emniyet Müdürlüğü işbirliği yaptı da, park ihlali yapanlara göz açtırmamaya başladı.
Dost buluşması
Bu isimleri cumartesi akşamı aynı masada buluşturan, sadece televizyon programı değildi.
Yaşamını İstanbul’da sürdüren Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ve Prof. Dr. Tayyar Arı‘nın dostluğu uzun yıllara dayanıyor.
Tabii aynı zamanda meslektaşlar.
Emekli bir asker olan Caşın için, Rusya uzmanı diyebiliriz.
Son iki kitabı Rusya üzerine.
Tayyar Arı da tam bir Ortadoğu uzmanı…
15’in üzerinde kitabı var.
Ortadoğu üzerine yazdığı bazı kitaplar, üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor ve alanında tek eser olarak gösteriliyor.
Gelelim Bursa Emniyet Müdürü Selami Yıldız ile Mesut Hakkı Caşın‘ın tanışıklığına.
Mesut Hakkı Caşın, Selami Yıldız’ın hocası…
Nitekim Yıldız, Yeditepe Üniversitesi‘nde uluslarası ilişkiler üzerine yüksek lisans yapıyor.
Ve Mesut Hoca, Yeditepe Üniversitesi‘nde çalıştığı dönemlerde, Yıldız‘ın öğrencisiymiş.
Selami Yıldız, Mesut Hoca’nın Bursa’ya geleceğini duyunca, soluğu program öncesi buluştuğumuz mekanda aldı.
Keyifli bir sohbet oldu…
Bursa’nın istihbarat kökenli bir emniyet müdürü olduğu biliniyordu.
Akademik kimliğiyle ilgili yönünü de öğrenmiş olduk.