Yeme-içme sektörünün gözü, kulağı 1 Haziran kararlarında. Pandemide en ağır darbeyi yiyen mekân işletmecileri açılmayı beklerken, saat kısıtlamasına gidilmemesini istiyor. Bursalı işletmeci Özcan Dilekyiğit, “Saat 24.00’ten önce kapanmamız istenirse, açılma kararı hiçbir işimize yaramaz” dedi. İşletmeci Çetin Ceylan da açılma kararının mutlaka alınması gerektiğini belirterek, “İşletmeciler çok mağdur oldu. Ama açık hava olur ama sınırlı masa uygulaması olur, mutlaka açılma bekliyoruz” diye konuştu.
Açılma kararı alınsa bile mekânların yeniden hizmet verebilmesi için kaynağa ihtiyacı olduğunu savunan Dilekyiğit, 100 bin lira ile 300 bin lira arasında, 6 ay ödemesiz, düşük faizli kredi sağlanmasını istedi. Çetin Ceylan ise 1,5 yıldır devam eden pandemi sürecinde en ağır bedeli yeme-içme sektörünün ödediğini belirterek, “Açılma kararı gelse bile, işletmelerin yüzde 25’i devredecek veya kapatacak diye düşünüyorum” dedi.
Gözler 1 Haziran kararlarında.
Türkiye’nin merakla beklediği kararların arifesinde, yeme-içme sektörünün temsilcileriyle konuştuk.
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konukları Bursalı işletmeciler Çetin Ceylan ve Özcan Dilekyiğit.
“EN AĞIR BEDELİ YEME-İÇME SEKTÖRÜ ÖDÜYOR”
Çetin Ceylan: 1, 5 yıldır süren pandemide en ağır bedeli ödeyen sektör olduk. İşletmecilerimizin ve çalışanlarımızın tamamı olumsuz etkilendi, büyük gelir kayıplarına uğradılar. Zaman zaman destekler oldu ama yeterli değil. Krediler, işletmelerimiz zaten kapalı olduğu için ödenemedi. Yapılandırmalar nefes aldırdı. Ancak biz daha kalıcı çözümler bekliyoruz. 3 ile 5 bin liralık hibe desteklerinin daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Keşke daha fazla olsaydı. Çünkü, hibe desteği, 5 ile 10 bin lira arasında kira ödeyen bir mekân işletmecisinin en fazla bir aylık kirasını karşılayabilir. Umarız 1 Haziran’dan sonra kayıplarımızı karşılarız.
Özcan Dilekyiğit: Çok kötü durumdayız. Yaklaşık 2 yıldır lokantalar, restoranlar, kafeler, çay bahçeleri günah keçisi oldular. Biz, Bilim Kurulu’nun söylediklerini, Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarını dikkate alıp tüm tedbirlerimizi almamıza rağmen kapandık ama AVM’ler açık tutuldu. Bizim sektöre hiçbir maddi yardım yapılmadı. Destekler, basit usul vergi mükelleflerine geldi. Faiz oranı yüzde 17,5 olan nefes kredisi yeterli değil. Kısa Çalışma Ödeneği var ama pandemiden sonra işe girenler faydalanamıyor. Bir de çocuklu ailelerin masraflarını karşılamıyor. Bizim sektörde, çalışanı ve işvereniyle birlikte 10 milyon insan mağdur oldu. Masasını, sandalyesini satanlar var. İkinci el sandalye, ocak, fırın, masa gibi eşyaları alıp, yeniledikten sonra satan bir sektör oluştu pandemide. Bursa’da da var bu firmalardan. Kapalı olmamıza rağmen faturalarımız gelmeye devam ediyor. Mesela bana bu ay 2 bin 850 lira elektrik faturası geldi. Limak, elektrik faturasını ödeyemediği için çok sayıda işletmenin sayacını söktü. Mücvir sebep olmadığı için hiçbir ödeme ertelenmedi. Sigorta primlerimiz ertelenmedi. Gelirin yok ama giderlerin devam ediyor. 2 ay açık kaldığımız dönemde benim zararım 85 bin lira oldu. Çünkü akşam saat yedide kapattık. İnsanlar o saatlerde işten çıkıyorlar, nasıl iş yapalım? Kısıtlamalardan sadece mekân sahipleri değil, bizimle bağlantılı diğer sektörler de etkilendi. Tarımla uğraşanlar, hal esnafı etkilendi. İnsanlar dışarıya çıkmadıkları için kıyafet almıyor, kuaföre gitmiyorlar. Bir de bize açılış için tarih verilmiyor. Biz her gün temizlik yapıp, çiçekleri suluyoruz. Ama hazırlık yapmamıza rağmen, ne zaman açılacağımız hâlâ açıklanmadı.
“DESTEKLER YETERLİ DEĞİL”
Nefes kredisini tatmin edici buluyor musunuz?
Çetin Ceylan: Tabii hiç yoktan iyidir ama faiz oranı yüksek. Bir de kredi miktarı, ciro oranıyla paralel olacak. Çoğu esnafın 50 bin lira alacağını düşünüyorum.
Yeme-içme sektöründe yer alan firmalara paket servisi koşuluyla hizmet verme imkanı tanındı. Ancak sizin gibi paket servis hizmeti vermeyen işletmeler bu haktan da yararlanamadı. Paket servisi yapan işletmeler ile yapamayanlar pozitif olarak ayrıştı mı?
Özcan Dilekyiğit: Ayrıştı ama paket servisi yapanlar da işçilik masrafını karşılayamadıklarını ve faturalarını bile ödeyemediklerini söylüyorlar. Bu uygulama, Yemek Sepeti ve Getir gibi firmaları memnun etti. Bir de marketler faydalandı.
Yeme-içme sektörüne getirilen kısıtlama kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çetin Ceylan: Fabrikalarda yemekhaneler açık ve 200-300 kişi bir arada yemek yiyor. Yeme-içme, en fazla mağdur olan sektör oldu. Açık havada hizmet verebilseydik, bu kadar mağduriyet yaşanmazdı.
“İŞLETME SAHİPLERİNDEN KİRA ALMADIK”
Çetin Ceylan: Biz işletmelerimizden kapalı olan dönemde hiç kira almadık. Hiçbir kira talebinde de bulunmadık ama tabii bizim dışımızda esnaf arkadaşlar kira talepleriyle karşı karşıya kaldılar. Özellikle FSM Bulvarı ve Özlüce’deki işletmelerden kira istendi. Mülk sahipleri ‘Benim tek gelirim kira” dedi. İşletmeler ise kapalı oldukları için kiralarını ödeyemiyorlar. Bunların çoğu davalık olacak ve ciddi bir hukuki süreç işleyecek.
Kira almamanız bir yatırımcı olarak sizi nasıl etkileyecek?
Çetin Ceylan: Tabii olumsuz yönde etkileyecek ama bir marka karması yarattığımız için işletmecilerin yanında olmak ve yolumuza birlikte devam etmek durumundayız. Biz ‘mekânlarımıza köfteci veya başka bir işletmeci girmiş fark etmez, kiramıza bakarız” demiyoruz. İşletmeci arkadaşlarımızla aynı gemideyiz ve bugün birbirimize destek olmalıyız.
BTSO’nun Adalet ve Hazine Bakanlığı’na sunduğu bir kanun teklifi var. Kiraların devlet, esnaf ve mülk sahipleri tarafından eşit şekilde pay edilmesi önerisini getiriyorlar. Bu teklife ne diyorsunuz?
Özcan Dilekyiğit: Bizden pandemi boyunca kira alınmadı. Bu bizim talebimiz değildi ama sağ olsun PodyumPark’ın sahibi Çetin Ceylan, kapalı olduğumuz aylarda kira almadı bizden. Hatta giderler için bile para istenmedi. Açıldıktan sonra ödersiniz denildi. BTSO bu dönemde bizimle bir toplantı yaptı. Milletvekilleri Efkan Ala ve Refik Özen de katıldı. Bizim taleplerimizi alıp, Cumhurbaşkanı’na ileteceklerini söylediler ama geri dönüş olmadı. Büyükşehir Belediyesi, erzak dağıtıyorum diye billboardlara ilan verdi ama bizim işletmelerimizin çalışanlarını faydalandırmadılar. Bize tek desteği BTSO verdi. BTSO’nun kira önerisi çok yerinde.
“MUTLAKA AÇILMA KARARI GELMELİ”
1 Haziran’dan beklentileriniz nelerdir?
Çetin Ceyhan: Sınırlı da olsa açılmayı bekliyoruz. İşletmeciler çok mağdur oldu. Ama açık hava olur ama sınırlı masa uygulaması olur, mutlaka açılma bekliyoruz.
Özcan Dilekyiğit: İşyerlerimizin açılmasını bekliyoruz. Hizmet vermeye başlarsak, para kazanacağız, işçi maaşlarını, vergimizi ve sigorta primlerimizi ödeyebileceğiz. Biz tüm önlemlerimizi alıyoruz. Almadığımız görülürse uyarsınlar, cezai işlem uygulasınlar ve kapatsınlar. Gel denetle, uygun değilsek kapat. Bir de mutlaka saat 24,00’e kadar açık olmalıyız. Bu saatten önce kapatırsak, açılma kararı hiçbir işe yaramaz ve kayıplarımızı telafi edemeyiz. Yani açılma kararının hiçbir anlamı olmaz.
“İŞLETMELERİN DÖRTTE BİRİ EL DEĞİŞTİRİR VEYA KAPANIR”
1 Haziran’da açılma bekleniyor ama işletmelerin hizmet verebilmeleri de ayrı bir sorun. Sizce işletmelerin ne kadarı ayakta kalacak?
Çetin Ceylan: Sektördeki işletmecilerin yüzde 25’i el değiştirir. İşletmelerin yüzde 25’i devredecek veya kapatacak diye düşünüyorum.
Kriz maalesef yeme-içme sektöründe çalışanları da vurdu. Onlar geçimlerini nasıl sağlıyorlar?
Özcan Dilekyiğit: Elimizden geldiği kadar yardım etmeye çalıştık. Bu süreçte hastalandıkları zaman tedavi masraflarını üstlendik. Bir arkadaşımızın oğlunu sünnet ettirdik. Tüm bunları kendimiz yaptık, devletten alınan bir para söz konusu değil. Devlet bankalarına gidip kredi talep ettiğimizde, siz kapalısınız neden kredi verelim dediler.
Çetin Ceylan: Yeniden sektörde çalışmaya devam edecekler olacaktır ama farklı sektörlerde çalışanlar döner mi emin değilim. Çünkü çok ciddi gelir kaybı yaşadılar. Yapacak bir şey yok yine de umutluyuz.
“RESTORAN USTAM AMELE OLDU”
Valeler ve müzisyenler maalesef 1 yılı aşkın zamandır işsiz. Galiba pandemi en çok onları vurdu. Valeler ve müzisyenlerin durumları hakkında neler söylersiniz?
Özcan Dilekyiğit: 1,5 yıldır, müzisyenler çok kötü durumda. Bazıları intihar etti. Bazı arkadaşlar arayıp, onlar için ne yapabiliriz diye soruyorlar. Müzisyenler iş değiştirdi. Bizde de iş değiştirenler oldu. İnşaat ve tekstil sektöründe çalışmaya başlayanlar var. Mesela benim ustam, inşaatlarda çalıştı. Bu süreci askere gidip değerlendirenler oldu. Bizim toparlanmamız 2 yılı bulur.
“6 AY ÖDEMESİZ DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ ŞART”
Talepleriniz nelerdir?
Özcan Dilekyiğit: Bize hibe vermesinler, borçlarımızı da silmesinler. Ama mekânlarımızı yeniden açmak için para lazım. 100, 200, 300 bin liralık, 6 ay ödemesiz, düşük faizli kredi versinler. Yıllık 17,5 faizli kredi veriyorlar. Tüketici kredisi almaya kalksanız, daha ucuza gelir. Buna karar veremiyorlarsa, hesap uzmanı, mali müşavir danışmanlarına sorsunlar. Benim 1 aylık, stopajım, KDV ödemem 80 bin lira. Destekler yeterli veya değil demem için bize destek olmaları gerekirdi. Hiç destek olmadılar ki.
Mekânların açılmasıyla birlikte, talebin nasıl olacağını öngörüyorsunuz?
Çetin Ceylan: Özlem olduğu için ilk günlerde ciddi talep olacaktır. İnsanlar gelir kaybına uğradığı için bir süre sonra durağan bir dönem yaşayacağız.
Açılma sonrası menu fiyatları nasıl olacak?
Çetin Ceylan: Enflasyon artışı ve kayıpların telafisi için fiyatlar bir miktar artacaktır ama rekabetten dolayı bir zaman sonra oturacaktır.
Özcan Dilekyiğit: Tereyağını 45 liraya alıyorduk bugün 85 lira. Peynirin fiyatı 50 liradan 70 liraya yükseldi. Zeytinyağının fiyatı 60, 65 lira oldu. Ancak ilk etapta bu fiyatları menüye yansıtacağımızı düşünmüyorum.
Eskiden akşamları bir restorana gidip yemek yemek, içeceğini yudumlamak insanların bütçelerini çok fazla zorlamıyordu. Yani dışarıda yemek yemek lüks değildi. Bugün ise bir kişi neredeyse bir takım elbise parasını masada bırakmak zorunda. Bu noktaya nasıl gelindi?
Özcan Dilekyiğit: Ben aynı zamanda mali müşavirim. Bizde tarım azaldı, her şey ithal. Karpuz, domates İran’dan geliyor. Ürün Antalya’dan geliyor ama çok kısa bir dönem. Tarlada limon 50 kuruş, markette 2 lirayı buluyor.Asgari ücretli bir işçinin eline 3 bin lira geçiyor ama işverene maliyeti 4 bin 500 lira. Tüm bu maliyetleri fiyata yansıtmamız gerekir.
Pandemi Podyumpark’ın geleceğini nasıl etkileyecek?
Çetin Ceylan: Podyumpark zaten çok iyi gidiyordu aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum. İşletmelerimizle birlikte biz Bursa markasıyız ve insanların ihtiyacı olan sosyal ortamı yarattığımıza inanıyorum. Açılmayla birlikte kaldığımız yerden devam edeceğiz.
“NİLÜFER VARKEN OSMANGAZİ VE YILDIRIM’DA MEKÂN AÇMAM”
Özcan Dilekyiğit: Osmangazi’de 20 yıl yaşadım, bugün de Nilüfer’de oturuyorum. Osmangazi ve Yıldırım’da apartmanlar bitişik nizam ve otopark sorunu var. Nilüfer’de bu sorunlar yok. Nilüfer’de ikamet edenler belli ekonomik kapasiteye sahip insanlar. Osmangazi’de kira 500 lirayken, Nilüfer’de bin 500, 2 bin lira. Bu nedenle Osmangazi’de değil Nilüfer’de iş yeri açmayı tercih ederim. Mustafa Bey’in (Dündar’ın) hakkını yemeyelim sürekli park açıyor ama Osmangazi’de gidilebilecek mekânlarından sadece Kültürpark’ı var. Yeni mekân açılmıyor belki ama Osmangazi’nin alkollü içki mekânı Nilüfer’den daha çoktur. Çünkü en eski yerleşim birimi. Mesela İstanbul’un Kumkapısı olan Arapşükrü Sokağı Osmangazi’dedir.
“ULUDAĞ’A YENİ YATIRIM”
Son olarak Uludağ’daki yeni yatırımınızla söyleşiyi noktalayalım.
Uludağ 2. Bölge’de 80-90 odalı 4 mevsim hizmet verecek bir otelin temelini haziran, temmuz aylarında atmayı planlıyoruz. 2 yıl içinde de hizmete açmayı planlıyoruz. Bu yatırımımızın Uludağ’a çok ciddi bir kazanım sağlayacağını düşünüyorum.
FOTOĞRAFLAR: HATİCE DAL