Mudanya Belediyesi’nin açtığı davayla, BUSKİ’nin katı atık vergisini yeniden toplamasının önü açılmıştı.
Konuyla ilgili yepyeni bir gelişme var.
Ancak önce bazı hatırlatmalar yapayım.
***
Amaç, katı atık vergisinin tek elden toplanıp, ilçe belediyelerine dağıtılmasıydı.
Ancak katı atık vergisini belirli bir tarihe kadar toplanması zorunluluğu yoktu.
Mesela İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesi böyle bir vergi toplamıyordu.
***
Recep Altepe döneminde Bursa Büyükşehir Belediyesi katı atık bedellerini düzenli olarak BUSKİ faturalarına yansıtıyordu.
Ancak bu durumda da su faturaları şişiyordu.
Mesela 20 liralık su tüketen bir vatandaşın faturası 50, 60 liraya kadar çıkabiliyordu.
Vatandaş bu duruma tepki göstermeye başlamış, muhalefet temsilcileri ise pahalı su satıldığını iddia ederek Büyükşehir Belediyesi’ni su faturaları üzerinden sıkıştırmaya başlamıştı.
***
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Büyükşehir Meclisi’nden geçirdiği karar ile katı atık bedellerini BUSKİ faturalarından çıkarmıştı.
Böylece su faturaları en az yüzde 50 ucuzlamış ve Büyükşehir Belediyesi de kendisine yönelik tepkileri bertaraf etmişti.
Bir başka ifadeyle ilçe belediyelerinin tahsilatçılığını bırakmıştı.
***
Katı atık vergisinin toplanmaması ilçe belediyelerinin ciddi bir gelir kaybına yol açmıştı.
Örneğin Osmangazi Belediyesi 90, Nilüfer Belediyesi 60, Yıldırım Belediyesi 35, Mudanya Belediyesi ise 12 milyon liralık katı atık gelirinden olmuştu.
***
Mudanya Belediyesi yazının başında da belirttiğim gibi konuyu yargıya taşıyıp, katı atık vergisinin yeniden BUSKİ’nin toplamasını talep etti.
Nilüfer Belediye yönetimi ise hadiseye son derece politik yaklaşıp, Büyükşehir Belediyesi ile çatışmaktan sakındı ve dava açmak yerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na resmi yazıyla talepte bulunmayı tercih etti.
Zaten Mudanya Belediyesi’nin açtığı dava emsal teşkil edeceği için, Büyükşehir Belediyesi ile karşı karşıya gelmeyi gereksiz gördü.
Mahkeme, Mudanya Belediyesi’nin talebini yerinde gördü ve katı atık vergisinin yeniden su faturalarına girmesinin önü açıldı.
***
Son gelişmeye gelince…
Ankara’dan aldığım bilgiye göre Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, tek maddelik bir değişiklik yaparak, katı atık bedellerinin büyükşehir belediyeleri tarafından toplanmasını içeren yönetmeliğinin yürürlük tarihini 1 yıl daha uzatacak!
Değişiklik önümüzdeki günlerde Resmi Gazete’de yayınlanacak.
Böylece Bursa’da katı atık vergisi yeniden yürürlükten kaldırılacak.
Bir başka ifadeyle su faturaları şişmeyecek ve vatandaş sadece tükettiği suyun parasını ödeyecek.
10 yılda 3 milyar toplanmış
BUSKİ, ilçe belediyeleri adına katı atık vergisini 2011 yılından bu yana topluyor.
Yaklaşık 3 milyar lira!
3 milyarın yüzde 50’sinden fazlası 3 merkez belediyenin (Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer) kasasına girdi.
Yeri gelmişken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın ilçe halkından katı atık vergisi toplamayacağını açıkladığını hatırlatayım.
Dikkat çekici bir başka detay da nüfusu düşük Nilüfer’de toplanan katı atık vergisinin Yıldırım’dan neredeyse 2 kat fazla olması.
Öyle ki Yıldırım Belediyesi’nin katı atık vergisi miktarı 35 milyon lirayken, Nilüfer Belediyesi’nin 60 milyon lira.
Bunun iki nedeni var.
Nilüfer’deki OSB’lerin varlığı ve ilçe halkının gelir düzeyi.
Güzelyalı planı ne olacak?
Tıpkı Çağrışan ve Göynüklü’de olduğu gibi Güzelyalı’da da binlerce yurttaşımızı ilgilendiren 1/1000’lik plan Mudanya Meclisi’nden geçmişti.
Ancak Büyükşehir Belediyesi’nden gelen üst ölçekli planda değişiklikler yapıldı.
Daha açık bir ifadeyle Mudanya Belediyesi, Güzelyalı yamaçlarında yükselmiş ruhsatlı bin 500, 2 bin konutun olduğu bölgeyi tarım alanı olarak işaretledi.
Peki Büyükşehir Belediyesi, Mudanya Belediyesi’nin revize ettiği planla ilgili nasıl bir tutum belirleyecek?
Büyükşehir Belediye yönetimi, ilçe belediyesinin tarım alanı olarak işaretlediği söz konusu alanda yeni bir imar planı yapılmadığını ancak fiili bir durum olduğunu düşünüyor.
Yani Büyükşehir Belediyesi, planı eski haline dönüştürüp, Büyükşehir Meclisi’nden geçirebilir.
Buruk program
Ancak program, 4 kahraman itfaiyecinin şehit haberi nedeniyle hayli buruk geçti.
Ne çok üzgün olan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan konuşabildi ne de biz soru sorabildik.
Aktaş da Gürkan da konuşmalarını kısa tuttular.
Ancak Aktaş yine de yapamayacağı 3 meslek arasında gazeteciliğin de olduğunu belirterek, ilginç bir açıklamaya imza attı.
Çok fazla överse ‘yağcı’, çok fazla eleştirirse de ‘aykırı’ yaftası yemekten korktuğu için gazetecilik aklının ucundan bile geçmezmiş Aktaş’ın.
Sanırım ikisi arasında dengeyi tutturabilenlerin yazdıklarına daha çok itibar ediliyor.
Yani ne çok övgü ne de yerli yersiz her şeye eleştiri…
Ancak gazeteciliğin bardağın dolu değil, boş tarafını görmek olduğunu da belirtelim.
Davut Gürkan ise digitalleşmeye vurgu yaptı.
Yani mecra değiştiren medyanın değişimden nasibini aldığını hatırlattı.