Bir 24 Kasım’ı daha geride bıraktık.
24 Kasım bir kutlama günü müdür?
Yoksa eğitim emekçilerinin sorunlarının gündeme geldiği gün müdür?
Sorunun yanıtını rakamlarda arayalım.
Eğitim-İş’in araştırması 3 bin 530 öğretmeni kapsıyor.
Özlük haklarından, ekonomik koşullarına, örgütlenmelerinden, sosyal yaşamlarına varıncaya kadar öğretmenlerin sosyoekonomik durumunu mercek altına alan anketin sonuçları sarsıcı.
Gıda ihtiyacını karşılamakta zorluk çeken öğretmenlerin bir kısmı her zaman, bir kısmı ender olarak, bir kısmı da çoğu zaman seçeneğini işaretlemiş.
Yine ankete göre her 100 öğretmenden 85’i maaş hesabındaki ek hesabı kullanıyor.
Yani öğretmenlerin çoğu, faiz ödeme pahasına ek hesabını kullanmak zorunda kalmış.
“Çocuklarımın eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 81,9.
Yine bu ankete göre birinci derece yakınlarından yardım alan öğretmenler, çoğunluğu oluşturuyor.
Öyle ki birinci derece yakınlarından yardım alan öğretmenlerin oranı yüzde 65.
Öğretmenlerin ekonomik durumunu ortaya koyan anketin en çarpıcı bölümü ise eğitim emekçilerinin kredi kartı borçlusu olması.
Öyle ki öğretmenlerin yüzde 90’ı kredi kartını ender olarak, ara sıra, çoğu zaman ve her zaman ödeyemiyor.
Bir diğer ifadeyle kredi kartını düzenli olarak ödeyebilen öğretmenlerin oranı sadece yüzde 10.
Son olarak öğretmenlerin yüzde 60’ının borçlu olduğunu belirtelim.
Yani bu ankete göre, öğretmenlerin maaşı düşük, birçoğu borçlu, yaşam standartı iyi değil ve geçinemiyorlar.
Gündüz öğretmen gece taksici
İş yeri kirası verip, duvarına vergi levhasını asan meslek erbapları ne kadar kızsa da, onlara ne kadar haksızlık yapılsa da, ek iş yapanların önüne geçilemiyor.
Ancak öğretmenlerin ek iş yapma isteği, bir_az da mecburiyetten kaynaklanıyor.
Aldıkları maaş ortada, içinde bulundukları koşullar belli çünkü.
Eğitim-İş’in anketine göre öğretmenlerin yüzde 85’i ek iş arama ihtiyacını hissediyor.
Çünkü alım güçlerinin gün geçtikçe düştüğünü, yani geçinemediklerini söylüyor öğretmenler.
Yani, gün içinde sınıfta size ders veren öğretmeninizi, akşam saatlerinde direksiyon sallarken görürseniz, şaşırmayın ve yadırgamayın.
HÖH’ün zaferi
Bulgaristan seçmeninin sadece yüzde 38’i sandığa gitti.
Yani neredeyse 3 seçmenden 2’si seçime katılmadı.
Dün gazetede konuğum olan Hak ve Özgürlükler Hareketi Bursa Temsilcisi Taner Çavuş, bu durumu, iktidardaki GEP’e bir tepki olarak yorumladı.
Seçim, ilk kez bir Türk siyasetçiyi cumhurbaşkanı adayı gösteren HÖH için ise kelimenin tam anlamıyla zaferle sonuçlanmış.
Yüzde 13 oy oranıyla 34 milletvekili çıkardı HÖH.
HÖH, 34 sandalyeyle koalisyon ortağı olabilir mi, henüz bu sorunun yanıtı net değil.
Ancak Çavuş, seçimin Bulgaristan vatandaşı olan Türklerin HÖH çatısı altında birlik ve beraberliğini tescil ettiğini söylüyor.
Bu arada seçime Türkiye’den de yoğun katılım olmuş.
150 bin soydaş, Türkiye’de ve Bulgaristan’da kurulan sandıklarda oy kullanmış.
Büyük bölümünün oyu da HÖH’e gitmiş.
Türkiye ve Bulgaristan’da 350 bin çifte vatandaş yaşıyor.
Bunların tamamı oy kullansa, belki de HÖH birinci parti çıkacak Bulgaristan’da!
Bulgaristanlıların Türkiye sevgisi
Hem soydaşlar hem de Bulgarlar günübirlik veya hafta sonu tatillerini geçirmek için Edirne’yi adeta su yolu yapmışlar.
Deterjan, yiyecek, giyecek hatta fayans gibi inşaat malzemeleri satın alıp, yurda dönüyorlamış.
Hele şu son kur yükselişiyle birlikte Türkiye, onlar için cennet.
Nasıl olmasın ki?
2014 yılında bir Bulgar levası 0,60 Türk lirası…
2021 yılında bir Bulgar levası 7 Türk lirası…
2014’te Türkler, Bulgaristan’da tatil yapıp, dilediğince alışveriş yapıyordu.
2021’de Bulgaristan vatandaşları Kapıkule’den Edirne’ye giriş yapıp, sadece 5 levaya meşhur Edirne ciğerini midesine indiriyor, hafta sonu tatillerini yaptıktan sonra, araçlarının bagajlarını tıka basa doldurup ülkelerine dönüyor.
Nerden nereye…