Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme sonuçlarına göre bin 280 bölümü tercih eden öğrenci sayısı 10’un altında kaldı.
Ayrıca 169 bölüm hiç tercih edilmedi.
Yani 169 bölüm sıfır çekti.
13 bin 800 kişilik kontenjan ise boş kaldı.
Tüm bunlar şu anlamaya geliyor:
Son yıllarda üniversite adı altında eğitim kurumu değil, bina inşa edilmiş.
Öğrencinin tercih etmediği, öğretim üyesi sayısının yetersiz olduğu, tabelasında üniversite yazan onlarca boş bina…
Bu boş binalar dolsun diye sınav barajı düşürüldü ancak nafile.
Bin 280 bölümü 10’dan az aday tercih ederken, 169 bölümü tek bir aday yazmadı.
4 işlemi yapayamayan öğrenci bile birçok bölümün yüzüne bakmadı.
Uludağ Üniversitesi’nde 6 bölümde kontenjan dolmadı
Ancak bugün Uludağ Üniversitesi’nde 6 bölümde kontenjanlar dolmadı.
İşte kontenjanları dolmayan bölümler:
Ekonometri. (2. öğretim)
Çevre Mühendisliği.
Bilgiyasar ve Teknolojileri Eğitimi Öğretimi Bölümü.
Ziraat Zootekni.
Tarla Bitkileri.
Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü.
Rektör Kılavuz’u şaşırtan tablo
6 bölümün kontenjanının dolmamasını sürpriz olarak değerlendirdi Kılavuz.
Ancak özellikle meslek yüksekokullarındaki kontenjanların dolmasını sevindirici buluyor.
Mesela geçen yıllarda öğrencisi olmayan İnegöl Meslek Yüksek Okulu Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri-Mobilya Dekorasyon Programı’nın kontenjanı dolmuş.
Demokrasi ve özgürlük vaadiyle kan, gözyaşı ve yıkım
Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun sahnelediği Vur Yağmala Yeniden oyununun 3. epizodu da önceki akşam perde dedi.
Tahammülsüzlük, Troyalı Kadınlar ve Aşık Kadınlar isimli kısa oyunlardan oluşan 3. epizodun konusu gene savaş ve barış kavramları üzerine inşa edilmiş olsa da, ‘terör’ ve canlı bomba eylemlerinin, insan psikolojisi üzerindeki olumsuz yansımaları işleniyor.
Mesela 2. epizodda çocuk yaşlardaki bir karekter, 3. epizodda farklı cinsel eğilimleri olan bir genç olarak karşınıza çıkabilir.
3.epizodda işlenen canlı bomba saldırıları ABD’nin Irak işgali sonrası yaşananları anlatıyor olsa da, aslında ‘demokrasi’, ‘özgürlük’ ve ‘iyi yaşam’ vaadiyle işgal edilen 3. dünya ülkelerine yönelik tüm emperyalist emeller deşifre ediliyor.
Oyun, 25 yıl sonra Taliban’ın hakimiyetine geçen Afganistan’da yaşananların da bir izdüşümü sanki.
Yani anlatılan, 11 Eylül’ü bahane ederek Afganistan’ı işgal eden ancak aslında bu ülkeye demokrasi ve özgürlük getirmeyen, söz konusu menfaatleri olunca da sadece birkaç günde meydanı gerici güçlere bırakan ABD’nin ve tüm sömürgeci devletlerin hikayesidir.
Diğer yandan 2. epizodda, savaşların sırça köşklerde yaşayan insanların yaşamlarını tehdit ettiği anlatırken, 3. epizodda bu mesaj canlı bomba eylemleriyle izleyiciye veriliyor.
Terörün ve canlı bombaların ortasında kalan şatafatlı yaşamların canlı bomba korkusunu iliklerine kadar hissetmesi veya sıradan yaşam sürdüren insanların, savaş nedeniyle ilaç ve terapilere rağmen hiç geçmeyen mide ağrılarıyla çaresiz kalmaları, gene dram ve mizah harmanlanarak anlatılıyor.
Hasılı, 3. epizod da izlenmeye değer.
Bursa’ya yepyeni tiyatro konsepti
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız’ın destekleri, Genel Sanat Yönetmeni Murat Daltaban’ın fikriyle Nilüfer Kent Tiyatrosu farklı bir
Ormanda Kulübe…
Böylece hem pandemi döneminin kısıtlamaları aşıldı hem de Bursa’ya ve Nilüfer’e yepyeni bir tiyatro konsepti kazandırıldı.
Ayrıca Bursa’nın yeni kültür-sanat merkezi adayı Balat’a da örnek bir model oldu Ormanda Kulübe.
İki Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız ve Sibel Özer’in izlediği prömiyerde gene izleyici bölümleri boş kalmadı.
Gecede bir konuşma yapan Zafer Yıldız, Balat Ormanı’nda en erken kasım sonuna kadar oyunların devam edeceğini söyledi.
Ancak mekanın brandayla üstünün örtülmesi ve ısıtıcılarla soğuk hava sorununun giderilmesiyle yıl boyu oyun izlettirilebilir bu doğa sahnesinde.