31 Mart seçimlerinin ardından en borçlu belediyeler arasında anılan Yıldırım Belediyesi’nde tasarruf tedbirleri sonuç verdi. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “2019’u mali ve kent yılı ilan etmiştik. Tasarruf tedbirlerimizden sonuç almaya başladık. Göreve geldiğimizde 550 milyon lira borcumuz vardı. Borç miktarını 450 milyona düşürdük” dedi.
Bursa’da Kovid-19 vakalarının en yoğun yaşandığı ilçe olan Yıldırım’da, salgına karşı yapılması gereken ne varsa yaptıklarını anlatan Yılmaz, insanların normalleşme süreciyle rehavete kapıldığını söyledi. Ancak Yılmaz, ikinci dalga endişesinin sonuç verdiğini de belirterek, Yıldırımlıların daha tedbirli davranmaya başladığını kaydetti.
————————-
Pazar Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz.
Bursa’da Kovid-19 vakalarının en yoğun yaşandığı ilçe olan Yıldırım’da son durum ne?
Bursa’nın en borçlu belediyesi olarak anılan Yıldırım Belediyesi’nin borcu ne kadar?
Borçlar, hizmet ve yatırımları nasıl etkiliyor?
Kentsel dönüşüm hangi aşamada?
Kaçak yapıyla mücadele ne durumda?
Biz sorduk, Yılmaz yanıtladı.
“İKİNCİ DALGA ENDİŞESİ TEDBİR ALMAYA YARADI”
♦ Yetkililer Bursa’da en yoğun Kovid-19 vakalarının Yıldırım’da olduğunu belirtiyor. Yıldırım’da durum nedir?
Tabii bu sürecin başlangıcından bu yana Yıldırım Belediyesi olarak ne yapılması gerekiyorsa yaptık. İnsan kaynaklarını bu sürece göre yeniden şekilendirdik. Dezenfekte çalışmalarından sokak hayvanlarının ihtiyaçların giderilmesine, sosyal destek çalışmalarından psikolojik desteğe kadar hemşerilerimizin yanında olduk. Yıldırım, Bursa’nın en kalabalık nüfusa sahip ve aile apartmanlarının yoğun olduğu bir ilçe. Bu nedenle evde bir kişide virüs varsa, 15 kişiye bulaşabiliyor. Yani Yıldırım salgında dezavantajlı bir ilçe. Süreci iyi yönetmemize rağmen, tüm büyükşehirlerde olduğu gibi Yıldırım’da da rehavete kapıldılar. Ancak son dönemdeki uyarı ve denetimlerimizle daha dikkatli davranıyor insanlar. İkinci dalga korkusu olumlu bir sonuç veriyor.
♦ Yıldırım’da vaka sayısı kaç?
Bu konuda bilgi veremiyoruz. İlgili kurum bilgi veriyor ama biz de gün gün takip ediyoruz. Nerde sorun varsa tedbir almaya gayret ediyoruz, hastalığa yakalananlara destek veriyoruz.
“YOĞUN BAKIM DA HASTANE DE YETERLİ”
Yıldırım sınırları içinde hizmet veren Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bursa’nın ikinci büyük hastanesi. Bu hastanemizde yoğun bakım yatağı sıkıntısı yaşamadık. Virüs bulaşanların büyük çoğunluğu, evlerde hastalığı atlattı. Hastane ihtiyacıyla ilgili de olumsuzluk olmadı. Zaten bu hastanemizin büyük bölümünde diğer hastalara da hizmet verilmeye başlandı. Bu hastanemiz sadece Yıldırımlılara değil, tüm Bursa’ya hizmet veriyor. Vaka sayısındaki artışı sadece sağlık hizmetleriyle değerlendirmemek lazım. Çünkü vakalar sosyal yaşamı da olumsuz etkiliyor. Vaka sayısı arttıkça kısıtlamalar gelecek. Bu da iş ve sosyal yaşamı etkileyecek. Olaya bir de bu yönden bakıp, tedbir almak bize büyük fayda sağlayacaktır.
“KURAL BASİT: MASKE VE MESAFE”
Aslında kural basit. Maske ve mesafe. Bizler de zaten hijyene dikkat eden bir toplumuz. Bir misafir geldiğinde kolonya tutarız ona. Bu hastalık olmasa da başka hastalıkların önlenmesi adına önemli. Maske ve sosyal mesafeye dikkat edildiğinde bulaşma riski çok düşüyor. Pandemi döneminin başlangıcında telekonferanslar yaptık. Ama sahada da maskemizi takıp sosyal mesafeye dikkat ettik. Farkındalığı arttırarak bu süreci maske ve mesafeye dikkat edip atlatmamız gerekir.
♦ Hala el sıkışmak isteyenler oluyor mu? El sıkışmak veya sarılmak isteyenlere ne yapıyorsunuz?
Sarılmak isteyen yok ama gayriihtiyari el sıkışmak isteyenler oluyor. Biz de gönül selamımız var deyip tebessümle karşılık veriyoruz. Herkes bu sürecin farkında aslında.
♦ Temas en yaygın kural siyasette. Pandemi süreci geçtikten sonra el sıkışma alışkanlığının değişeceğini düşünüyor musunuz?
Bu süreç atlatıldıktan sonra eskiye döneriz. Ama bizler AK Partililer olarak gönül belediyeciliği sloganını kullanıyoruz. Gönülden gönüle giden yol var deyip göz temasıyla, gönül selamıyla muhabbetle bu süreci yürüyoruz. Gönül selamı kültürümüzün bir göstergesidir.
“YAPILMASI GEREKEN HER ŞEYİ YAPTIK”
Birkaç başlıkta değerlendirecek olursak… Öncelikle insan kaynaklarını sosyal destek olarak yeniden yapılandırdık. Denetim çalışmalarına ağırlık verdik. Pazar ve iş yerleri denetimi yapıp gerekli uyarıları yaptık. Biliyorsunuz yaş kısıtlamaları oldu. 65 yaş üstü vatandaşlarımız maddi imkanları olsa da fırına ekmek almaya gidemiyorlardı. Ekmek, ilaç ve maaş çekimi olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını giderdik. Sıcak yemek götürdük. Bu süreçte çalışamayan küçük esnafa ve diğer vatandaşlarımıza gıda kolileriyle yardım yaptık. Tabii sadece sosyal desteklerle yetinmedik. Vatandaşlarımıza psikolojik olarak da destek verdik. Sosyal medya hesaplarımızdan onlarla sohbet ettik. Süreçten olumsuz etkilenen sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını giderdik. Odak noktalarına mamalarını bıraktık. Caddeleri, hastane çevrelerini ve ana arterleri dezenfekte ettik. Vatandaşın en fazla kullandıkları ATM önlerini, sağlık merkezlerini, durakları dezenfekte ettik. Açılış öncesi berberlerin hazırlıklarına yardım ettik. Hijyen paketleri gönderdik. Evlerine gidemeyen sağlık çalışanları için konaklamaları için binamızı tahsis ettik. Başka bir oteli de kiralayıp sağlık çalışanlarımıza tahsis ettik.Yani salgın boyunca hemşerilerimizin yanında olduk.
“BORÇLAR AZALDI”
550 milyon borcumuz vardı. Bunun 100 milyonunu ödedik. 450 milyon borcumuz kaldı. 2019 yılını mali ve kent disiplini yılı ilan edip, tasarruf yaptık. Bir yandan da 5 yıllık stratejik plan yaptık. Burada tek sorun para değil. Kaynak oluşturabilirsiniz. Yıldırım’ın en önemli sorunu imardır. Biz de bu konuya yoğunlaştık. Çünkü bu sorun 40 yılın sorunu. Yıldırım’ın hızlı yapılaşması sorunlar getirdi ilçeye. Önceki dönem yöneticileri bu soruna çözümler getirmiş ama yaptıkları planlar iptal olmuş. Göreve geldikten sonra kanun değişikliği getirilmesini önerdik. Çünkü sorunun sadece ilçe belediyesi ile değil, büyükşehir belediyesi ve Ankara’nın desteğiyle çözüleceğini biliyorduk. Bu anlamda imar kanunu değişikliğinde katkılarımız oldu. Yönetmeliklerde düzeltmeler yapıldı ve bir zemin oluştu. Daha sonra bölgelerin, mahallelerin veya alanların kendi sorunlarına özgü çözümler getirdik. Yani her mahallenin kendine özgü sorunlarına çözümler üretiyoruz. Orta ölçekli çözümler üretiyoruz. Bizim temel bakışımız insanımızın memnuniyeti. Vatandaşımızın istemediği hiçbir şeyi yapmıyoruz. Çok büyük ölçekli çözümlerde insanları bir araya getirmek zorlaşıyor. Parsel bazlı dönüşümlerde ise kat yüksekliğiyle kentin silüetine zarar veriliyor. Bu iki uç bakışı bırakarak orta ölçekli çözümler üretiyoruz.
♦ Bir yandan borçlarınızı öderken, diğer yandan hizmetleri sürdürmeniz gerekiyor. Borçlar, hizmet üretimine ne kadar etki ediyor?
Mesela bahsettiğim imar konularının, birinci derecede parayla ilgisi yok. Çünkü bu zaman isteyen bir süreç. Ama kanun çıktı, birçok bölgede planlarımız ya onaylandı, ya askı sürecinde ya da süreç yürüyor. Projelerimiz devam ediyor. Kimi yerde tahsis sürecini tamamladık, kimi yerde ihale süreci başladı. Bu dönem çalışma ve gayret dönemimiz. Son yılımız da hasat dönemi olacak.
♦ Salgından ekonomi de çok olumsuz etkilendi. Ekonomi etkilendiği için emlak vergileri tahsilatında düşüş olduğunu duyuyoruz. Emlak vergileri yerel yönetimlerin en büyük gelir kalemlerinden. Emlak vergisi tahsilatı Yıldırım’da ne oranda düştü?
Bu süreçte gelirlerimiz bir miktar düştü. Hem emlak vergisi tahsilatı hem de İller Bankası’ndan gelen kaynak noktasında. Ancak bakanlığın desteğini aldık. Bu süreci de atlatacağız. Sıkıntılı bir durum yok, personel maaşlarını ödeyebiliyoruz. Belki ötelediğimiz bazı işler var ama temel hizmetlerimiz sürüyor.
“TEMEL SORUNUMUZ KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL”
♦ Geçmiş dönemlerde Yıldırım’da kentsel dönüşüm sürekli konuşuldu. Ancak tam anlamıyla hayata geçmedi. Kentsel dönüşüm hangi aşamada?
Temel sorunumuz kentsel dönüşümden önce tapu sorunudur. 100 bin kişinin yaşadığı Yakın Çevre Yolu civarında tapu sorunu var. Mesela vatandaşın evi Çınarönü’nde, tapuda yarısı Arabayatağı’nda, diğer yarısı Hacivat’ta görünüyor. Bu sıkıntıları çözmeden kentsel dönüşümü konuşamayız. Öncelikle doğru teşhis koymamız lazım. Hayat devam ediyor ama bu bölgede yapılacak işlerimiz var. Hüma Hatun evlerinde trampa yaptık ve bu alanları açtık. Sosyal donatı alanlarını kazandırarak bölgenin dönüşümüne katkı yapıyoruz.Aynı bölgedeki binaları yıkarak örnek bir dönüşüm yapacağız. Vatandaşlarımızla görüşüyoruz. Benzer dönüşüm planlarının önünü açmak adına 75. Yıl, Yiğitler, Esenevler’de planlarımızın kimi askıda, kimi yürürlükte. Mimarsinan ve Ortabağlar’da ada bazlı planlar durdurulmuştu. Biz bu kararları kaldırdık. 18 değil de daha küçük ölçekli 15,16 uygulamalarıyla ada bazlı dönüşümleri destekliyoruz. Belediye olarak dönüşüm yapmak yerine, vatandaşın talep etmesini bekliyoruz. Çünkü onların talebi olmadan dönüşüm yapmak mümkün değil. Özel sektörün de desteğiyle bu süreci yürüteceğiz. Biraz da inşaat sektörünün canlanmasına bağlı. Ama güçlü bir alt yapı oluşturduk.
♦ Kat yükseliği ile bir karar var mı?
O yere göre değişir. Mesela Eğitim Caddesi üzerinde 12 katlı binaya izin vermeyeceğiz. 8 katlı olsun istiyoruz. Şehrin silüetini bozan yapılara izin vermeyeceğiz. Yeri gelecek bir bölgede 3 kat diyeceğiz, yeri gelecek bir başka bölgede 5 kat olmalı diyeceğiz. Çözüm önerilerimiz bu doğrultudadır.
“HERKESİ KAÇAKLA MÜCADELEYE DESTEĞE DAVET EDİYORUM”
Burada tabii görüntüleri belediyemizin kameramanı ve basın ekibi gerçekleştirmiyor. Ama daha sonra arkadaşları bu tür yerlerde olmaları için uyardım. Yıldırım Meclisi’nde tüm parti gruplarının onayıyla kaçak yapıyla mücadele etme kararı almıştık. Kaçak yapılar meskun hale gelmeden müdahale etmek istiyoruz. Çünkü bürokratik sürece bırakıldığında kaçak yapı eve dönüşüyor ve müdahale etmeniz zorlaşıyor. Ortak karar alırken, CHP’liler de vardı. Herkesin duyarlı davranmasını bekliyoruz. Çünkü biz bu işleri kalıcı olarak çözmek için kararlı adımlar atıyoruz. Kaçak yapı arttıkça çözümden uzaklaşıyoruz. El birliğiyle sadece Yıldırım Belediyesi’nin değil Büyükşehir ve Valiliğin desteğiyle bu süreci iyi yönetmemiz gerekir. Geçmişe değil geleceğe bakmak istiyoruz. Kaçak yapı bu kente vurulacak en büyük darbedir. Buna karşı herkesin hassas davranmasını bekliyoruz.
♦ Yeri gelişmişken kaçak yapıyla mücadelenin nasıl gittiğini de sorayım. Drone ile takipten sonuç alıyor musunuz?
Sonuç alıyoruz. Hızlı bir şekilde mücadele etmemizi sağlıyor. Çözüm üretmemizin kolaylaşması için kaçak yapıya dur dememiz gerekiyor.
FOTOĞRAFLAR: DERYA DEMİR PINAR