Olay Gazetesi Bursa

1 gemisi daha satışa konulan BUDO satılır mı?

İstanbul’a gideceğim zaman tercihim her zaman BUDO’dur, hizmet kalitesi İDO kadar iyi olmamasına rağmen. BUDO hem Bursa markasıdır, hem de Bursalı yolcular sayesinde büyük karlar elde eden İstanbul menşeili İDO’nun,  bu kente zerre faydası olmadığını bildiğim için. BUDO ile seyahatlerimde geminin sürekli dolu olduğunu görüyorum. Ancak BUDO’nun sürekli zarar ettiğini biliyor musunuz? 2 yıl önce […]

İstanbul’a gideceğim zaman tercihim her zaman BUDO’dur, hizmet kalitesi İDO kadar iyi olmamasına rağmen.

BUDO hem Bursa markasıdır, hem de Bursalı yolcular sayesinde büyük karlar elde eden İstanbul menşeili İDO’nun,  bu kente zerre faydası olmadığını bildiğim için.

BUDO ile seyahatlerimde geminin sürekli dolu olduğunu görüyorum.

Ancak BUDO’nun sürekli zarar ettiğini biliyor musunuz?

2 yıl önce 12 milyon lira zarar etmiş, sefer sayıları düşürülmesine, bir hattı iptal edilmesine ve bir gemisi satılmasına rağmen zarar etmeye de  devam ediyormuş.

Sadece satılan geminin Büyükşehir Belediyesi’ne aylık zararı 150 bin liraydı.

Denizden yolcu  taşımacılığı maliyetler yüksek olduğu için dışarıdan göründüğü gibi karlı bir iş değil.

Mesela Mudanya’dan Eminönü’ye giden bir BUDO gemisi 800 litre yakıt sarf ediyor.

Personel maaşı, geminin temizliği  ve bakımı da cabası.

Maliyetler o kadar büyük ki mesela, 2 yıl önce BUDO’nun zarar etmemesi için 330 kişilik geminin 370 yolcu taşıması gerekiyordu.

Yani tüm koltuklar satılsa bile bir miktar zarar ediyordu BUDO gemisi.

Sefer sayılarının düşürülmesi ve maliyetlerin azaltılmasıyla 290 yolcuyla başa baş noktaya geldi bir BUDO seferi.

Ve geçen yılki zarar da 7 milyon liraya düşürüldü.

Peki BUDO gemileri, benim gördüğüm gibi sürekli dolu mu?

Değil.

Mesela cuma akşamı Mudanya’dan İstanbul’a dolu giden gemi, İstanbul’dan Mudanya’ya gelirken yarı boş gelmiştir aslında.

Veya pazartesi sabahı İstanbul’dan Mudanya’ya dolu giden geminin, Mudanya’dan İstanbul’a dönerken boş dönmesi gibi.

Yani aslında yüzde yüze yakın doluluk oranlarına hiçbir zaman ulaşamadı BUDO.

BUDO, bir gemisini daha satmaya çalışıyor bugünlerde.

Duyduğuma göre, 3,5, 4 milyon dolar civarında bir bedelle satışa konulmuş Uludağ isimli  BUDO gemisi.

Böylece gemi sayısı 4’e düşecek.

Amaç, zararı azaltmak  ve kaynak yaratmak.

“Madem gemi yolculuğu karlı değil neden aynı hatta sefer yapan İDO  ayakta” dediğinizi duyar gibiyim.

İDO da sadece yolcu taşısaydı ayakta kalması mümkün değildi.

Ancak İDO, arabalı yolcu taşıdığı için, ciddi karlar elde ediyor.

BUDO’nun arabalı yolcu taşıma şansı var mı?

Yap işlet-devret modeliyle hayata geçen köprüleri yapan şirketlere yolcu garantisi veren Ulaştırma Bakanlığı’nın, deniz yoluyla araç geçisini baltalayacak bir projeye onay vermeyeceği bilindiği için, girişimde bile bulunmuyor.

Tüm bu gelişmeler neyi gösteriyor?

BUDO yakın gelecekte satılırsa kimse şaşırmasın.

 

Bursa, süreci fırsata çevirebilir

 

Böyle giderse, salgından en az zararla çıkan ülkelerden biri olacağız.

Bu ne demek?

Türkiye, sağlık alanında güvenli bir liman demek.

Geleceğin en parlak sektörü olarak gösteriliyor sağlık turizmi.

Türkiye, zaten yaşlı Avrupa nüfusunun tercih ettiği ülkelerin başında geliyordu, sağlık hizmetlerinin ucuz ve tesislerin kaliteli olması  nedeniyle.

Bursa ise sağlık turizmi pastasından çok ama çok küçük bir dilim alabiliyor.

Oysa bir zamanlar kaplıca kenti olarak anılan Bursa bunu hak etmiyor.

Pandemi sürecinden sonra Bursa’nın sağlık turizmine hazır olması daha büyük bir anlam taşıyacak.

Bilmem kent dinamikleri bunun farkında mı?

 

Pandemi sürecinin faydaları

 

Verdiği zararlara kıyasla faydası da olmaz olsun dedirten pandemi sürecinde şunlar oldu:

-Hava kirliliği azaldı, başta Bursa olmak üzere birçok büyükşehirin hava kalitesi düzeldi.

-Trafik kazaları yarı yarıya azaldı.

-Aile bağları güçlendi, komşular birbirlerini hatırladı, dayanışma arttı, sosyal ilişkiler hiç olmadığı kadar kuvvetlendi.

-Tasarruf arttı, birçok harcamanın gereksiz olduğu anlaşıldı, paranın kıymeti bilindi.

-Doğanın en büyük nimet, toprağın büyük bir değer olduğu görüldü.

-Liberalizmin krizlerle baş edemediği gerçeği perçinlendi, sosyal devletin önemi bir kez daha ortaya çıktı.

-Her gün birbirlerine ağır hakaretler eden siyasetçilerin kavgaları azaldı.

-Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet-i cihanda bir nefes sıhhat gibi diyen Kanuni, bir kez daha yad edildi.