Mahalleden tanıdığım bir arkadaşım söyledi, oturdukları binanın kentsel dönüşüme gireceğini.
Ataevler’in göbeğinde 5 katlı bir bina, kentsel dönüşümle birlikte 12 kat olacakmış.
Sordum, yeni evleri için fark verecekler mi diye.
Üstelik eskisinden daha büyük evlere sahip olacaklarmış.
Şaşırmadım aslında.
Çünkü Ataevler’de bu tür kentsel dönüşümlerden çok var.
12, 13 katlı, bitişik nizam şeklinde inşa edilmiş ve eski Doğu bloğu ülkelerindeki sosyal konutları andıran, hiçbir estetik kaygısı taşınmadan inşa edilmiş çirkin beton yığınları pıtrak misali yükseliyor güzelim Nilüfer’de.
Kuşkusuz bu işten, 20, 30 yıllık evini, tek kuruş fark ödemeden yenileyen vatandaşlar ve müteahhitler kazançlı çıkıyor.
Ancak kentlerimize yazık oluyor.
Bir de şöyle bir manzara var Nilüfer’in birçok noktasında:
Apartmanın biri 5 katlı, hemen yanı başındaki diğer bina 12, 13 katlı.
Genellikle yeni yapılan binalar yüksek katlı inşa ediliyor.
Geçen dönem 0,50 emsal imar uygulaması nedeniyle özellikle Ataevler, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı, İhsaniye’de yüksek katlı binalar yükselmiş, bu mahallelerde yeterli alt yapı olmadan nüfus artışı yaşanmıştı.
O,50 emsal uygulaması sona erdi ancak ilçe belediyesinin hormonlu imar uygulamaları hız kesmeden sürüyor anlaşılan.
Yıllarca dile getirilen Nilüfer Belediye Meclisi’ndeki AK Parti-CHP örtülü ittifakının kaçınılmaz sonucu mudur bu durum?
Ya araç fiyatları artarsa?
Kılıçdaroğlu, seçimlerde iktidarın değişeceğini öngörüp, ucuz araba sözü verdi ama vatandaşta büyük bir beklenti yarattı.
Çünkü, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının üzerine iktidarın ÖTV oranlarını düşüreceğini düşünen araç almayı planlayanlar, ihtiyaçlarını ertelemeye başladılar.
Ancak ÖTV indirimi yapılmazsa, çip krizinin sürmesi nedeniyle yukarı yönlü seyreden araç fiyatları biraz daha artabilir.
Bu durumda beklemeye geçen vatandaş zarar edecek.
Yani Kılıçdaroğlu, çok riskli bir söz verdi.
Çünkü araç almayı erteleyen vatandaşlar Kılıçdaroğlu’na güvendiler.
Ya araç fiyatları yükselirse?
Trafik canavarı
Geçen ay ülkemizde 39 bin 747 trafik kazası yaşanmış.
2022 yılının ilk 6 ayında ise 226 bin 793 bin kaza olmuş.
Yarım senede kaç kişi ölmüş, kaç kişi yaralanmış peki?
Yani 130 bin insan yaralanmış ve hayatını kaybetmiş!
Yani 100 bini aşkın insan trafik kazalarında ölüyor, sakat kalıyor, yaralanıyor ve ömrünün geri kalan kısmını tekerlekli sandalyede ya da yatağa bağlı olarak geçiriyor.
Türkiye’de son 6 ayda teröre ne kadar şehit vermişiz?
Kuşkusuz trafik kazalarındaki kayıplarımızla kıyaslanmaycak kadar az.
O halde terör ne kadar milli güvenlik sorunuysa, trafik canavarı da bir güvenlik sorunudur.
Üstelik son yıllarda deyim yerindeyse kilometrelerce mesafede kaymak gibi yollar yapılmasına rağmen trafik canavarı binlerce insanın canını alıyor.
Ancak trafik kazaları, nedense gündeme gelmiyor, sadece ölümcül kazalarda hatırlıyoruz trafik canavarını.
Kentin göbeğinde görüntü kirliliği
İlanların, kentin göbeğinde görüntü kirliliği yaratması bir yana, bu duruma göz yumulması, yani denetim olmaması işin ayrı boyutu.
“Zabıtalar ne iş yaparlar?” demekten alamıyorum kendimi.