Ege’de tırmanmaya başlayan kriz üçüncü ülkelerin de olaya müdahalesi ile her geçen gün daha karmaşık bir hal almaya başladı.
Birkaç hafta önce Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Erdoğan baş başa görüşme gerçekleştirmiş ve ülkelerin problemlerini sadece iki ülkenin çözmesi hususunda sevindirici bir karar almışlardı. Ancak sonraki süreçte Yunan lider Amerika’ya gidip kongrede Türkiye aleyhine konuşmalar yapmıştı.
Ortada fol yok yumurta yokken Amerika’nın Yunanistan’da birçok askeri üs kurması ve Yunanistan’ın Ege adalarında ansızın silahlanmaya gitmesiyle birlikte tehlikeli bir gerginlik sınırlarımızda kendini göstermeye başladı.
Bundan birkaç ay önce Rusya 1990’a kadar dünyanın en güçlü iki ülkesinden birisi olmuş ve onlarca ülkeyi hakimiyetinde barındırarak ve Amerika’yla soğuk savaşa girmişti. Yakın zamana kadar böylesi güçlü bir ülkenin yanı başında bir komedyen iş başına getirilerek Rusya’ya karşı kurulan NATO Rusya’ya sınır komşusu yapılmak istenmişti. Yayılmacı politika güttüğünü söylemekten çekinmeyen Putin gibi bir lidere sahip olan Rusya da savaşmaktan geri durmamış ve Ukrayna’nın birçok şehrine bombardıman başlatmıştı.
Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi sonucu Amerika Ukrayna’ya silah yardımı yapmış ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise Rusya’yı tarihten sileceklerini ileri sürmüştü. Sanki bir savaş bekleniyor gibi Rusya’ya karşı ciddi yaptırım haberleri peş peşe geldi.
Rusya savaşa girdi ancak sonraki süreçte işler istediği gibi gitmedi. Ukrayna’da ciddi kayıplar verdi. Birçok askeri esir düştü. Komutanlarından bir kısmı hayatını kaybetti. İşler yolunda gitmedi, çünkü her şey güzel gidiyor olsaydı Putin Genelkurmay Başkanı ve İstihbarat Başkanı’nı savaşın ortasında görevden almazdı.
Önce Ukrayna’yı Rusya aleyhine cesaretlendirdiler, sonrasında da savaş çıkınca Ukrayna’yı destekleyerek Rusya’ya ağır kayıp yaşattılar. Rublenin değeri savaş öncesine göre artmış olabilir ancak bu durum Rusya’nın bu süreçte çok ciddi kayıpları yaşadığı gerçeğini değiştirmez.
Rusya şu anda öyle zayıf bir görüntüye büründü ki sınırlarında NATO olmasın diye savaşa girdi ancak diğer bir sınırındaki İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme sürecini başlatıldı ve Rusya bu duruma tepki veremiyor. Eğer savaştan güçlü çıkmış olsaydı İsveç’e de askeri saldırı hazırlığında olması gerekirdi.
Türkiye’nin veto etmesiyle birlikte şimdilik NATO’ya giremiyorlar ancak yarının ne getireceğini bilemeyiz.
Rusya’ya yönelik plan işe yaramış olacak ki aynı durum şimdi de Türkiye üzerinden denenmek isteniyor. Yunanistan bizim sinir uçlarımızla oynuyor ve Amerika’nın üslerinden güç alıyor. Ayrıca Yunanistan’a ciddi silah yardımı yapılıyor.
Türkiye askeri olarak Yunanistan’dan çok daha güçlü bir ülke. Ancak Rusya da Ukrayna’dan çok daha güçlüydü. Her savaş ekonomik olarak yıpratır. Zaten sürekli Suriye ve Irak’ta askeri operasyon düzenleyen ve ekonomik olarak zor durumda olan ülkemizin batı sınırlarında meydana gelme ihtimali olan bir savaşın sonuçları yıpratıcı olabilir. Zaten bu durum bilindiği için Yunanistan cesaretlendiriliyor.
Yunanistan’ın ekonomisi de çok kötü. Ancak nasıl ki milyonlarca Ukraynalı vatandaşın mülteci olmak zorunda olması ve ülkenin harabeye dönmesi kimsenin umurunda olmadıysa Yunanistan’ın da akıbeti kimsenin umurunda olmayacaktır. Türkiye’ye verilen zarar yanlarına kâr kalacaktır.
Hem milli değerlerden taviz vermeden hem de ekonomiyi önceleyerek bu krizden en zararsız biçimde sıyrılmak çok önemli. Ukrayna ve Rusya savaşında olduğu gibi kaliteli ve ince diploması bu krizde de en büyük silahımız olmalıdır.