Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Yalnızlık

Köşe Yazısını Dinle

Her geçen gün bireyselleşmeye ve içe kapanmaya başladık. Kişisel hırslar artıyor ve milyonluk şehirlerde yalnızlaşıyoruz.

Hayatın zor ve acımasız günleri olabiliyor. Çok başarılı olsanız, aile huzurunuz yerinde olsa bile gelen bir telefonla tüm hayatınız altüst olabiliyor.

Uzaktan ne kadar mutlu dediğiniz insanların aslında derin bir yalnızlık içerisinde olduğuna şahitlik edebiliyorsunuz.

Sosyal medyada paylaşılan gülen yüzlerin arkasında kimi zaman derin bir hüzün olabiliyor. İçindeki mutsuzluğu bir saniyelik gülümseyerek çekilen karelerle bastırmaya çalışıyor olabilir bir çoğumuz.

Eğer yaşadığınız sıkıntıları paylaşabileceğiniz yakın arkadaşlarınız yoksa sahip olduğunuz mal varlığının çok da bir anlamı yok demektir. Aile huzurunuz yoksa uğruna çalıştığınız başarıların tadını asla doyasıya yaşamazsınız.

Eskiden mahalle dayanışması vardı. İnsanlar birinin başı sıkışınca destek olmaya çalışırdı ancak günümüz dünyasında düşen insanlara ‘tüh tüh’ demek dışında reaksiyon gösterilmiyor.

Bireysel hırsların ivmesi bile artıyor. Paraya sıkıştığınız bir zamanda borç isteyebileceğiniz kaç arkadaşınız var? Bu sayı ne kadar fazlaysa o kadar nasiplisiniz demektir. Size borç vermek yerine parasını faize koyup daha kazançlı çıkmayı hesaplamak sıradan ve makul karşılanan bir davranış biçimi haline geldi.

Bir araya geldiğimizde samimiyete, dürüstlüğe ve güvenilirliğe bakmak yerine arabaya, telefona ve kıyafetin markasına bakmaya başladığımız günden beri dışarıdan mutlu ancak içeriden dertli insanlar her köşede kendini gösterir oldu.

Bizim tek işimiz mesleğimiz, ticaretimiz ya da sınavlarımız olmamalı. İş yerinde çalıştığımız arkadaşımızın derdiyle dertlenmiyorsak bir şeyler eksiktir. Arkadaşlarınızın o gün yüzü gülmüyorsa ona destekçi olduğumuzu söz ve davranışlarımızla dile getiremiyorsak yanlış giden bir şeyler var demektir.

Büyük sitelerde, onlarca dairenin bir tanesini satın alıp oturabilmek için yıllarımızı harcamaya başladığımız günden beri, komşunun betonlardan daha değerli olduğunu unuttuk. Ev alma komşu al atasözü bugün bize ne kadar uzak geliyor değil mi?

Arabalarımıza meydana gelen bir çiziğin acısını kalbimizin en derinlerinde hissettiğimiz gün kaybedenlerden olduk. İnsana yatırım yapmak yerine paraya tamah etmeyi yeğledik.

Öyle büyük ayrışmalar oluştu ki aynı şehirde yaşayan biri zengin birisi fakir iki kişi birbirini görmeden bin yıl boyunca yaşayabilir. Oturduğu ev, yemek yediği mekân, gezdiği ortam hepsi keskin çizgilerle birbirinden ayrılmış durumda. Bir zenginle gariban aynı anda aynı ortama girse bile zengin olan mekânın sahibiyle özel bir yerde görüşürken gariban olan satış temsilcisi ile görüşür ve yine karşılamazlar.

Parasını kaybeden bir zengin işadamı, arada büyük hatırlar bile olsa eski ortamındaki arkadaşlarıyla bağını kesmek zorunda kalır. Bunun için zenginliğini devam ettirmek için var gücüyle çalışmaya devam eder. Çünkü insanlığa değil paraya ve güce değer veriliyor.

Toplumun en alt kesiminden en üst kesimine kadar herkes günümüzün maddiyatçı ortamında dostluk, arkadaşlık, sevgi gibi soyut kavramlar yerine somut olan maddi sebeplere yatırım yaptığı için içten içe büyük bir yalnızlık içerisinde.

Ortaya çıkan sonuçtan birçok kişi mutsuz. Kendimiz edip kendimiz buluyoruz. Eğer karşınızdaki kişinin gücünden ziyade ağzından çıkan söze değer vermeye başlarsak bu yalnızlık son bulmaya başlayacaktır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X