Olay Gazetesi Bursa

Türkiye- İngiltere müttefikliği

Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Sadece biz değil dünyadaki ülkelerin tamamı yeni dünya düzenindeki rollerini almak için sahaya inmiş durumdalar. Saflar yavaş yavaş belirmeye başladı. Gözle görülmeyen savaş artık bütün toprakları esir aldı… Dünyayı avcunun içine almaya çalışan aileler, artık Amerika’yı terk ederek yeryüzünün yeni merkezinin Çin olması kararını aldılar. Fabrikaları Çin’e taşıdılar. Futbolda, üretimde, ekonomide, […]

Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Sadece biz değil dünyadaki ülkelerin tamamı yeni dünya düzenindeki rollerini almak için sahaya inmiş durumdalar. Saflar yavaş yavaş belirmeye başladı. Gözle görülmeyen savaş artık bütün toprakları esir aldı…

Dünyayı avcunun içine almaya çalışan aileler, artık Amerika’yı terk ederek yeryüzünün yeni merkezinin Çin olması kararını aldılar. Fabrikaları Çin’e taşıdılar. Futbolda, üretimde, ekonomide, enerji ve savunma sanayiinde Çin’in kalkınması için büyük adımlar attılar. Önceleri İngiltere’yi kendisi için biçilmiş kaftan gören aileler Birinci Dünya Savaşı ile birlikte yeni merkezin Amerika olması için harekete geçmişler ve başarılı olmuşlardı. İngiltere ile büyük atılımlar yapıp Birinci Dünya Savaşı’nda petrol bölgelerini tamamen etkileri altına almışlardı. Ancak değişmeyen tek şey değişim olduğu için, Amerika’ya göç etmişler ve İkinci Dünya Savaşı ile birlikte yeni merkezin Washington olduğunu ilan etmişlerdi. Şimdi de Amerika’nın miadını doldurduğuna inanarak Çin’e hareket etmek için gerekli hazırlıkları yapıyorlar.

Amerika’nın yüzyıllar boyunca zirvede olması silah sektörünü ve arkasındaki Pentagon’u da oldukça güçlü kıldı. Zira Amerika varoluşundan itibaren onlarca savaşın içerisine girmiş ve silah sektöründen elde ettiği para ile korkunç bir ekonomiye hükmeder olmuştu. Aileler ile Pentagon artık karşı karşıya gelmeye başladı. Aileler Çin’e göç etmek isterken Pentagon asıl gücün Amerika’da kalmasını ve ailelerin gücünü yitirmesini istiyor.

Hilary Clinton’ın başkan adayı olarak Obama ve arkasındaki güçlü sermaye ile desteklenmesi ile birlikte Pentagon kendi adayı olarak Trump’ı sahneye çıkardı. İlk başlarda kimse Trump’a şans tanımamıştı ancak kazanan Pentagon destekli Trump oldu. Trump işbaşına geldikten sonra mücadele kendini gösterdi ve kozlar paylaşıldı.

Yeni merkezin Çin olmasını ve bu gücün İngiltere ile paylaşılmasını savunanlar ile Pentagon arasındaki mücadele yeryüzünün tamamını kaplayacak boyuta ulaştı. Çin’in planladığı ‘İpek Yolu’ projesi ile Çin-İran-Türkiye-Katar-İngiltere arasında büyük bir ekonomik işbirliği başlayacak ve Amerika çok zor durumda kalacak. Bunu bilen Trump ciddi bir başkaldırı gösterdi.

Önce Katar’ı etkisiz bırakmak için Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleriyle birlikte geniş bir ambargo uyguladı. Hem Katar’ı zor durumda bıraktı hem de İpek Yolu’nu engellemek için elinden geleni yapacağını ilan etti. Bununla da yetinmedi Körfez ülkelerine çok ciddi miktarda silah satışı yaparak Pentagon’un gücüne güç kattı.

Şimdilerde ise bütün dünya Kuzey Kore-Amerika gerilimini izliyor. Kuzey Kore gibi Amerika karşısında hiçbir şansı olmayan bir devlet nasıl bir cesaret buluyorsa Amerika’ya kafa tutuyor ve hidrojen bombası ürettiğini herkese ilan ediyor. Bundan hemen sonra Japonya ve Güney Kore’ye silah satışının Trump tarafından onaylandığı haberi ajanslara servis ediliyor. Yani hem Çin’in etrafı Amerika silahları ile donatılıyor hem de Pentagon gücüne güç katıyor.

Kilit ülke Türkiye’ye baktığımız zaman ise sınırlarının hemen dibinde PYD-YPG diye bir örgüt kuruluyor. Onun arkasında DEAŞ isminde bir terör örgütü barınıyor. Bu ülkeler çok ciddi anlamda Amerika silahları ile donatılıyor ve kazanan tekrardan Pentagon oluyor.

Yüzyıl önce Osmanlı Devleti’nin yıkılmasındaki en büyük unsur olan İngiltere ile Türkiye yeni dönemde yakınlaştı ve müttefik birer devlet haline geldi. Son aylardaki açıklamalara bakacak olursak, İngiltere ve Türkiye’nin birbirleri aleyhine tek bir açıklama yaptığını göremeyiz.

Devletlerin dostlukları yoktur, menfaatleri vardır. Dün bizimle savaşan ülkeler, yarın bizimle aynı yolda yürüyebilir. Kimseye tam olarak güvenemeyiz ancak milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adımlarımızı ona göre atarız.

Yaşanan bütün mücadele yeni dönemde dünyayı kimin yöneteceği ile ilgili. Bundan aylar öncesinde yerkürenin her yerinde patlamalar olurken Çin’de neden hiç patlama yok demiştim. Cevabını yavaş yavaş öğreniyoruz…

 Son zamanlardaki haberlere, saldırıların stratejik hedeflerine, köşe yazarlarına ve ülkelerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman yaşanan gelişmeler zihnimde bu kanaatin oluşmasına yol açtı. Ne kadar doğru olduğunu zaman gösterecek…