Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında TEOG’un kaldırılacağını söyledi. Milyonlarca öğrenciyi yakından ilgilendiren bu yeni durumun önümüzdeki süreçte ne gibi etkileri olacağı açıklamanın hemen akabinde tartışılmaya başlandı…
Eğitim hayatına karışık sınıflarda başlayan öğrenciler lise çağına geldikleri zaman eski isimleriyle LGS, OKS, SBS’ye giriyorlardı. Yeni düzende bu sınavın adı TEOG olmuştu.
LGS zor bir sınavdı. Yüksek puan alabilmek için çok çalışmak gerekiyordu. Öğrencilerin fazla ders çalışmasının engellenmesi ve okul puanının da lise sınavlarında etkili olması amacıyla OKS getirildi.
OKS daha kolay bir sınavdı ancak öğrenciler yine de çok ders çalışıyordu. Eskisi gibi stres yapıyor ve aile baskısına maruz kalıyordu. Bunun da değişmesi gerekti ve SBS getirildi.
8. sınıfın sonunda tüm ilkokul konularından sınava girilirken SBS’ye geçildiği zaman 6. 7. 8. sınıfta her sene konularından yıl sonunda ayrı ayrı sınava girilmeye başlandı. Böylelikle öğrencilerin daha az stres yapması planlandı ancak bunun da fayda getirmediği anlaşılmış oldu. Çünkü 3 sene üst üste sınava girmek fazlasıyla yıpratıcıydı.
Son olarak TEOG’un gelmesiyle birlikte öğrenciler 8. sınıfın ilk döneminin sonunda ‘yazılı formatında’ 1. TEOG’a, ikinci dönemin sonunda da aynı formattan 2. TEOG’a girmeye başladı. Üstelik değişen her sınav formatında soruların konu aralıkları azaltıldı ve zorluk seviyeleri aşağı çekildi.
Bütün sistemler değişti ancak öğrencilerin yarış atı gibi çalışması değişmedi. Ailelerin çocuklar üzerinde ciddi baskı yapması, sosyal statünün TEOG’a göre belirlenmesi, gizliden yürütülen dershanelere ve etüt merkezlerine ayrılar’ın bütçelerin miktarı azalmadı. Son olarak da bütün sınavların kaldırılması söylendi…
Ülke olarak sınavları fazla abartmaya başladık. Çocukların kimlik ve kişiliklerinden çok sınav puanları üzerinde durmaya başladık. Hayatın A, B, C, D, E seçeneklerinden ibaret olduğunu zannettik. Çocuklara kapasitesinin üzerinde ödevler ve yapmadıkları taktirde abartılı tepki verdik. Adeta çocukları yalana ittik.
Yeni dönemde lise sınavları kalkarsa ne yararları olur;
Çocuklar ilkokulda olduğu gibi başarı durumları karışık olan sınıflarda lise eğitimini tamamlar. Böylelikle sosyal hayata daha çabuk adapte olur.
İyi lise kötü lise ayırımı ciddi anlamda ortadan kalkar, önemli olan çocuğun kendisi anlayışı hâkim olur.
İlkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar sınavlara girmeyecek olan öğrenci, sosyal hayatla daha çok iç içe olur. Çocuklar, kapasitesinin üzerinde ödev veren aile ve okullar yüzünden yapmadığı dersleri yaptım demek zorunda kalmaz ve yalandan uzaklaşır.
Ders çalışmadığı için kavga eden aile ile çocuk arasındaki gereksiz diyaloglar son bulur.
Gizliden yürütülen dershane, etüt merkezlerine ve çeşitli kurslara gerek kalmaz.
Yeni dönemde lise sınavları kalkarsa ne zararları olur;
TEOG, öğrencileri ders çalışmaya ve sorumluluk bilincine itiyordu. Çocuklara disiplin katıyordu. Birçok öğrenci bu duygularla daha geç yaşta tanışmış olacak.
Özel okullarda şişirme notlar veren hocalar yüzünden devlet okullarına giden öğrenciler geriye düşecek.
Mevcut sistemde bile not pazarlığı yapan aileler ve okul idaresi yüzünden minicik çocuklar hak etmeden yüksek not sahtekârlığına alışmış oluyordu, bunun dozu artacak. Ancak devlet denetimi artırıldığı zaman bütün bu yan etkiler yaşanmayacak…
Eğer ki derslere ayırdığı enerjiyi verimli bir konuya ayıramaz olursa toplumdaki genç yaştaki ilişkiler, sigara ve zararlı diğer alışkanlıklar ile kavga oranlarında büyük bir yükselme olacaktır.
Haftalık ders programının 10 saatini, spor ve sanat gibi kişisel beceriyi artıran branşlarla geçirmeye başlarsak ülke olarak en büyük kazancı o zaman sağlamış oluruz. Gereksiz konulardan uzaklaşıp sosyal ve disiplinli gençleri kazanmış duruma geçeriz.
Yeni düzende derslere ayrılan vaktin mutlak suretle yararlı konulara ayrılması sağlanmalı…