Ekonomik bunalım yaşadığımız bugünlerde yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek için McKinsey şirketinden danışmanlık alınacağı söylenmişti. Geçen haftaki yazımda buna karşı olduğumu belirterek kendi yatak odamızı Amerika’ya açıyoruz demiştim. Eğer ki bizler TL üzerine spekülasyon yapan insanlarla aynı amaca hizmet eden şirketlerden danışmanlık alabiliyorsak burada ciddi bir sıkıntı var demektir.
Küresel güce ulaşmış hiçbir şirket bağımsız ve tarafsız olamaz. Eğer ki McKinsey şirketine destek veren güçler isteselerdi bir günde doları süratle 2 TL seviyesine indirebilirlerdi.
Önce dolar üzerinden spekülasyon yapacak ardından da bir şirket vesilesiyle ülkedeki tüm ekonomi üzerinde söz sahibi olacaklardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu milletin gönlünde yer edinebilmesinin nedeni yerli ve milli olduğuna milletimizi inandırmasıydı. Eğer ki McKinsey ile yapılması planlanan sözleşmeden geri dönülmeseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllardaki tüm söylemleri boşa çıkmış olacaktı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin son yıllarda en başarılı olduğu konu hangisi diye sorsalar bağımsızlık yolunda verilen mücadeleyi söylerdim. Bizler tarih boyunca bağımsız yaşamaya alıştığımız için bugün yapılan saldırılara karşı onurlu bir duruş göstermekten çekinmeyen bir milletiz. Zira tarihimize dönüp baktığımızda bağımsızlık uğrunda nice canlar verildiğine şahitlik ediyoruz.
Geceleri üşür gündüzleri aç kalırız ancak kimsenin ekonomik ya da siyasi himayesine girmeyi kabul etmeyiz.
2009 yılında ‘One minute’ diyerek dış ilişkilerde politika değişikliğine gidilmişti. McKinsey hamlesinden sonra yine ‘One minute’ denmesi gerekiyor ancak bu sefer dışarıya değil içeriye…
Yerli ve milliyiz derken ülkeyi McKinsey şirketi denetimine açmayı teklif eden insanlar eğer hâlâ görevlerinde kalmaya devam ederlerse bundan sonraki süreçte büyük hatalar yapılması mümkün demektir. Çünkü akıllara en son getirilmesi gereken bir düşünceyi az daha hayata geçirme fırsatına erişeceklerdi.
Ülkemizi zenginleştirmekten daha çok milli hale getirmek için mücadele etmeliyiz. Zengin olmak bizim için amaç olamaz. Kimi zaman rahat kimi zaman sıkıntılı süreçlerden geçeriz ancak her zaman biz bize yeteriz.
Bu millet inandığı zaman Türkiye’nin tüm borcundan daha fazlasını devletine verebilecek bir millet. Yeter ki inandığımız değerlerden ayrılmayan ve güvenimizi boşa çıkarmayan liderlerin etrafında kenetlenebilsin.
Eğer ki AK Parti uzun yıllar boyunca ülkeyi yönetmek istiyorsa tam bağımsız Türkiye politikasından ayrılmayı aklından bile geçirmemelidir. Aynı şekilde AK Parti’yi sandıktan yenmek isteyen partiler tam bağımsız Türkiye imajını gerçekleştirdikleri ölçüde sandıktan güçlü çıkacaklardır.
AF GELMELi Mi?
Eğer ki AF teklifi sadece Alattin Çakıcı için çıkarılacaksa burada ciddi sıkıntı var demektir.
Bazı suçları affedip bazı suçları affetmediğiniz takdirde Anayasa Mahkemesi eşitlik prensibine aykırı diyerek FETÖ ve PKK sanıklarını serbest bırakmaya başlarsa burada çok ciddi sıkıntı olacak demektir.
Eğer ki PKK’nın ana gelir kaynağı olan uyuşturucu satıcıları özgür kalacaksa burada baya baya sıkıntı var demektir.
Tecavüz, işkence, dolandırıcılık gibi toplumsal hassasiyet gösterilen konularda suç işleyen insanlar dışarı çıkacaksa burada zaten sıkıntı var demektir.
Sıkıntı oluşturmadan af çıkarmak da çok zor bir meseledir.