Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Seçime bir yıl kala

Köşe Yazısını Dinle

Seçimler erken yapılmazsa bir yıl sonra sandık başına gideceğiz. Cumhuriyet’in 100. yılında yapılacak Meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimi tüm parti ve vatandaşlar için büyük önem taşıyor. Partilerin ve potansiyel cumhurbaşkanı adaylarının avantajlı ve dezavantajlı yönlerini ele almak istiyorum.

Recep Tayyip Erdoğan: 20 yıldır ülkeyi yönetmesi, partisinin tüm kademelerinde kendisine duyulan güven en önemli avantajı. Girdiği her seçimde kendinden sonra gelen partiyi ikiye katlaması seçim kazanmasını çok iyi bildiğini gösteriyor. Ancak 20 yılda yıprandı, eski yol arkadaşları yıpratıcı siyaset uyguluyor. Covid, Ukrayna-Rusya savaşı ve küresel tedarik zincirinin kesilmesinin de getirdiği yükle ekonomik sıkıntı yaşıyor. En büyük rakibi ekonomi. Tek bir sözü hâlâ çok etkili. Sonucu değiştirebilecek en önemli kişi. Erdoğan’a güven artarsa seçimi kazanır, azalırsa kaybeder.

Kemal Kılıçdaroğlu: Ekonomik sıkıntıdan dolayı Erdoğan’ın kazanamayacağını düşünüyor. CHP içinden birisi Cumhurbaşkanı olursa kendi koltuğunun sıkıntıya gireceğine inanıyor. Bunu ‘Cumhurbaşkanı adayı belirlemek’ isimli yazımda yazmıştım. Kendi popülaritesini artırarak aday olmak, yapamazsa da CHP dışından birisini aday göstermek istiyor. Ancak on yıldır partisini tek bir puan ilerletemediği için eleştiriliyor. CHP genel başkanı olduğu için aday belirlemede en önemli kişi kendisi. Yıllar içinde kendisine partide muhalif olan herkesi bir şekilde etkisizleştirdi. CHP siyasetini iyi biliyor.

Meral Akşener: Başbakan olacağım diyerek Cumhurbaşkanı adayı olmak istemediğini söyledi. Bir önceki seçimde cumhurbaşkanı adayı olmuş ve seçim sonucunda istifa süreci kendisini yıpratmıştı.

Ali Babacan: Ekonomi kötüye gittiğinde güçleniyor, iyiye gittiğinde zayıflıyor. Ekonomi dışındaki konularda görüşü merak edilmiyor. AK Parti’nin ekonomide iyi olduğu yıllarda ekonomi bakanı olması avantajı. Ancak AK Parti’ye çok tepkili olan muhalefetin bir kısmında da AK Parti’den farkı yok eleştirisi ile karşı karşıya.

Ahmet Davutoğlu: Heyecan uyandıramadı. Parti kurarak AK Parti’ye ciddi kayıp yaşatamadı. Yakın zamana kadar AK Parti başbakanı olduğu için ne AK Parti tabanı ne muhalefet tabanı kendisine sahip çıkıyor.

Abdullah Gül: Bir önceki seçimde çatı aday olmasına ramak kalmıştı ki Meral Akşener muhalefeti ile karşı karşıya kaldı. Keskin çıkış yapamaması, net görüş belirtememesi gözden düşmesine neden oldu. AK Parti tabanı ile bağı kalmadı. Muhalefet tarafından desteklenen bir imaj çiziyor. Bu seçimde cumhurbaşkanı adayı olması çok zor gözüküyor.

Temel Karamollaoğlu: Yıllardır yüzde 1-2 arası oy alıp koltuğunu korumayı başarabilen Türkiye’nin özeti sayılabilecek bir siyasetçi. Nasıl yaptıysa partisini çok kilit ve önemli bir konumda gösterip tüm siyasi partilerden üst düzey bir ağırlanma görmeyi başardı. Bireysel etki gücü yüksek değil ancak partisinin kemikleşmiş oyu nedeniyle adı konuşulan bir siyasi olarak sahne alıyor.

Muharrem İnce: Bir önceki seçimin cumhurbaşkanı adayı. Muhalefetin umutsuzluğunun en yüksek olduğu bir dönemde heyecan oluşturmayı başardı. Çok kalabalık mitingler yaptı. Beklentiyi yükseltti. Sonunda da seçim kaybedildi ve seçim gecesini iyi yönetmediği için birçok kişide hayal kırıklığı oluşturdu. Etki gücü yüksek. Hitabeti iyi ancak CHP lideri tarafından gün be gün zayıflatıldı CHP’den ayrılarak kendi partisini kurdu. Seçimde CHP kitleleri bir araya getirebilirse işi zor ancak zayıf görüntü çizerse birçok muhalifin alternatif adayı olabilir.

Ümit Özdağ: Tek başına ciddi muhalefet yapıyor. Aynı zamanda muhalefete de sarı muhalefet diyerek muhalefet yapıyor. Çıkışları gençlerde karşılık görüyor. Fakat yüksek bir oy oranına sahip olacağı hiçbir anket firması tarafından dillendirilmiyor. Anket firmalarında diğer bölümünün parçaları olarak gösteriliyor. Liderin arkasından gitmek isteyen insanları etkileme gücü yüksek. Ancak Suriyeliler dışında etkili çıkışlar yapamadı. Tek bir konu üzerinde siyaset yapıyor anlayışı hâkim. Yer yer faşist diye eleştiriliyor.

Ekrem İmamoğlu: Üç yıl önce potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak görülüyordu. Erdoğan gibi İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu için etki gücü yüksekti. Ancak geçtiğimiz 3 yıl sonrası kendi tabanını da küstürdü. Etki gücü çok azaldı, partisinden de eleştiri alıyor. İstanbul dışında birçok konuda görüş beyan etti, hata yaptı ve Mansur Yavaş’ın gerisine düştü. Kılıçdaroğlu kadar da partide gücü olmadığı için imajını düzeltmezse ne cumhurbaşkanı adayı olabilir ne de sonraki seçimde tekrar aday gösterilir.

Mansur Yavaş: Şu anda muhalefetin en gözde adayı. Ancak eskiden İmamoğlu’nun arkasındaydı. Bu kadar popüler olma nedeni rakipleri yanlış yaparken o yapmadı. Yanlış yapmama nedeni de hiç konuşmaması. Ankara dışında hiçbir konu hakkında görüş bildirmedi. Bu sayede yıpranmadı. Eski ülkücü yeni CHP’li olarak ve partisi HDP ile dirsek teması yürütürken söyleyeceği her söz aleyhine dönebilirdi. Van gezisinde Selahattin Demirtaş’ı istiyoruz diyen vatandaşa inşallah diyerek eleştiri topladı. Tek bir kelime eleştirilmesine yetti. Bu nedenle hep sustu. Sustukça yükseldi.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X