24 Haziran seçimlerine damgasını vuran liderler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Muharrem İnce oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ilk turda seçilemez, ilk turda seçilemediği takdirde ikinci turda kazanması mümkün olmaz denildiği bir ortamda ilk turda yüzde 53 gibi rahat bir oy oranıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması önemli bir siyasi başarıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni sistemle birlikte bürokratik oligarşiyi engelleyen, güçlü Meclis ve güçlü hükümet modelinde liderliği eline almış oldu. Muharrem İnce ise CHP genel başkanlığına hiç olmadığı kadar yaklaştı.
Cumhur İttifakı’na bakacak olursak AK Parti son 10 yıldaki en düşük oy oranını almasına rağmen kurduğu akıllı ittifak ile liderlerinin tekrardan yüzde 53 ile Cumhurbaşkanı olmasını sağlamıştır.
MHP özellikle İyi Parti’nin ekranlarda yer almasıyla birlikte sıkça tartışılan bir parti olmuştu. Kimi anket firmalarına göre MHP’nin oyu yüzde 5-6’larda kaldığı iddia edilmekteydi. Hatta MHP’nin baraj altında kalmamak için Ak Parti ile ittifak yaptığını öne sürenler olmuştu.
Hesapları alt- üst eden olay MHP’nin yüzde 5 yerine 11 alması oldu. Böylelikle seçimin gizli kahramanı Devlet Bahçeli oldu. Partisinin bölünmesine ve ağır eleştirilere maruz kalmasına rağmen hem partisinin oy oranını koruması hem de adaylarını cumhurbaşkanı seçtirmesi Devlet Bahçeli’nin siyasi oyun kurucu bir lider olduğunu gösteriyor.
Erdoğan’ı seven ancak Ak Parti’nin de kendisini iyi yönde değişime zorlamasını isteyen seçmenler MHP’yi kendisi için alternatif olarak gördüler.
MHP ve Ak Parti’nin oylarının toplamı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy toplamına tekabül ediyor. Bu da gösteriyor ki MHP ve Ak Parti’ye oy verenler aynı zamanda ittifakın Cumhurbaşkanı adayına oy vermeyi ihmal etmemişler.
Millet İttifakı cephesine bakacak olursak 24 Haziran seçimleri önümüzdeki döneme damgasını vuracak yeni bir liderin varoluşuna tanıklık etti. Muharrem İnce son zamanlarda CHP’nin aldığı en yüksek oy oranından daha yüksek bir oranda oy alarak muhalif insanlarda psikolojik bir kalkınmanın temelini attı.
Kemal Kılıçdaroğlu ile sandıkta ne yaparlarsa yapsınlar iktidar olamayacağına inandığı için sandık dışı yollara meyleden muhalefetin sandık ile iktidara gelebileceğine inanması milletimizin tamamında demokrasiye olan inancın güçlenmesine vesile oldu.
Selahattin Demirtaş’ın yüzde 8 oy almasına rağmen HDP’nin yüzde 11 oy alması ve Meral Akşener’in yüzde 7.5 oy almasına rağmen İyi Parti’nin yüze 10 oy alması Cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce’ye oy veren yüzde 8’lik kesimin parti olarak İyi Parti ve HDP’ye oy verdiğini gösteriyor.
CHP’nin normal oy oranının yüzde 25 olduğunu varsayarsak CHP’nin stratejik olarak HDP’ye oy verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. HDP’nin baraj altı kalması halinde bölge milletvekillerinin birçoğu Ak Parti’ye geçecekti. Bunun önüne geçilmesi için parti stratejisi uygulandı. Demirtaş’ın oy oranı gösteriyor ki CHP seçmeni HDP’ye oy vermemiş olsaydı HDP baraj altı kalacaktı.
Ancak Muharrem İnce’ye oy verip parti seçimlerinde İyi Parti’ye oy verenler için aynı şeyi söyleyemeyiz. Muharrem İnce’nin güzel bir performans sergilemesi ile birlikte CHP seçmeni konsolide olmuştu.
Muharrem İnce’ye oy veren insanlar zaten İyi Parti’ye oy verip cumhurbaşkanlığında Meral Akşener’e oy verecek olan seçmenlerdi.
Bu seçmenler Muharrem İnce’nin performansından etkilendikleri ve Erdoğan’a karşı onun daha çok başarılı olacağına inandığı için partilerinden vazgeçmeyip cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce’ye veren seçmenlerdi.
Saadet Partisi ve Meral Akşener bu seçimlerin en çok kaybeden liderleri olmuştur. Temel Karamollaoğlu yüzde 1 bile oy alamamasına rağmen Türkiye’nin en kilit siyasi partisiymiş edasıyla açıklamalar yapıyordu. Saadet Partisi’nin Türkiye siyasetinde önemli olmadığı seçimler sonucunda görülmüş oldu.
Meral Akşener’in 3 Kasım seçimlerinde Cem Uzan’ın aldığı oy oranından daha aşağıda bir oy alması gündemde sık yer bulmasına rağmen milletin gönlünde yer bulamadığını gösteriyor. İyi Parti iktidar alternatifi olmayan ancak siyasette kendisinden söz ettiren bir parti olacaktır.
Mevcut seçim ile birlikte parlamenter sisteme geri dönüş ihtimali kalmadı. Türkiye önümüzdeki döneme yeni sisteme Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde girecek.