Birkaç aydır doktor eylemleri ülke gündemine yansımış ve iş bırakma eylemleri dahil birçok olay kendini göstermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan iki kez doktorlarla ilgili açıklama yapmış ve Meclis’ten yasal düzenleme geçirip mağduriyetleri engelleyeceklerini dile getirmişti.

Bu sürecin bir başka etkisi de doktorların kendi sendikalarını kurmaları oldu. Doktorların Sağlık-Sen, Türk Sağlık-Sen gibi büyük sağlık sendikalardan ayrılıp kendi sendikalarına üye olmaları sıradan bir olay değil. 41 sağlık sendikasının şu anda en büyük 3. Sendikası Hekim-Sen isimli bir doktor sendikası. Ayrıca Hekim Birliği ve Tabip-Sen gibi üye sayısı çok olan başka sendikalar da mevcut. Bu hafta Hekim-Sen sendikası Bursa İl Temsilcisi Dr. Ali Erol ile söyleşi yapacağız. Dr. Ali Erol aynı zamanda mevcut Türk Tabipler Birliği yönetimine karşı seçime giren ekibin de yönetim listesinde yer alıyor.

Hekim Sendikaları fikri nasıl ortaya çıktı?

Hekim dışı sağlık personeline iyileştirmeler yapılırken, hekimlerin göz ardı edildiğini gördük. Hekimlerin de hak ettiği özlük haklarının verilmesi birçok kez dile getirilmesine rağmen gerekli reaksiyonların gösterilmemesi üzerine sesimizi daha gür çıkarabilmek adına hekim sendikaları kuruldu.

Hekim-Sen kimdir?

Hekim-Sen Kocaeli merkezli olarak 2019’da kurulmuştur. Genel Başkanımız Dr. Adil Kurban’ın bir sosyal medya platformu üzerinden on binlerce doktora çağrı yapması ve bu çağrıya olumlu cevap veren birçok doktorun olması sonucu resmi olarak kurulmuştur. Son yaşanan olaylara kadar üye sayımız çok değildi ancak son birkaç ayda on binlerce üye kaydı yaptık.

Hekim-Sen Sendikasının siyasi görüşü nedir?

Sendikacılık denilince akla genelde siyaset geliyor ancak biz apolitik bir sendikayız, kurucu üyelerimizin de farklı siyasi görüşleri mevcut. Bireysel olarak herkesin bir görüşü muhakkak vardır ama sendika çatısı altında siyasi konuşmalar yapılması yasak. Hiçbir toplantımızda siyasi olarak algılanacak bir söylemi dillendirmek istemiyoruz. Sendikamızın amacı hekim haklarını savunmaktır. Siyasi bir amacı yoktur. Eğer olur da bir gün bizim sendikamızın da politik bir duruşu olursa, açıkçası ben de bu duruma sıcak bakmam.

Sizin Türk Tabipler Birliği’ne bakışınız nedir?

Üyelerimiz arasında tabip odalarını sevenler ve sevmeyenler mevcut. Bizim bir kuralımız var. Üye ve temsilci gruplarımızda siyasi konuşmalar yapılmasını istemiyoruz. Tabip Odası ise bizim hakkımızda olumsuz görüş bildirerek, bizleri kendilerine rakip olarak görüyor. Fakat bizler kucaklayıcı bir yaklaşım ile tüm kurumlara eşit mesafedeyiz.

Doktor haklarını savunmak için kurulduk demiştiniz. Peki sizin talepleriniz neler? Doktor hakkı derken neleri kast ediyorsunuz?

Muayene sürelerine değinmek istiyorum, 5 dakikada bir hastanın şikayetlerini dinlemek, muayene etmek ve uygun tedaviyi vermek çok zor. Avrupa’da 45 dakikaları bulan randevu süreleri var. 5 dakika çok yetersiz bir süre. Biz 5 dakikada da bakarız ama hastalar tam olarak tedavi olamaz. Ayrıca gelir adaletsizliği mevcut. Döner sermaye diye bir uygulama var. Aynı branşı yapan iki doktor aynı sayıda hastaya baksa bile aralarında çok ciddi bir gelir farkı oluyor. Hastanenin birisi fazla döner veriyor, diğeri hiç vermiyor. Adil ücret ortam istiyoruz. Ayrıca doktorlara yaptıkları hatalardan dolayı dava açılıyor ve mahkûm olursa birkaç yıllık gelirini tazminat olarak ödemek zorunda kalıyorlar. Buna malpraktis deniyor. Bu olay da adil değil. Eğer malpraktis olacaksa tüm devlet memurlarına olsun. Sadece doktorlara görevi gereği dava açılması eşitlik ilkesine de aykırı.